Arınç'tan Selim Ay yorumu: Allah şüpheli olandan uzak durun der

Arınç'tan Selim Ay yorumu: Allah şüpheli olandan uzak durun der

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan’ın “Yedirtmem” dediği işkenceci polis için "Allah şüpheli olandan uzak durun der. Bakan çağıracak, seni şuraya veriyorum diyecek" dedi.

Daha önce Taraf gazetesine yaptığı açıklamada, işkence ve tecavüzle suçlanan Sedat Selim Ay’ın, terör şefliğine getirilmesini özensizlik olarak nitelendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu kez de “Bu kişi hakkında iddia var ise geri planda tutmak yerine bu göreve getirmek doğru değil” diyerek kendisini görevden alma işinin, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e düştüğünü söyledi.

Arınç, önceki akşam, gazetelerin Ankara temsilcileri ile buluştuğu iftar yemeğinde, Ay’ın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Müdür Yardımcılığı görevine getirilmesine tepkilerle ilgili Taraf gazetesinden Lale Kemal'in sorularını yanıtladı.

Ay’ın ve diğer bazı emniyet görevlileriyle ilgili iddiaların AİHM’e de gittiğini ve davanın zaman aşımına girdiğini belirten Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Barack Obama ile telefon görüşmesi nedeniyle, bir saatliğine, konunun konuşulduğu Bakanlar Kurulu toplantısını kendisinin yönettiğini belirtti.

Arınç, konuyla ilgili şöyle dedi:

“Bakanlar Kurulu toplantısında, bu şahısla ilgili geçmişteki iddialar konuşuldu. Emniyetteki terfileri, nakilleri bilirim. Bu noktaya gelmiş bir insanın geçmişte hakkında mahkûmiyet, disiplinsizlik olmamalı. İçişleri Bakanı (İdris Naim Şahin) dedi ki, ‘10-12 yıl önceki olaylar bugüne dek yazılmadı. Demek ki bir samimiyetsizlik var’. Bakan arkadaşlar konuştu. Pek çoğu ‘öyle olsa bile bu iddialara muhatap birini bu noktaya getirmemeliydiniz’ dediler. Etik kurallara dikkat etmemiz gerek. RTÜK olayında, Akman (Zahit Akman, Deniz Feneri’nden yargılanmakta iken RTÜK Başkanlığı yapıyordu) geçmişte arkadaşım olmasına rağmen, ilişkin olduğuna inanmayabiliriz ama bu iddialarla kurumun başında oturman doğru değil. İddialar haksız da olabilir. O da başkanlığa aday olmadı. Etik olanın yapılmasını her zaman tercih ederim.

Burada görev bakana düşer

İslam’da, Kur’an’da helaller ve haramlar gösterilmiştir. Bir nokta var: Şüpheli olanlar. Allah ‘şüpheli olanlardan uzak durun’ der. Şüpheliyse ben şahsen kaçınırım. Bu kadar iddia varsa gerçek olmasa bile geri planda tutmak varken, hakkında iddialar olan noktaya getirmek doğru değil. Bir işin kanuni olması başkadır, ahlaki, meşru olması başkadır. Çok değerli bir insan olsa başka bir yerde görevlendirirdim. Hükümeti de bakanlığı da yormanın, şahsı da hedefe koymanın doğru olmadığını düşünüyorum. Belki kendisi de rahatsızdır. Bakanımız onu çağıracak, seni şuraya veriyorum diyecekmiş gibi olacak. Burada görev bakana düşer. Başbakan’a da haklı gerekçelerini söyleyerek değiştirebilir.”

Karakullukçu yorumu

“Yargıtay Başkanlığı’na seçilen Nazım Kaynak için, ‘tertemiz bir adam, çok sevindim’ dedim. Birkaç ay sonra Hüseyin Karakullukçu Danıştay Başkanlığı’na seçildi, arkadaşımdı, ‘kurban olduğum Allah verdikçe veriyor’ dedim” diyen Arınç, şu görüşleri dile getirdi:

“Karakkulukçu’ya yönelik iddialarla (Bir şirket aracısıyla görüşme görüntülerinin gazetelerde yayımlanması) benim arkadaşım olduğu için söylediklerim farklı. Danıştay gibi bir yere Karakullukçu’nun gelmesine sevindim. Ancak, ‘kefilim, iyi çocuktur, tanırım’ demem. O zaman Yaşar Büyükanıt ile aynı noktaya gelmiş olurum. Hayatta ne göreceğimiz belli değil. Ama Karakullukçu seçilince, ‘Kurban olduğum Allah verdikce veriyor’ sözlerimle ilgili ikide bir yazıp, beni suçlamak olmaz. Bu hayatın olağan akışına uymaz.”

Fotoğraf çektirmekten korkuyorum

Siyasetçi olarak gittiği illerde, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen pek çok insan olduğunu, bunlar arasında ciddi ya da yılışık olanların bulunduğunu belirten Arınç, “Siyasetçiyim, fotoğraf çektirmesem olmaz. Bu fotoğraf ileride kullanılır mı diye de korkuyorum. Artık tek kişi ile fotoğraf çektirmiyorum” dedi.