Arınç'tan İran'a "Suriye" eleştirisi BURSA (A.A)

-Arınç'tan İran'a "Suriye" eleştirisi BURSA (A.A) - 05.02.2012 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Ey İran İslam Cumhuriyeti, İslam kelimesini taşıyorsun, ona ne kadar layıksın bilmiyorum ama iki günden bu yana Suriye'de yaşanan olaylar konusunda bir cümle sarf ettin mi?'' dedi. Bülent Arınç, AK Parti Bursa Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi'nde, konuşmasının başında Türk milletinin hislerine tercüman olmak için herkesin üzüldüğü bir konuyu dile getirmek istediğini söyledi.  Birkaç gün evvel bütün Müslüman dünyasının Mevlit Kandili'ni idrak ettiğini hatırlatan  Arınç, ''Biz de hamdolsun, Türkiye'nin her yerinde, köyünde, kasabasında, evlerimizde, camilerde veya herhangi bir yerde Hazreti Peygamber efendimizin doğumu münasebetiyle okunan Mevlit Kandili'nde dua etmeye, mevlit dinlemeye ve dini sohbetleri dinlemeye çalıştık'' diye konuştu.  Arınç, o gece Suriye'de ''büyük bir vahşet'' meydana geldiğini ifade ederek, şöyle devam etti:  ''30 sene önce Hama katliamını yapanlar bu kez Humus kentini topa tuttular. Her gün müezzinler sala veriyordu. Minarelerden ezanlar ve dualar okunuyordu, zalimler şehri kuşatmıştı birkaç gün önceden, gece bombalar yağdırdılar. Makineli tüfeklerle ateş ettiler ve resmi sayı ne kadar doğrudur bilmiyorum, en az resmi sayı, hükümetlerin istediği kadar olur, ihtiyat payını da kullanarak söyleyeyim, maalesef 337. 337 Müslüman kardeşimiz kadın, erkek, çocuk bir Mevlit Kandili'nin akşamında alçakça, hunharca şehit edildi. Bilinen sadece bin 500 yaralı var, 337 vefat etmiş kardeşimiz, bin 500 yaralı, aynı inancı paylaştığımız insan zalimlerin eliyle o güzel o sevinç gecesinde şehit edildiler. Bundan dolayı büyük bir üzüntü duyuyoruz. Rabbim onlara rahmet etsin, yaralılara şifa versin ve 'Yaşasın zalimler için cehennem' sözünü bir kez daha hatırlayalım.''  Bu zalimlerin bu işi yapacaklarını bildiklerini, bu nedenle Türkiye'nin aylardan beri, geçen mart ayından bu yana Suriye'yi gündemine koyduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti:  ''Bu katliamlara son verin, zulmetmeyin, halkın taleplerine kulak kapatmayın, demokrasiye dönün, seçimleri yapın, halkın demokrasi taleplerini silahla karşılamayın diye dostluk içinde olduğumuz insanlara sürekli ikazda bulunduk, dinlemediler. 'Yaptırım uygularız' dedik dinlemediler. 'Arap Birliği'nin kararlarına uyarız' dedik, dinlemediler. Oradan kaçanlara kucak açtık, şu anda bile 17 bin kişi Hatay'daki kamplarda yaşıyor, dinlemediler. 'Suriye bizim aynı zamanda iç meselemizdir, komşumuzdur, aynı coğrafyadayız, bin seneden beri bu coğrafyada kardeşçe yaşıyoruz, orada halka kurşun sıkılmasına, insanların zalimce öldürülmesine tahammül edemeyiz' dedik, sesimizi yükselttik, 'bizim dostlarımız zalimler olmaz, onlara sırt çeviririz, dostluğumuz biter' dedik.''  Arınç, bunları söyleyip ikaz vazifesini yerine getirirken maalesef CHP'nin kendilerini tenkit ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:  ''Ne işiniz var sizin Suriye'de, niye Suriye'yi konuşuyorsunuz, Suriye'yi nasıl gündeminize alıyorsunuz dediler. Milletvekillerinden heyet gitti, döndüklerinde 'Suriye'deki olaylar abartıldığı gibi değil' dediler. 'Suriye'ye, Türkiye hükümeti karışmasın' dediler, bizi eleştirdiler. MHP, 'Ne bu ikide bir Suriye'den bahsediyorsunuz, Suriye'ye Türkiye nasıl bu kadar müdahil olabilir' bizi eleştirdiler. Diğer partiler de bunu yaptı. Hiç ummazdık, Saadet Partisi Genel Başkanı yanına bir heyet aldı, Esad ile yan yana pozlar verdi. Herhalde kendi partileri de eleştirmiş olmalı ki 'biz oraya onlara destek olmak için gitmedik, ikaz vazifemizi yapmak için gittik' dediler.''  Bu olayların yaşanmaması için elinden gelen bütün imkanlarla bütün gücünü kullanan Türkiye'nin ne kadar haklı olduğunu bu son olayın da gösterdiğini belirten Arınç, şöyle konuştu: ''Sayın Kılıçdaroğlu'ndan Humus'ta yaşanan olaylar konusunda bir üzüntü ifade eden söz duydunuz mu iki günde? MHP'den iki günden bu yana bir kandil gecesinde kahpece öldürülen o kardeşlerimizin acısına ortak olan bir söz duydunuz mu? Ey İran İslam Cumhuriyeti, İslam kelimesini taşıyorsun, ona ne kadar layıksın bilmiyorum ama iki günden bu yana Suriye'de yaşanan olaylar konusunda bir cümle sarf ettin mi? Ey Lübnan, ey Irak'taki yönetim, bir kandil gecesinde kucağında çocuğuyla öldürülen Müslüman kardeşlerimiz için bir üzüntü kelimesi ifade ettiniz mi? Yok. Sadece Türkiye, ne mutlu sadece Türkiye bu acıyı hissetti.Evet, Bediüzzaman Hazretleri öyle diyor 'Yaşasın zalimler için cehennem.' Hiçbir zaman zalimlerle birlikte olmayacağız. Biz zalimlerden yana değiliz, mazlumlardan yanayız. Her zaman zulme uğramış insanlar hangi ülkede hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın Türk milleti hep mazlumun yanındadır. Hiçbir zaman zalimin emrinde olmamıştır.''  -''Zalimler bir gün yıkılıp gideceklerdir''- Arınç, hükümetin dış politikasının eleştirildiğine de değinerek, şunları kaydetti:  ''Dış politikamızı eleştirdiler, 'Bu Ahmet Davutoğlu niye böyle konuşuyor ikide bir? Yoksa Suriye'ye harp mi ilan edeceğiz?' Başbakanımızı eleştirdiler, bizi eleştirdiler. TRT'nin Arapça kanalında açıkça söyledim 'Zulmediyor Suriye'deki yönetim, biz zulmedenlerle dostluk yapamayız. Bizim dostluğumuz Suriye halkıyla olan dostluktur. Yönetimlerle olan dostluğumuz zulmün başladığı yerde biter' dedik. Biz konuştuk, Rabbim inşallah AK Parti'nin de hükümetimin de bütün AK Partili kardeşlerimin de Suriye'yle olan dayanışmasından dolayı razıdır inşallah. Suriye halkının da bu zulme uğramış mazlum insanların da tek ümidi Türk milletidir, Türkiye'dir. Küfür devam eder, zulüm devam etmez. Zalimler bir gün yıkılıp gideceklerdir. Tek amacımız vardı, 'kötü gitmeyin, halkın taleplerini dinleyin, demokrasi istiyorlarsa, özgürlük, ekmek, eşitlik istiyorlarsa, ayrımcılık son bulsun istiyorlarsa bunları yerine getirin de ondan sonra rezil olmadan gidin, gidiyorsanız' demiştik. Şimdi bu zulmün sonunda nasıl bir gidiş olur Allah bilir. Allah Suriye'de mazlum kardeşlerimize yardım etsin, bizi de onlarla birlikte aynı acıyı paylaşan ama güzel günlerin bir an önce gelmesi için gönül gönüle, kalp kalbe olan kardeşleriyle birlikte yapsın.'' Bu güzel kongrenin başında bu acıyı paylaşmanın bir vazife olduğuna inandığını ifade eden Arınç, ''orada ölenlerin, zulme uğrayanların arasında kadınların, kızların, yavrularımızın da bulunduğunu, haklı söyledikleri için cezaevlerinde 10 senedir kendilerinden haber alınamayan insanlar da olduğunu'' belirtti. Arınç, ''O kadın kardeşlerimizle de dayanışma içinde olduğumuzu AK Parti Bursa Kadın Kolları Kongresi'nden ilan ediyoruz, Rabbim onlara duyursun inşallah'' dedi.