Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 3,5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısı ardından konuştu. "4. yargı paketinin tamamlanıp TBMM'ye gönderildiğini" söyleyen Arınç, içeriğe dair "Herkes dışarı mı çıkacak, örtülü bir af mı geliyor, Ergenekon veya Balyoz sanıkları bundan istifade mi edecek, hepsi tahliye mi edilmiş olacaklar soruları, 4. yargı paketi içerisinde cevabını bulmuyor. Yapmak istediğimiz genel bir düzenlemedir. Açıklamalarda, propagandalarda, silaha yönelmiyorsa, tehdit içermiyorsa, her türlü açıklamanın suç teşkil etmeyeceği bellidir. 4. yargı paketinden dolayı beklentilerinizin gerçekleşmemesinden dolayı mahcubiyet duyduğumu ifade etmek istiyorum" dedi. Arınç, arkadaşı olan Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu'ya da destek verdi. Karakullukçu'nun "Polis savcı oldu, bilirkişi hâkim, böyle adalet olmaz" açıklaması hakkında Arınç, "Nasıl olur da Bülent Arınç'ın arkadaşı olan bu kişi bu sözleri söyleyebilir? Bal gibi söyleyebilir. Bizim arkadaşlığımız böyledir" dedi. Arınç, yüsek yargının tek çatı altında toplanmasına karşı çıkan Yargıtay Başkanı Ali Alkan hakkında da "Geçmiş Yargıtay başkanımızda, bugünkü başkan da pırıl pırıl yüksek oylarla seçilmiş yargının göz bebeği insanlardı. Söylediği sözler bize ters gelse bile saygılıyız" ifadesini kullandı.
İşte Arınç'ın konuşmasından satırbaşları:
İmralı sürecinin sonucuna hepimiz müdahil olmalıyız. Kamuyounda sürece karşı olumlu bir düşünce olduğunu, bundan ülkenin ve insanımızın yarar göreceği şeklindedir.
Gittiler, niçin gittiler, ne konuşacaklar, bunun peşinde değiliz hükümet olarak.
Özel bir başlık altında görüşülmedi. Bu konuyu ifade etmiştim. Milletvekillerine karşı gösterilen bu tavır ve davranışlar, onların öğretmen evlerine hapsedilmeleri kötü ve çirkin bir olaydır. Türkiye'nin her yerinde herkes siyaset yapabilmelidir. Buna ilişen herhangi bir olumsuz davranışın, insana ve mala zarar vermenin hukukta bir ceza karşılığı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Gerek televizyonlara akseden görüntülerden, boy boy fotoğraflardan, öğretmen evleri önünde toplanarak "malum işaretleri" veren toplulukların taşkınlıkları görünüyor.
Bu bir yargı sürecinin başlamasıdır. Savcılar soruştrma yapmaktadırlar.
Her olayın arkasından ölümlü bir hadise olmuşsa, cumhuriyet savcıları ayrıca soruşturmaları yapıyorlar. Bunun dışında idari soruşturmalar da yapılabiliyor. Olayların failleri tahrikçileri kısa zamanda yargı önüne çıkarılmış olacaktır.
Bu konuda bilinmeyen hiç birşey kalmadı. Herkes tasavvurundaki dördüncü yargı paketi konusunda çok şeyler yazdı. Arkadaşlarımzıın adalet bakanımızın zaman zaman yaptığı açıklamalarda, dördüncü yargı paketinin içeriğini gördük.
Şiddet terörün unsurlarından birisidir. Yapacağımız yeni yasal düzenlemede bildiri ve açıklamalarda şiddete teröre silaha yönlendirici unsur olmalaıdır. AİHM'in pek çok kararlarında şiddet taşımayan düşünce açıklamalarının terörle ilintili olmayan açıklamaların suç olmaması gerektiği ifade ediliyordu. AİHM kararları bir tarafa, dünyanın geldiği bir noktada ifade özgürlüğü mutlaka asıldır. Bütün özgürlüklerin de bileşkesidir.
Bugün 6. ve 7. maddelerde, yapacağımız değişikliklerle düşünce açıklamalarındaki şiddet unsurunu ön plana çıkarıyoruz. Aynı zamanda yine AİHM'in kararlarında ifade edilen hususlarda da yargı sistemimizde adli ve idari yargıda bazı değişiklikler yapılmaktadır.
Ancak basınımız kısmen bilgisizlikten kısmen de arzu ettiği bir unsur olması bakımından, herkes dışarı mı çıkacak, örtülü bir af mı geliyor, Ergenekon veya Balyoz sanıkları bundan istifade mi edecek, hepsi tahliye mi edilmiş olacaklar soruları, 4. yargı paketi içerisinde cevabını bulmuyor. Yapmak istediğimiz genel bir düzenlemedir. Açıklamalarda, propagandalarda, silaha yönelmiyorsa, tehdit içermiyorsa, her türlü açıklamanın suç teşkil etmeyeceği bellidir.
Dördüncü yargı paketinden dolayı beklentilerinizin gerçekleşmediğinden dolayı mahcubiyet duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Hepiniz biliyorsunuz, dört partiden üçer milletvkeili arkadaşımız TBMM Başkanımıznı yönetiminde bir seneyi aşkın süredir çalışıyorlar. Pek çok koonuda mutabakat sağlanamadı. Bazı hususlar parantez içine alındı. Herkes düşüncesini komisyona sunuyor. Her konunun tartışılmasını istiyoruz. Yargıdaki tek yargı sistemi ve başkanlık sistemi de böyle. Yargıdaki paralel yapılanmayı reddediyoruz. Dolayısıyla yargıda temyiz ismiyle bir kurul oluşturulmasını arzu ediyoruz. Buna ilişkin 10-12 maddelik teklifimizi ileri sürdük. diğer partiler buna katılırlar ya da katılmazlar, arkadaşlarımız herhalde fikirlerini söyleyecektir. Her partinin tabu sayılabilecek konuları bile olsa, komisyonda konuşulmalı. Şimdi bu konular açıklandıktan sonra önce Yargıtay Başkanımızın, bugün de HSYK'nın birinci daire başkanı diyelim, açıklamaları oldu.
Ben bunları normal görüyorum. Yargıyla ilgili düşüncelerini usulünce açıklamaları doğrudur. Elbette yargıda bugün görev yapan insanların, kurumlarının alacağı şekiller konusunda fikirlerini açıklanması bence makuldur.
Burada garip olan şu var. Özellikle Danıştay Başkanımızın açıklamaları. Nasıl olur da Bülent Arınç'ın arkadaşı olan bu kişi bu sözleri söyleyebilir? Bal gibi söyleyebilir. Bizim arkadaşlığımız böyledir. Siz zannediyorsunuz ki biz birbirimizin kopyasıyız. Hayır. Geçmiş Yargıtay başkanımızda, bugünkü başkan da pırıl pırıl yüksek oylarla seçilmiş yargının göz bebeği insanlardı. Söylediği sözler bize ters gelse bile saygılıyız.