Arınç, vekillerin üsluplarını eleştirdi: Biz nasıl milletvekili olacağız?

Arınç, vekillerin üsluplarını eleştirdi: Biz nasıl milletvekili olacağız?
Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç, mecliste bütçe görüşmelerinde konuştu. Arınç konuşması sırasında sözlerinin arasına giren CHP Tunceli Milletvkili Kamer Genç'e "Siz benden önce gidersiniz, arkanızdan söylenecek lafı söyleyeyim; ne kendi etti rahat, ne aleme verdi huzur, yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehli kubur" dedi.
Kamer Genç'in Sayıştay'a yönelik sözlerini eleştiren Arınç, bir konuda hakperest davranmak istediğini, bir milletvekilinin Sayıştay Başkanı’nın şahsına ağır sözler söylediğini, "burada hangi sıfatla oturuyorsunuz" dediğini hatırlatarak, "Buraya gelip bu kürsüde konuşma hakkı ve imkanı bulunmayan bir insana bu kadar saygısız davranamazsınız. Sayıştay çok değerli ve Anayasal kurumdur. Tarihi hepinizin tarihinden eskidir. Kurumun başında olan insan çok değerli bilim adamıdır;  valilik yapmıştır, şimdi Sayıştay Başkanı'dır. Kendi göreviyle ilgili eleştirebilirsiniz, 'işini yapmıyorsun' diyebilirsiniz ama burada oturuyor olmasını, kendi kurumunu temsil ediyor olmasını saygısız bir dille saygısızca eleştiremezsiniz" dedi. 
 

'Söylenecek söz bırakmadınız'

 
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in araya girmesi üzerine ise Arınç, şunları söyledi:
"Malum şahsa bir cevap verecek değilim. Size sabredeceğim, 'hasbinallah ve nimel vekil ya sabır, ya havle' diyeceğim. Diyebilirsem, bazen sinirleniyorum diyemiyorum. Ama ölüm hepimiz için hak. Ben sizden önce gidebilirim. Ama siz benden önce gidersiniz, arkanızdan söylenecek lafı söyleyeyim; ne kendi etti rahat, ne aleme verdi huzur, yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehli kubur. Anlayamadınız Türkçesini söyleyeyim; Ne kendi etti rahat ne aleme verdi huzur, aynen böle. Kendisi rahatsız tipler vardır, herkesi de rahatsız eder. Yani bu dünyadan terki dünya eyledi, kabir halkı dayansın, dayanabildiği kadar. Siz benim için söyleyin,  benden önce giderseniz ben de sizin için söyleyeceğim. Başka söyleyecek bir şey bırakmadınız. Bülent deyip durma, ben sana Kamer demiyorum, otur yerine. Sayıştay Başkanımızın şahsına saygısızlığa karşı çıkmak hepimizin görevidir. Ben onun avukatı değilim. Ama bir kurumun başında ve kürsüye gelip kendini savunma hakkında mahrum bir insanı yerin dibine sokamazsınız."
 

'Biz bu üslupla nasıl milletvekili olacağız'

 
CHP'li Genç'in tekrar sözünü kesmesi üzerine Arınç, üslup konusunda şöyle konuştu:
"Acı olayları yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. İfade özgürlüğü, herkesin beğendiği ve alkışladığı sözler değil. AİHM içtihadı böyle söylüyor. Sizi irite eden, suratınızı buruşturan, sizi nefretle adeta karşı karşıya getiren sözlerin söylenmesi bile eleştiri sayılır, hakaret sayılmaz diyor. BDP,  bizim, CHP'nin söylediklerine de bakmak lazım. Burada üslup çok önemli. Emine Ülker Tarhan hanımefendi çok acı şeyler söyledi ama üslubuyla söyledi. Bağırmadı, çağırmadı, hakaret yerine göre var veya yok. Ama sesinin son gücüyle, damarları kurumuş, gözleri kıpkırmızı olmuş, yani eline geçse adamı boğabilecek noktada. Biz nasıl milletvekili olacağız, nasıl birbirimizle konuşacağız? BDP'nin rapora yazdığı ifadeler eleştiriliyor. O kadar geniş olalım ki meseleye dokunulmazlık bağlamında niye bakmıyoruz? Anayasanın 83. maddesindeki söz ve hareketler içerisine, Meclis çalışmaları içine ne girer ne girmez niye böyle bir gözle bakmıyoruz? (BDP sıralarına dönerek) Yaptığınızı tasvip etmesem bile meseleye fikir ve düşünce özgürlüğü bakımından böyle bakmak zorundayım. İlk defa Ahmet Türk beyefendi grup toplantısında Kürtçe konuştu. Gelip bana sordular. Ben grup toplantılarında  yapılan konuşmaların,  milletvekilliği bittikten sonra hapisten ve cezadan kurtardığını biliyorum. Birini yaşadım. Grup toplantısı, burada yapılan konuşma gibidir ve 83. madde kapsamındadır. Mahkeme bize yazı yazdı, ben de Meclis başkanıyım. 'O kişi iddia edilen konuşmayı partisinin grup konuşmasında yapmıştır'. Mahkeme 83. madde kapsamında kaldığından hakkında suç tertibine gitmedi. Bu kürsü hürse, buradaki söz ve hareketlerimiz, gruptaki hareketlerimiz, komisyondaki sözlerimiz hatta yazılı olarak komisyon raporlarına koyduğumuz önerge ve vesairelerimiz bence dokunulmazlık kapsamındadır. Meseleye böyle bakarsak dokunulmazlığı tartışırsınız, niye başka şeyleri tartışıyoruz?"