İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde taşeron işçi olarak çalışırken indirildiği kanazilasyonda kaptığı virüs nedeniyle, yakalandığı karaciğer rahatsızlığı sonucu hayatını kaybeden Zafer Açıkgözoğlu’nun, ölmeden kısa bir süre önce iş arkadaşlarına bir mektup yazdığı ve “Biliyorum arkamdan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız. Benden önce her sene ölen bin 500 işçi gibi” dediği ortaya çıktı.
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde taşeron işçi olarak çalışan 26 yaşındaki Zafer Açıkgözoğlu, çöp torbalarını boşaltırken eline bir enjektör iğnesi battı. Geçen yıl meydana gelen bu kazayı önemsemeyen ve çalışmaya devam eden Açıkgözoğlu, bir süre sonra amirleri tarafından acil servisin bodrum katındaki lağım sularını temizlemesi için görevlendirildi. Ancak Zafer Açıkgözoğlu, bodrum kattaki bu işi yaptıktan sonra eve gittiğinde aniden rahatsızlandı. Hastaneye kaldırılan ve enfeksiyon kaptığı anlaşılan Açıkgözoğlu’na Hepatit B teşhisi konuldu. Karaciğeri iflas etmişti. Aynı hastanede karaciğer nakli yapılan Açıkgözoğlu, kısa süre sonra yeniden rahatsızlandı ve iki hafta kaldığı yoğun bakımda hayatını kaybetti. İş güvenliği ve sağlıklı çalışma koşullarının, bir üniversite hastanesinde bile ne durumda olduğunu gözler önüne seren bu trajik ölümün ardından, okuyanları sarsan bir de mektup çıktı. Zafer Açıkgözoğlu ölmeden önce hastanede çalışan iş arkadaşlarına bir mektup yazmıştı. İşte o mektup: “Yaşarsam, malulen emekli olacakmışım. Şimdi bunları düşünemiyorum bile, sonum ne olacak, yaşayacak mıyım bilmiyorum ki! Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği vasıtasıyla yürütülen dava süreci devam ediyor, hastane yetkilileri bizden daha yüksekler, daha üstünler; belki onlar kazanırlar. Ne karar çıkarsa saygı duyacağız, elden ne gelir ki! Biliyorum arkamdan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız. Hayatınıza hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksiniz. Benden önce her sene ölen bin 500 işçi gibi. Soma’da ölen 301 maden işçisi gibi. Şimdi diyorum ki, iş buldum, ekmek buldum diye sevinirken güvenlik önlemlerinin alınmamasından, gerekli eğitimin verilmemesinden, altyapı eksikliğinden canımdan oldum. Yaşamak istiyorsanız, sevdiklerinizle mutlu bir yaşam sürmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak istiyorsanız; var olan şartların, eğitimlerin tamamlanmasını isteyin. Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere, tüm sorumluların yasalarca cezalandırılması en büyük dileğimdir. Ceza alsınlar ki tekrar aynı hatalar yaşanmasın. Güle güle...”