Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu, geçen sezon salça üretiminin yeterli yapılmadığını aktarırken “Arz-talep dengesi bozuldu ve domates salçası ticari piyasada resmen karaborsaya düştü” dedi. Domates salçası fiyatlarının dolar gibi her gün yükseldiğini söyleyen Uğuroğlu, “Yemek ve konserve üreticileri ise karaborsaya düşen salçanın normal fiyatlara gerilemesi için ihtiyaç kadar salça ithalinin acilen yapılmasını ısrarla vurguluyorlar” diye yazdı.
Uğuroğlu’nun “Haydaa… Salça karaborsada” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Çiftçi bitti, tarımda kendi kendine yeten Türkiye, temel gıda ürünlerini dahi ithal etmeye başlarken temel tarım ürünlerimizden olan domates geçen yıl pazarda sadece 1 lira iken bu yıl 4-5 liradan ucuz satılmıyor.
Mutfaklarımızın vaz geçilmez ürünlerinden olan domates salçası ise zamlandı.
Yeterli salça üretimi geçen yaz sonunda yapılamadığından arz-talep dengesi bozuldu ve domates salçası ticari piyasada resmen karaborsaya düştü.
Geçen yıl 5 kiloluk ambalajlarda olan ve yaklaşık 10 lira olan domates salçası bugünlerde %500-600 oranında zamlanarak 50-60 liraya yükseldi.
Domates salçası fiyatları da dolar gibi her gün yükseliyor
Gıda sanayicileri ve toptancılar ihtiyaçlarına yetecek kadar salçayı da piyasadan bulamayınca tek çare kaldı.
Domates salçası da ithal etmek.
Uzmanlar ne diyor?
Türkiye'de salça için yapılan domates üretiminin en önemli merkezi Bursa.
Karacabey, Mustafakemalpaşa ve İnegöl ilçelerinde yılda 1 milyon 117 bin ton salçalık domates üretiliyor ki salça fabrikaları da buralarda faaliyette.
Türkiye genelinde ise toplamda 3 milyon 878 bin ton salçalık domates üretiliyor.
Yıllık domates salçası üretimi ise Türkiye'de yaklaşık 700 bin ton.
Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerinde bulunan ticaret odaları ve borsaların uzmanları ve salça fabrikalarının yetkilileri ile telefonla ulaştığım bazı üretici çiftçilerle görüştüm.
Salçalık domates üretimi konusunda yaşanan sıkıntıların diğer tarım ürünleri ile aynı olduğunu gördüm.
Başta Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Bekir Pakdemirli olmak üzere tüm yetkili ve ilgililere bu sorunları ileteyim.
1- Çiftçilerimiz 50 yaş üzerinde olduğundan giderek de yaşlanıyorlar. Çünkü çocuklarını okumaları ve iş bulmaları için kentlere gönderiyorlar ve kent hayatına alışan gençler köylerine ve çiftçiliğe dönmüyorlar. Çiftçi sayısı giderek azalıyor.
2- Tarlalar miraslar nedeniyle bölünüyor, sanayileşme ve kentleşme tarın alanlarını daraltıyor.
3- Ekim, üretim ve hasat maliyetleri mazot, gübre, sulama, ilaç ve işçilik fiyatlarındaki sürekli artışlar nedeniyle yükseliyor.
4- Çiftçi zarar ediyor, para kazanamıyor ve doğal olarak da ekim yapmıyor.
Bu genel sorunlara ilaveten salçalık domates üretimi yapan çiftçiler, "zarar edeceğimiz domates yerine bize zarar ettirmeyecek olan mısır ya da buğday üretimi yapıyoruz" diyorlar.
Salça ithalatına karşı çıkan fabrika yöneticileri ise "salçalık domates ithalatı yapılsın, fabrikalar zarar etmesin, işçi çıkartılmasın" görüşündeler.
Yemek ve konserve üreticileri ise karaborsaya düşen salçanın normal fiyatlara gerilemesi için ihtiyaç kadar salça ithalinin acilen yapılmasını ısrarla vurguluyorlar.
Öte yandan bu yıl salçalık domates üretiminin de düşük olacağını vurgulayan uzmanlar hem salça hem de salçalık domates ithalatının yapılmasını öneriyorlar.
Türk tarımının 16 yıllık AKP iktidarından önce gıda ürünleri ithalatı yapmadığını hatta ihraç ettiğini hatırlayacak olursak sofralarımızdaki ithal ürünlerinin sorumlusunun da AKP'nin yanlış tarım ve ekonomi politikaları olduğunu görürüz.
Dünyanın 3. büyük salça üreticisi Türkiye'nin geleneksel ihracat pazarlarını kaybettiği ve ithalat yapma zorunda kaldığı da özellikle vurgulanıyor.
Sözün özü şudur; kuru fasulye ithal, et ithal, soğan ithal ve salça da ithal. Ey Türk milleti, afiyet olsun...