ARINÇ: HAKİKATLERİ SÖYLEMEK CESARET İŞİDİR BURSA (A.A)

-ARINÇ: HAKİKATLERİ SÖYLEMEK CESARET İŞİDİR BURSA (A.A) - 04.06.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Zalimlere karşı hakikatleri söylemek cesaret işidir, doğruların işidir, güçlülerin işidir. Hiçbir zaman İsrail Cumhurbaşkanı sağ tarafında otururken, ona dönüp de 'Sen zalimsin, sen ancak adam öldürmeyi bilirsin' diyecek bir başbakanı Türkiye ilk defa gördü'' dedi. Uludağ Üniversitesinde (UÜ) öğrenim gören bir grup öğrenciyle Holiday Inn Hotel'in bahçesinde bir araya gelen Arınç, gençlerden okumalarını, incelemelerini, arkadaşlarıyla güzel dostluklar kurmalarını istedi. ''Artık Twitter denen bir şey var, mesaj denen bir şey var, facebooklar var'' diyen Arınç, ''Müspet anlamda kullanırsanız insanlar birbirleriyle iletişim kurma noktasında çok daha başarılı olabilirler. Mesela ben bu teknik aletleri çok fazla kullanmasını sevmem ama danışmanımın ısrarıyla twittera girdik, orada bir hesabımız var. Şu ana kadar 20 bin takipçimiz olmuş. Millet biraz da işi gücü bıraktı herhalde sadece bununla uğraşıyor. Herkes bir kelimelik mesajlarla birbirleriyle anlaşabiliyorlar. Burada, bir tehlikeye dikkati çekeyim: Böyle çok kısa kelimelerle konuşmaya da çok fazla meraklı olmayın. O internet dili; sizin kelime hazneniz çok zengin olsun. 25-30 kelimeyle meramınızı ifade etmeyin. Türkçe çok zengin bir dil, çünkü Türkçe bir medeniyet dili. Medeniyet dili, bu medeniyetin ortaklarının hepsinin kültürünü belirlemiş olan dil demektir. Son yıllardaki en büyük tehlikelerden birisi, aramızdaki çok kısa konuşmaların argoya kaçması ve insanların birbirlerini, artık sembollerle anlar hale gelmesidir. O internet dili olsun, çünkü orada 120'yi geçmemek şartı var ama siz birbirinizle konuşurken, mutlaka güzel cümleler kurmaya, mutlaka edebi cümleler kurmaya da gayret edin. Bunun yollarından bir tanesi çok kitap okumaktır. Kitabı elimizden düşürmeyelim'' dedi. -''TÜRKİYE'DE ÖYLE BİR GAZETE VAR Kİ...''- Arınç, üniversitedeki en büyük hastalığının, ''cinnet'' derecesinde kitap okumak olduğunu, şimdi o günleri özlediğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Çünkü elime gazeteden başka kitap alamaz noktaya geldim. Günlük haberlerde ne var acaba diye gazeteye bakıyorum. Onlar da o kadar çok ki o kadar değişik şeyler yazıyorlar ki her birini okurken kitap okuyamıyoruz. Siz biraz gazeteden uzak kalın. Kaldı ki Türkiye'de öyle bir gazete var ki her şey onun içerisinde, onu takip ederseniz zamanla her şey daha iyi anlaşılır. Evet. Yani emin olun, Zaman'a baktığınızda, Zaman'ı okuduğunuzda başka bir şey karıştırmaya gerek kalır mı kalmaz mı diye siz düşünün, ben buradan bir şey söylersem, 'medyadan sorumlu adam ne dedi bakın' derler sonra. Zaten şimdiden kaptı onlar cümleyi. Değerli kardeşlerim önce ona bakın, ihtiyaç duyarsanız hepsine bakarsınız.'' 12 Haziran seçimlerinin yaklaştığına da değinen Arınç, seçimde ''oy dilenciliği'' yapma niyetinde olmadıklarını, herkesten 10 yıl öncesiyle bugünü karşılaştırmalarını ve kararlarını ona göre vermelerini istediklerini ifade etti. Arınç, aldıkları emaneti 8.5 yıldır götürdüklerini ifade ederek, konuşmasını, ''Çetelerle, mafyayla, demokrasi düşmanlarıyla mücadele ediyoruz, seçilmiş hükümetleri devirmeye, Anayasa'yı ortadan kaldırmaya, sivil insanları bombalamaya, bunun için planlar yapmaya teşebbüs edenlerle mücadele ediyoruz'' sözleriyle tamamladı.