Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul merkezli operasyonlarla ilgili, "Yolsuzlukla mücadele hükümetimizin varlık sebebidir. Yolsuzluk kimden gelirse, kim işlerse, kiminle birlikte yapılmışsa lanetli bir iştir. Onunla mücadele edeceğiz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da "Yargı süreci başlamıştır. Herkes bu süreci sağduyululukla ve sorumlulukla takip etmekle mükelleftir. Ancak yargımıza düşen de itinayla ve mümkün olan en kısa zamanda görevini yerine getirmektir" açıklamasını yaptı.
Kamer Genç ile Bülent Arınç tartıştı
TBMM Genel Kurulu'nda 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın kabul edilmesinden sonra teşekkür konuşması için çıktığı kürsüde milletvekillerini selamlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a CHP'li Kamer Genç'in "Saygınızı kabul etmiyorum" diye bağırmasından sonra, Bülent Arınç, "Sayın Kamer Genç hariç hepinize saygı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Grup Başkanvekilleri ve Kamer Genç hariç, CHP'li milletvekilleri Bülent Arınç'ın konuşması esnasında Genel Kurul salonunu terk etti.
Arınç, konuşması esnasında Kamer Genç'in yerinden bağırmasına tepki gösteren AK Partili vekillere, "Sabır gösterin her zaman ki halidir" dedi.
BDP'liler kürüsüyü işgal etti
Teşekkür konuşmasında BDP'li milletvekillerinin tutuklu milletvekilleri için yaptığı kürsü işgali protestosuna değinen Bülent Arınç, "Bu protestolarını Meclis başkanımızın şahsına adeta bir tehdide dönüştürmeleri ve Sayın Başkan'ı belli bir konuda açıklama yapmaya davet etmeleri hiçbir zaman doğru değil" diye konuştu.
"Verilen bir yargı kararıdır, savcıların bile tahliye talep ettiği bir hususta mahkemelerin kendilerine göre bir sebep ile 4 yılı aşkın bir süredir tutuklu milletvekillerinin bu hallerinin devamına karar vermelerinin ne ilgilisi olabilir" diyen Bülent Arınç, Başbakan ile görüşerek bu konuda hükümet adına bir açıklama yapmanın kararı aldığını belirtti.
'Tutuklu milletvekilleri olması vahim bir durumdur'
Tutuklu milletvekilleri için genel bir düzenleme yapılması gerektiğine değinen Bülent Arınç, "Milletvekillerimiz açısından durum vahim, aday gösterilmiş, millet seçmiş, yargılama devam etmek ve hüküm noktasında hüküm giydiği taktirde 'gel bakalım' denmek şartıyla tutuklu hale sona erdirilebilir. Kanaatimce milletvekili seçildikten sonra yeri parlamentodur, ant içmelidir. Görevine başlamalıdır. BDP, CHP' bu konuda hassas, MHP bir değerli milletvekilimiz var, onun durumunu düşünerek bir orta yol bularak, kişiye göre özel düzenleme değil, güzel bir genel düzenleme yapmak mecburiyetindeyiz. Şunu sevinerek söylemeliyim, bu sıkıntılar içerisinde Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru üzerine verdiği bir karar adeta imdada yetişti. Bireysel başvuru yoluyla bile olsa ki, bu hakkı tanıyan 12 Eylül referandumunda halkımızın yüzde 58'inin destek verdiği bir düzenlemenin hukukumuz için, insan hakları için ne kadar önemli bir kurum olduğu da ortaya çıktı" şeklinde konuştu.
'Yargı derhal bu hatasını düzeltmeli'
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararın yanlış olduğunu söyleyen Arınç, "Bence savcı bile tahliye talep ettiğine göre, o kişilerin isminin ne olduğuna bile bakmaksızın, tutukluluk halleri devam eden insanların neyle suçlandıklarına, eğer suçları sabit ise ne kadar ceza alacaklarına da bakarak tahliye kararlarının verilmesi gerekirdi. O mahkemenin verdiği kararların eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Bu yanlış bir işlemdir, yargı derhal bu hatasını düzeltmelidir. Bunun siyasi sonuçları farklı olabilir, yargının verdiği karara karşı biz hukuk açısından ne yapabiliriz bundan sonra bunu düşünmemiz lazım. 4 siyasi parti bence bu konuda grup başkanvekillerimiz biraya gelsinler, bizde hükümet olarak bu konu üzerinde çalışalım, eğer bir yasal düzenleme gerekiyorsa en kısa zamanda gerçekleştirelim, hukuksuzluğu ve adaletsizliği ortadan kaldıralım" ifadelerini kullandı.
'Yolsuzluk mücadele edeceğiz'
Yolsuzluk suçlamalarıyla hükümete yöneltilen eleştirilere cevap veren Arınç, "Son yaşanan olaylar sebebiyle hükümetimizin tamamı hakkında suçlayıcı, bir linç kampanyasına dönüşen bir hakaret kampanyası var. Bunu hak etmedik. Bu doğru değil. Türkiye'de her zaman bazı bakanlar hakkında iddialar olmuştur. Yapılacak şey bellidir, hukuk siyasi etik ne diyor ona bakacağız. Mesele yolsuzluksa, yolsuzlukla mücadele hükümetimizin varlık sebebidir. Yolsuzluk kimden gelirse, kim işlerse, kiminle birlikte yaptıysa lanetli bir iştir, onunla mücadele ederiz. Neden bu zamanda hangi yanlışlıklar yapıldı, kim hangi maksatla hareket etti bırakın da onları söyleyelim. Bu sırada yer alan her türlü işlemi bütün siyasi partilerin takip etmesi gerekir. Yolsuzlukla mücadele hepimizin ortak kavgasıdır. Bu konuda CHP'de, MHP'de, BDP'de süreci ciddiyetle takip etmelidir ve yanlışlıkları ortaya koymalıdır. Bizi de mücadele konusunda teşvik etmelidir" açıklamasını yaptı.