Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kandil'in Öcalan'ın açıklamalarını veto ettiğini savunarak, Arınç, "Öcalan gücünü HDP üzerinde, Kandil üzerinde göstersin. İmralı'ya gidenlerin profili belki değiştirilecek" diye konuştu.
A Haber televizyonunda konuşan Bülent Arınç, çözüm süreci konusunda HDP'nin sorumlu hareket etmediğini belirterek, HDP'nin İmralı ile Kandil arasında "kuryelik"ten öte görev üstlenmesi gerektiğini söyledi. Kandil'in itirazıyla çözüm sürecindeki gelişmelerin durduğunu belirten Arınç, "Öcalan gücünü HDP üzerinde, Kandil üzerinde göstersin. İmralı'ya gidenlerin profili belki değiştirilecek. Bu yolu aşmak varken öbür taraf silahını göstermesin" dedi.
Başbakan Yardımcısı, Kandil'in Öcalan'ın taleplerini dikkate almadığını belirtti: "Şunun cevabını versinler, niçin HDP heyetlerinden bazen iki ya da üç kişi Kandil’e gidip geliyor? Buna neden ihtiyaç duyuyor? 'Ey Demirtaş ne yapmak istiyorsunuz, Öcalan’ı itibarsız hale getirmekle?' dedim. 'Vay Arınç Öcalan’ın itibarını kurtarmaya mı çalışıyor?' dendi. Hayır ben çok da meraklısı değilim. Bir kavga yaşanıyor. Öcalan’ın taleplerine karşı Kandil sürekli veto hakkını kullanıyor. Burada iki şey düşünülebilir, Öcalan’ın belli taleplerini Kandil neden veto hakkını kullanıyor ya da onun sözlerine önem vermiyor? 'Bizim elimizde silah var, Öcalan da kim oluyor?' diyebilir. Kandil eylem yaparak gücün kendinde olduğunu ifade ediyor."
Arınç, Kandil ve İmralı arasındaki görüş ayrılığının bir 'danışıklı dövüş' olabileceğini de ima etti ve "Madem ki arada tavassut edici bir konumdadır, ben onları kurye, postacı gibi tanımlamıştım. Bu değil, sizin sözünüzü söylemeniz gerekir. Örsle çekiç arasında kalmak siyaset değildir. Beyefendi '10 tane iş vardır, bunlara hayır diyor' diyor. Türkiye’de kamu düzeni esastır. Sizin elinizdeki güçler yolları kazmayacak, evlere gidip insanları öldürmeyecek, ellerindeki patlayıcıları atmayacak. Siz bundan vazgeçiyor musunuz? Hayır vazgeçmiyorlar. Dicle’nin içinde olduğu grup 'artık siz bunları yapmayacaksınız' dediler, 12 yaşında bir çocuk öldü. Mobeseler parçalanıyor, evlere gidip insanları öldürüyorlar" diye konuştu.
Bülent Arınç, hükümetle HDP heyetinin çözüm sürecine dair ortak açıklama yapmasının söz konusu olmadığını belirtti. Arınç açıklamanın nasıl yapılması gerektiğine dair yöntemi de anlattı: "Öcalan’ın bildirdiği haberlerin Kandil tarafından kabul edildiğina dair açıklama yapması ve hükümetin bunu uygun bulduğunu açıklaması lazım. Yan yana ortak açıklama söz konusu değildir. Siz bunları kabul ettiğinizi söyledikten sonra hükümetin 'Biz de böyle söylüyoruz, yapılacaklar bunlardır' demesi lazım." Arınç, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın çözüm sürecinde üzerinde uzlaşma aranan taslak metindeki 10 maddeye ilgili açıklamasını şu sözlerle değerlendirdi: "Bunları yazmak kolay da, gerçekleşmesi bugünden yarına olmaz, bunu Öcalan da biliyor. Felsefe içeriyor bunlar."
Arınç hükümetin bu taslağı değiştirerek açıklamak istediğine ilişkin iddialar içinse şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yazılar bize gelmiştir. Hükümetin bunun üzerine atlaması düşünülemez. Bizim yaptığımız müzakere değil. Müzakere sürecinde kendi elindeki silahını bırakmayan insan bizimle masaya oturmayı teklif edecek. Bunu kim kabul edebilir? Adam diyor ki 'Ben silahı bırakmam çünkü halkı korkutmam lazım, vazgeçmem' diyor. Biz de diyeceğiz ki 'Beraber bir çay içelim, kaçtan aşağı olmaz. Biz deli miyiz yahu?"
Başbakan Yardımcısı Arınç Meclis'te kavgaya neden olan iç güvenlik paketiyle ilgili muhalefetin asıl itirazını sakladığını savunarak, "Benim bulabildiğim iki sebep var. Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasını istemiyorlar, bunu kamufle etmek istiyorlar. İkincisi emniyet teşkilatında yeni bir piramit oluşturulacak. Komisere ihtiyaç var, başkomisere ihtiyaç var, onlar yok. Altı küçük, yukarısı şişmiş, adeta hormonlu bir hale gelmiş. Bunların da yapılmasını istemiyorlar ama bunları saklıyorlar; gözaltı süresi, amirin verdiği yetki vs. diyorlar" dedi. Arınç paketin aciliyeti olmayan bölümlerinin geri çekilmesinin parti içinde tartışılmış olabileceğini söyledi.