Bülent Arınç İsrail'in tepkisini çeken "Ayrılık" dizisiyle ilgili olarak, Büyükelçi ile görüşeceğini söyledi.Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT'de yayınlanan ve İsrail'in tepkisini çeken "Ayrılık" dizisiyle ilgili olarak, "Bu dizi ile İsrail-Türkiye ilişkilerini bozmak niyetinde değiliz. Yahudi-Musevi düşmanı değiliz. Büyükelçi ile görüşüp kaygılarını gidereceğim" dedi.Başbakan Yardımcısı, "Yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz, itirazları, şikayetleri, endişeleri neyse, biz bunları dinleriz. Büyükelçiyi de İsrailli yetkilileri de dinleriz, yaptığımız işin ne anlama geldiğini söyleyebilmek için" dedi. Arınç, "Bu raporun (BM'nin Goldstone raporu) sıkıntısıyla Türkiye'deki Ayrılık dizisine karşı bir tavır içindeler. Yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz, itirazları, şikayetleri, endişeleri neyse biz bunları dinleriz. Büyükelçiyi de İsrailli yetkilileri de dinleriz, yaptığımız işin ne anlama geldiğini söyleyebilmek için. Yahudi, Musevi düşmanlığı yaratacak bir dizinin içinde değiliz, bundan sonra da olmayacağız. Onun sözleriyle değil, gerçek olanlarla İsrailli yöneticilerle görüşeceğiz. Kesinlikle bu dizinin böyle bir anlam taşımadığını ve sonuna kadar yayınlandığında bundan mutlu olacaklarını ifade edeceğiz. Hükümetin bu diziyi yapın demesiyle bunu yapmadığımıza göre, bu diziyi kaldırın demesiyle de kaldıracak durumda değiliz. Çünkü biz devlet televizyonu değiliz. TRT özerk bir kuruluştur. Bu dizileri dışarda yaptırırız. Reyting aldığı ölçüde de diziler yayınlanmaya devam eder. Meseleye ticari açıdan bakıyoruz. Bütün özel televizyonların baktığı gibi. Ayrılık dizisinin birinci bölümü Türkiye'de pek çok kimsenin bildiği ve izlediği dizi değilken, şu anda reytingimizin çok yükseklere çıktığını görüyoruz. Bundan televizyon yayıncısı olarak memnuniyet duyduğumu ifade edeyim. Demek ki önümüzdeki bölümler yaptığı zaman reytingler tepelere vurmuş olacak. İsrailli dostlarımızın hükümetin, büyükelçimizin ve Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşların bu diziden olumsuz etkilenmemeleri böyle bir düşüncemizin olmadığını samimiyetle ifade etmek istiyorum."Bülent Arınç, Türkiye ile
İsrail hükümetleri arasında geçmişten bu yana iyi ilişkiler bulunduğunu belirterek, "Bu ilişkileri de bozmak niyetinde değiliz. Zaman zaman yönetimlerden kaynaklanan çekişmeler olsa bile şu anda
İsrail ile geçmişten bu yana ilişkilerini iyi noktaya götürmeye çalışan, buna ihtiyacımız olduğunu bilen bir hükümetiz" dedi.
"TRT devlet televizyonu değil"Arınç, TRT'nin kamu yayıncılığı yapan bir kuruluş olduğunu ancak İsrailli yetkililerin ifade ettiği gibi bir "devlet televizyonu" olmadığını ifade ederek, Türkiye'de çok şeylerin değiştiğini belirtti.Arınç, şunları söyledi: "Eskiden belki bu tanımlamaya 'uygun' denebilirdi ama TRT'nin kendi kanunu var ve TRT özerk bir kuruluş. Televizyon yayıncılığında pek çok dizi, pek çok tanıtım, pek çok müzik ve eğlence programı olabilir. Bunların bir kısmını TRT kendi imkanlarıyla yapar, bir kısmını da yapımcı kuruluşlardan satın alır. İnceleyebildiğim kadarıyla Ayrılık dizisi de bir özel kuruluşa yaptırılmış ve ilk gösterime de geçtiğimiz Salı günü başlamış. Ancak tanıtım fragmanlarında ve birinci bölümde yayınlandığı şekliyle İsrailli yetkililerden tepki aldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu konuda iki şey söylemek istiyorum, bir devlet televizyonu değiliz biz. Yani devlet, 'Şunu yap, bunu yapma, şunu al, şunu alma, bunu göster, bunu gösterme' böyle bir telkinde TRT'ye bulunamaz. TRT'nin kendi yönetimi var ama kanunda kendisine kamusal yararı gözetmek üzere yayın yapma gibi bir izin verilmiş. Dolayısıyla biz hükümetin, başbakanın kontrolünde olan, onun istediği gibi yönlendirdiği televizyon değiliz, böyle bir yayıncı kuruluş değiliz. İkincisi, bu tür diziler özel kuruluşlardan satın almak suretiyle de gösterilebilir, özellikle bu dizi, Filistin-
İsrail arasında geçtiği bilinen, artık dünyada hiç kimsenin görmezden geldiği, duymazdan geldiği bir konu üzerinde yoğunlaşmıyor. Bu aynı zamanda bir aşk dizisi. En az 13 bölüm olur bu diziler. Devam etmesi düşünülürse ikinci bir 13 bölüm olarak çekilir. Daha başındayız ve bölümler ilerledikçe çekim yapılacak. "Senaryonun, masraflarının incelendiğini ve TRT açısından yayımlanması sakıncalı görülmediği için dizinin başladığını kaydeden Arınç, "İkinci, üçüncü, dördüncü bölümlerin senaryosu incelenmiş olsaydı, bu tür üzüntü duymaya gerek kalmayacaktı. Çünkü insani olaylar bu dizi içinde konu ediliyor. Filistin'de geçtiği konu edilen bir iki bölüm dışında, farklı mekanlarda, farklı ülkelerde çekilmek üzere senaryolaştırılmış" diye konuştu.
"Yahudi düşmanlığı yok"Dizide kesinlikle "Yahudi düşmanlığı" olmadığını dile getiren Bakan Arınç, "Anti semitizm, bizim de reddettiğimiz bir insanlık suçu olarak anlaşılması gereken bir davranıştır. İkincisi Türkiye ile
İsrail hükümetleri arasında geçmişten bu yana iyi ilişkiler vardır. Bu ilişkileri de bozmak niyetinde değiliz" dedi. "Zaman zaman yönetimlerden kaynaklanan çekişmeler olsa bile, şu anda
İsrail ile geçmişten bu yana ilişkilerini iyi noktaya götürmeye çalışan, buna ihtiyacımız olduğunu bilen bir hükümetiz" diyen Arınç, "Bu ilişkileri bozmaya da niyetimiz yok. Bu ilişkileri bozmak amacıyla da bu dizi yayınlanmıyor. Kesinlikle böyle bir düşüncemiz yok, buna müsaade etmeyiz. Bizim Musevi karşıtı olmamız, Yahudi karşıtı olmamız hiçbir zaman düşünülemez" diye konuştu. Arınç sözlerine şöyle devam etti:"Biz elbette Filistin'de meydana gelen olaylara büyük üzüntüyle bakıyoruz. Gazze'de, Ramallah'ta ve diğer bölgelerde çocuğu kucağında ölen insanlar, bizi ilgilendiriyor. Lübnan'dakiler bombalandığı zaman, bu bombalar sanki başımıza yağmış gibi bundan üzüntü duyuyoruz. Bunlar dünyanın gerçekleri, bu gerçekler bütün dünyanın televizyonlarında, sinemalarda, bazen
sinema, bazen dizi oluyor. Gerçeğe ne kadar yakınsa da o kadar ilgi topluyor. Ama bunların yayınlanması diyelim ki
ABD ile Vietnam arasındaki savaşın, yıllarca filmlere konu olması, Hitler'in Yahudilere karşı uyguladığı soykırımın yıllarca tiyatrolarda ve filmlerde senaryolaştırılmış olması, dünyada bilinen olaylardır. Kaldı ki bu Ayrılık dizisi, sonunda sevgiye, aşka dönüşecek olan, insanların, barış içinde, huzur içinde yaşaması ve buna duyulan özlem senaryo haline getirilen bir dizidir."
"İsrail Büyükelçisi ile arkadaşlık ilişkimiz var"İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabi Levy'nin resmen randevu talep ettiğini duyduğunu kaydeden Bakan Arınç, kendisi ile "arkadaşlık ilişkileri" içinde olduklarını söyledi. Arınç, şunları bildirdi: "Çünkü o,
İsrail Büyükelçisi olmakla birlikte, Bergama doğumlu, hemşehrimiz diyebildiğimiz, hatta
ramazan ayı içerisinde büyükelçilikte benim onuruma bir iftar vererek, pek çok dostla bir arada olduğumuz insandır. Kendisiyle en yakın zamanda görüşeceğim, bu endişelerinin ne kadar haksız olduğunu, bir yanlışlık içine düşmemesi gerektiğini anlatacağım. Ancak
İsrail'deki bazı yöneticiler, özellikle Liberman gibi, onlar zaten dünyanın her yerindeki olaylara bu gözlükle pencereden bakıyorlar. Dolayısıyla onun sözleriyle değil ama gerçek olanlarla İsrailli yöneticilerle görüşeceğiz ve kesinlikle bu dizinin böyle bir anlam taşımadığını, sonuna kadar yayınlandığında, kendilerinin de mutlu olacaklarını ifade edeceğiz."
İsrail Büyükelçisi Gabby Levy bugün Dışişleri Bakanlığı'na
gidecek.
Mektup diplomasisi: "Baykal görüşme niyetinde değil"Devlet Bakanı Arınç ayrıca, CHP lideri Deniz Baykal'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme niyeti olmadığını ifade ederek, "Herhalde bu gidişle bu görüşme olmayacak gibi. Ama bunun sorumlusu, samimi davranan Sayın Başbakan değil" dedi.Arınç, "Ama kamuoyundan gelen talepler, kendi teşkilatından, yöneticilerinden gelen talepler, Türkiye'nin ana muhalefet partisinin, en köklü siyaset partisinin, Türkiye'nin en önemli meselesi olan demokratik açılım konusunda sessiz kalmasının, hükümete karşı aldığı tavrın parti olarak herkes tarafından onaylanmadığını gösterdi. Bunun üzerine Sayın Başbakan'ın mektubuna 'Evet görüşebiliriz' dedi. Ama yine hem grup toplantısındaki 'Hiç bir şekilde onlarla birlikte olmayacağız, onların yaptığı her şey yanlış, bu bölücülüktür, bu vatana ihanettir' sözlerini tekrarlıyor. Ama geldiği zaman da 'Kameralar olacak, sonra ne zaman yayınlanacağını birlikte karar vereceğiz' diyorlar. Bu çok yanlış, çok yakışıksız" dedi.Bülent Arınç, "Bugüne kadar hiçbir siyasetçiden duymadığımız bir davranış biçimi. Yani Sayın Başbakan'a güven duymayabilirsiniz de bir ülkenin başbakanına bu kadar çıplak sözlerle, bu kadar aşağılayıcı, bu kadar istihza edici bir davranış içinde olamazsınız. Sayın Baykal'a gerçekten bu davranışı hiç yakışmıyor. Sayın Başbakan kameraların gözetimi altında, sanki sorgu odasında, videoya alınan sorgular gibi... Öyle bir davranışı Türkiye'nin başbakanına yakıştıramazsınız" diye konuştu."Görüşmeye kameranın şahitlik yapması gibi bir şeyin olmayacağını" ifade eden Arınç, Türkiye'de böyle kurgularla ilk defa karşılaştıklarını söyledi."Herhalde bu gidişle bu görüşme olmayacak gibi" diyen Bakan Arınç, "Konuşursunuz, konuşmazsınız. Konuşursanız da madem ki bire bir konuşmayı arzu ediyorsunuz, buna ayrıca kameranın şahitlik yapması diye bir şey olmaz. Yani Türkiye'de biz böyle kurgularla ilk defa karşılaşıyoruz. Herhalde bu gidişle bu görüşme olmayacak gibi. Ama bunun sorumlusu, samimi davranan Sayın Başbakan değil. Yani oynamamak için direnen geline 'oyna' demişler, hanımefendiler bağışlasın, 'yerim yok' demiş. O zaman yer açmışlar, bu sefer de 'yenim dar' demiş. Mesele böyle bir konuşma, görüşme olmasın da ama, 'Neresinden tutsam da karşımdakini yere çalacak bir iş yapsam' diye düşünüyor herhalde. Yani çok tecrübeli olduğuna inandığımız, yaşı da bir hayli bizden büyük olan bir siyasetçinin, yıllar sonra Türkiye'de hiç kimsenin aklına gelmeyen bir şeyi ortaya koyuvermesi, Türkiye için talihsizlik. Biz yolumuza devam edeceğiz ve CHP'nin 1989-1999'da yayınladığı ama bugün sahip çıkmadığı görüşlerinden de raporlarından da istifade edeceğiz. Belki bu görüşmeye imkan bırakmayacak kadar da güzel olabilir" dedi