ARINÇ: İŞİMİZ HİZMET, GÜCÜMÜZ MİLLET DİYARBAKIR (A.A)

-ARINÇ: İŞİMİZ HİZMET, GÜCÜMÜZ MİLLET DİYARBAKIR (A.A) - 14.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''İşimiz hizmet, gücümüz millet. Yani ben tekrar iktidar olduğum zaman 8,5 yıllık yaptıklarıma ilaveten Diyarbakır'a daha büyük projelerle geleceğim. Halkın sağlığını, işsizliğini, eğitimini, enerjisini, ulaşımını daha güçlü hale getireceğim. Benim iddiam bu. Bende çatışma, kavga yok'' dedi. Arınç, Gazi caddesindeki AK Parti seçim bürosunda partililere hitaben yaptığı konuşmada, inançlı olduklarını ve yıllarca kendilerini bu memlekette Müslümanlığın kardeş yaptığını belirtti. En büyük başarıyı ustalık dönemlerinde göstereceklerini belirten Arınç, ''Bugüne kadar gelen bütün hükümetler hizmet diye bir şey tanımamışlar. Sadece kendilerine ve çevrelerine çıkar sağlamışlar'' diye konuştu. Bütün anketlerde, BDP'ye de, MHP'ye de, CHP'ye de tüm partilerin tabanlarına sorulduğunu; tabanlarının ortalama yüzde 80'inin, ''Tamam inandık. AK Parti bir kez daha iktidara gelecek ama iki konuda ihtilaf var; acaba 340-350 ile mi gelecek yoksa 400'ü mü devirecek bu sefer'' dediğini söyleyen Arınç, ''İkisine de razıyız Diyarbakırlılar. İnşallah en büyük başarıyı ustalık döneminde göstereceğiz'' diye konuştu. Millete yaptıkları hizmetlerin üç-beş mislini yapacaklarını, buna güçlerinin ve inançlarının olduğunu, millete inandıkları, güvendikleri kadar hizmete hazır olduklarını dile getiren Arınç, şöyle devam etti: ''(AK Parti'yi güçlü yapan nedir, AK Parti kimlere dayanıyor, AK Parti bu gücü kimlerden alıyor) diye hiç soru sormaya gerek yok. Milletimize dayanmışız. Ona demişiz ki, ey millet, daha dürüst hizmet edeceğim. Senin hizmete ihtiyacın var. Bugüne kadar gelen bütün hükümetler hizmet diye bir şey tanımamışlar. Sadece kendilerine ve çevrelerine çıkar sağlamışlar. Sadece bakanlık bölüşmüşler, kırmızı plaka sayısını biraz daha artırmışlar. Diyarbakırlılar, bizden önce üç partili koalisyon vardı; DSP, MHP ve ANAP. Kaç bakan vardı biliyor musunuz? Tam 38. Biz geldik 24'e indirdik.'' ''Biz memleketimizde iç barışın da önemli olduğunu düşündük'' diyen Arınç, ''Toplumsal barışa önem verdik, herkesi kucakladık, ayrımcılığı ortadan kaldırdık. Bu memlekette herkes kendi kimliğini rahatlıkla ifade edebilsin, kimliğini yaşayabilsin, suçlanmasın. Dilini konuşabilsin. Radyo ve televizyon yayıncılığı yapabilsin'' dedi. Arınç, kendi folkloruyla, kültürü, sanatıyla herkesin kendini daha çok kimliğiyle bütünleştirebilmesini istediklerini, bunların demokrasinin ve insan haklarının gereği olduğunu belirtti. Türkiye'yi o günlerden kurtardıklarını, daha güzelini, güçlüsünü gelecek dönemde yapacaklarını, demokrasi ve hukuk içerisinde yola devam ettiklerini belirten Arınç, şöyle dedi: ''Geçmişte tabu sayılan pek çok şey yıkıldı. Demokraside tabular olmaz ama taleplerin ve isteklerin yine hukuk devleti içerisinde dile getirilmesi lazım. Siyaset ve demokrasi şiddetle olmaz. Siyaset ve demokrasi kavgayla olmaz, reddetmek ve ötekileştirmekle olmaz, kendinden olmayanı, kendisine oy vermeyeni, kendisiyle birlikte olmayanı düşman ilan etmekle olmaz. Hepimizin farklılığı vardır; inançta vardır, etnik kökende vardır, düşüncede olabilir. Biz birbirimizi anlamaya, birbirimizi dinlemeye, birbirimize saygı göstermeye mecburuz. Elimizde sopayla, molotofkokteyliyle, silahla benden olmayan yaşamasın düşüncesi ve bana destek olmayan kahrolsun düşüncesi artık Türkiye'de yer bulmamalı. Biz birbirimizin farklılığını zenginlik olarak kabul ediyoruz. Türkiye'de her şey konuşulabilmeli. En uç talepler bile dile getirilmeli ama bunların şiddetle bir araya gelmesi çok yanlış olur. Türkiye'de huzurun bozulmasını, insanların kamplaşmasını arzu edenler olabilir ama biz AK Parti olarak, huzurun, barışın ve demokrasinin teminatı olacağız. Bugüne kadar çalışmalarımız budur.'' Arınç, şöyle devam etti: ''Diyarbakır'da bağımsız olarak adaylığını koyan tüm siyasetçiler de bizim için önemlidir. Kendilerine başarılar diliyorum. Ama elbette ki AK Parti, elbette ki bu birbirinden kıymetli milletvekili adaylarımız da çok önemlidir. Kararı Diyarbakırlılar verecek.  Bende çatışma kavga yok. Diyarbakırlı benden ne istiyorsa doğru, haklı ve makul ise ki öyledir. Ben onların hepsini en az 3 misliyle yapacağım. Şu sandıklardan bir tane oy bile çıkmazsa AK Parti'ye, biz kendimizde kabahat ararız. Ama yeter ki o sandığa serbestçe gidilsin. Herkes elini vicdanına koysun. Herkes anasının ak sütü gibi helal oylarıyla sandıklarda kararını versin. Çıkan sonuç başımızın gözümüzün üstüne. Önemli olan gidip sandığa oyunu kullanabilmektir. Bu oyun kullanılmasını engellemeye çalışanlara da elbette hukuk, devlet, yasaların verdiği imkanları da kullanacaktır. Dünyada bütün hastalıkların neredeyse ilaçları bulunuyor ama korku hastalığının ilacı henüz bulunamadı. Korkuyu millet üzerinden atacak, sandığa gidecek. Kimse de karışmasın. Türkiye'de tabuları, korkuları yıkmanın yolu 'Çok şükür ben varım benim oyum var. Oyumu kullanıyorum. Buna da hiç kimse engel olamaz' diye bir insanlık görevini yapmamızdır. Bütün Diyarbakır'ı, Şırnak'ı, Hakkari'si, Silvan'ı, Van'ı hepsi bizim canımızdır.''