Arka Sokaklar'ın 'Rıza Baba'sı: Bana "Amirim" diyorlar, trafik cezası yemiyorum

Arka Sokaklar'ın 'Rıza Baba'sı: Bana "Amirim" diyorlar, trafik cezası yemiyorum

Arka Sokaklar dizisinde 'Rıza Baba' karakterini canlandıran Zafer Ergin, dizinin 10 senedir reytinglerde ilk 3'te olduğunu belirterek, "Kötü diye Erol Taş’ı sokakta dövmeye çalışan topluma dizi yapıyoruz. Vatandaşın biz oyuncularla bağı çok güçlü. Bu ilişkinin tehlikeli hâle gelmemesi için elimizden geleni yapıyoruz" dedi. "Trafik cezası yemediğini" söyleyen Ergin, "Memur arkadaşlar çoğumuzun otomobil camında film olduğu için durduruyor bizi zaten. Camı açtığımızda “Buyurun amirim, devam edin” diyen de oluyor, görevlerini ifa edip alkolmetreye üfleten de..." diye konuştu.

Hürriyet'ten Sinem Vural'a konuşan Zafer Ergin'in açıklamaları şöyle:

* Çok uzun soluklu bir dizinin başrolündesiniz. Sizce basın bu projeye ve ekibine hak ettiği ilgiyi gösteriyor mu? 

- 10 senedir reytinglerde iyi durumda, hatta bu sene cuma gecelerinin birincisi olan bir diziye basının ilgi göstermemesi ilginç. Halk ilgi gösteriyor ki dizi hep ilk 3’te. Beğenilmemesi ve ilgilenilmemesi için de bir sebep yok. Araştırmak lazım (gülüyor).  * Tüm polis rollerinin “iyi profil” olması, dizinin bu kadar sevilmesinde etkili midir?

- Sanıyorum öyle. Bizimki gibi polisiye dizilerde, toplumsal sorumluluk hususunu dikkate almanız gerekir. Herkesi öldürüp elinizi kolunuzu sallaya sallaya sokakta gezerseniz rol icabı, ortada bir format sıkıntısı olur. Dizilerde mutlaka yasa ve hukuğun olduğunu göstermek gerek. Biz her bölümde hem olanı hem de olması gerekeni göstermeye çalışıyoruz.

* Cuma akşamı (bugün) sezon finali yapıyorsunuz. Var mı izleyici için hazırladığınız bir sürpriz?

- Seyirciyi ekrana kitleyecek kadar heyecan dolu bir bölüm olacağını söyleyebilirim. “Arka Sokaklar”ın kemikleşmiş ve yeni seyircileri, bütün yazı “Nasıl sonuçlanacak bu olaylar?” diye merak ederek geçirecekler.  * Çok fazla yaralanma vakası yaşanıyor dizide. Akıllarda da hep bir “Vuruldu, ölecek mi? Diziden ayrılacak mı?” sorusu dolanıyor haliyle...

- Parada anlaşamazlarsa ölür giderler sonuçta tabii (gülüyor).  * 10 yıl boyunca aynı rolü canlandırmak, gerçek karaktere etki etmiyor mu?Rıza Baba’ya benzemiş olmalısınız...

- Bizde yok öyle bir sıkıntı. Sonuçta profesyonel oyuncularız. * Peki vatandaş?

- Kötü diye Erol Taş’ı sokakta dövmeye çalışan topluma dizi yapıyoruz (gülüyor). Vatandaşın biz oyuncularla bağı çok güçlü. Bu ilişkinin tehlikeli hâle gelmemesi için elimizden geleni yapıyoruz.  * Rıza Baba denildiğinde asla dönüp bakmam gibi bir durum mu var yani? Ben Zafer Ergin’im mesajı mı veriyorsunuz her fırsatta?

- Yolda yanıma gelip “Rıza Baba” diyen çok oluyor gerçekten. Ama bakmama gibi bir durum söz konusu değil, mutlaka dönüp bakıp tebessüm ediyoruz. Her hafta evinde olduğumuz için bizleri akrabası gibi görüyorlar çünkü, bu gayet doğal bir şey. Görevlimemur arkadaşlar da polis ekibini canlandırdığımız için daha yakın ya da bazen daha uzak davranabiliyor. Tepkiler birbirinden epey farklı...  * Nasıl yani?

- Bana “amirim” diyorlar, öbürüne “komiserim”...  * Kaç yıldır trafik cezası yemiyorsunuz mesela?

- Yemiyorum ama rolümden dolayı değil dikkatli olduğum için...

"Trafik cezası yemiyorum"

 

* Faydası dokunmuyorsa ne yapalım böyle amirliği?

- (Gülüyor)... Memur arkadaşlar çoğumuzun otomobil camında film olduğu için durduruyor bizi zaten. Camı açtığımızda “Buyurun amirim, devam edin” diyen de oluyor, görevlerini ifa edip alkolmetreye üfleten de... Üflettiklerinde de bir şey bulamıyorlar.  * Her yıl yeni oyuncular ekleniyor ekibe. 

- Her yeni oyuncu yeni bir kan katıyor diziye. Böyle de devam ederiz gibi geliyor. Her bölüm ayrı bir olay oluyor.  * Peki ya sonrası?

- Haftaya yurtdışına tatile gideceğim. Sonra Bodrum’a...

 

Rıza Baba'nın hikayesi  

Daha önce yaptığım bir mafya dizisi nedeniyle hep aynı türde rol teklifleri geliyordu. Mafyalığı benimsemediğim için kabul etmedim. Senaryo seçmeye çalışıyordum. Türker İnanoğlu da bu diziye başlarken bana “çalışalım” diye haber yolladı. İlk iki bölümünün senaryosunu okuduğumda çok beğendim, hemen kabul ettim. 

Yayına da temmuz ayında başladık. Yazın kim dizi seyreder diye düşünüyordum ama Türker İnanoğlu “Seyrederler” dedi.  Sözleşmeyi imzaladığım günlerde bir senaryo daha geldi, gönderen Tayfun Güneyer’di. Biz yayına başladık. Yayın gecesi Tayfun aradı, “Belki üç dört bölüm sonra biter umuduyla izledim ama siz bunu ömür boyu çekersiniz” dedi.