"Artık AYM yargıçlarının önünde 'linci meşrulaştıran hukukçular' olarak tarihe geçme fırsatı var"

"Artık AYM yargıçlarının önünde 'linci meşrulaştıran hukukçular' olarak tarihe geçme fırsatı var"

Cumhuriyet yazarı Emre Kongar, olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında çıkarılan 696 sayılı kanun hükmünde kararnameyi (KHK) eleştirdi. Bu KHK'nın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanma tarafından 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe girişimindeki "masum" askerlere yapılan linci akladığını söyleyen Kongar, "Şimdi her yönüyle Anayasa’ya aykırı olan bir “Linç KHK’si” CHP tarafından AYM’ye taşınıyor: Artık AYM yargıçlarının önünde “Linç olayını meşrulaştıran hukukçular”olarak tarihe geçme fırsatı var! Bakalım Sayın Yargıçlar bu fırsatı nasıl değerlendirecekler?" dedi.

Emre Kongar'ın, "Anayasa Mahkemesi ve linç KHK’si" başlığıyla (29 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Yazının asıl başlığı “Anayasa Mahkemesi, AYM, Linci Meşrulaştırabilirmi?” olacaktı... 

Yer darlığından dolayı kısa kestim!

***

Tarihsel, Hukuksal ve Demokratik açılardan “sorulması bile ayıp” olan bu soru AYM’nin önüne geliyor! 

O Anayasa Mahkemesi ki, Türkiye’nin “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” düzenini korumaya yemin etmiş yargıçlardan oluşur! 

O Anayasa Mahkemesi ki, 1990’lı yıllarda, Olağanüstü Hal, OHAL bağlamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin, KHK’lerin, OHAL bağlamında olup olmadığını ve Anayasa’ya uygunluğunu incelemek konusunda bağlayıcı bir “içtihat kararı” almıştır. 

O Anayasa Mahkemesi ki, AKP/ Erdoğan iktidarı yargıya siyaseten el koyduktan sonra, bu içtihat kararını değiştirmiş ve OHAL ilanı kapsamında olup olmadığına ve Anayasa’ya uyup uymadığına bakılmaksızın bütün OHAL KHK’lerini denetim dışında bırakmıştır!

***

Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) 1990 yılında çıkarılmış olan 2 ayrı OHAL KHK’sini AYM’ye götürmüş ve Mahkeme, iptal için şu kararı vermişti. 

“424 ve 425 sayılı KHK’ler; Anayasa’nın 121. maddesinin öngördüğü ve yine Anayasa’nın 148. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin denetimi dışınaçıkartılan KHK niteliğini taşımamaktadırlar.”

KHK’lerin birçok maddesini iptal eden AYM’nin gerekçeleri şunlardı: 

“OHAL KHK’leri sadece OHAL süresince geçerlidir. OHAL kalkınca bunlar da kendiliğinden yürürlükten kalkar.” 

“KHK’ler konu bakımından yalnızca olağanüstü hal durumunun gerektirdiğipratik önlemleri içermeleri gerekirken, yasa veya KHK değiştirmenin ve bunlara ekler yapmanın bir aracı olarak kullanılmışlardır.” 

“KHK’ler, yalnızca olağanüstü hal rejimi uygulamasına neden olan şiddetolaylarının ortaya çıktığı bölgelerde değil, bu durumla ilgisi bulunmayanbölgelerde de temel hak ve özgürlüklerin kısmen veya tamamen durdurulabilmesi düzenlemesini getirmektedirler.”

***

Ne yazık ki, Anayasamızın öngördüğü “Parlamenter Demokratik Düzeni”korumakla yükümlü olan AYM: 

AKP/Erdoğan iktidarının, “Allah’ın lütfu” dediği 15 Temmuz 2016 Kalkışmasını bahaneolarak kullanıp 20 Temmuz’da ilan ettiği OHAL’inKHK’lerini “denetim dışı” bırakarak, bir sivil darbeye göz yummuştur. 

AYM’nin, bir sivil darbeyi olanaklı kılan bu “denetimsizlik” kararı: İktidar gücünü yitirmekte olan yönetimin, belki mahkeme yargıçlarının bile öngöremediği haksız, hukuksuz, izansız, akıl, mantık ve hukuk dışı sınırlara taşan, halkı birbirine düşüren, 15-16 Temmuz günleri, olaylardan habersiz, otobüs içinde bekleyen masum gençlere dahi yapılan linçleri aklayan ve bundan sonrası için de başka linç olaylarının önünü açan KHK’ler çıkarmasına yol açmıştır.

***

Şimdi her yönüyle Anayasa’ya aykırı olan bir “Linç KHK’si” CHP tarafından AYM’ye taşınıyor: 

Artık AYM yargıçlarının önünde “Linç olayını meşrulaştıran hukukçular”olarak tarihe geçme fırsatı var! 

Bakalım Sayın Yargıçlar bu fırsatı nasıl değerlendirecekler?