'ASALA'yı bitirdik lafları palavradır'

'ASALA'yı bitirdik lafları palavradır'

Vatan Gazetesi muhabiri Sanem Altan'ın sorulanrını yanıtlayan Gürvit Abdullah Çatlı’yı tanımadığını, ASALA’nın da kendi kendini bitirdiğini açıkladı. Gürvit, çok konuşan Mehmet Eymür içinse mesleğine ihanet ettiğini söyledi.SA:Siz ne zaman girdiniz MİT’e?EG: Öğretmen çocuğuyum. Tekirdağ Hayrabolu ilçesinde ilköğretim müdürüydü babam. Ben de orada okudum. Liseden sonra İstanbul Hukuk’u bitirdim. İdealim hakimlik yapmaktı. Avukat olmayı hiç istemedim. Akçeli işler bana göre değil. Askerliğimi yaptım. Sevdiğim bir abimizin yanında avukatlık stajı yapıyorum ve kadro bekliyorum. Okulu da iyi dereceyle bitirmeme rağmen iki seneden önce kadro gelmiyor. Benim de hayata atılmam lazım. O dönem MİT Hukuk, Siyasal mezunu gençleri alıp kadrosunda yeni yapılandırmaya gidiyormuş. İçişleri Bakanı Faruk Sükan yanında staj yaptığım abimin arkadaşıydı, ona böyle gençler aranıyor deyince beni söylemiş. Ben oralara girmem demiştim, istememiştim. Gittim görüştüm, 1968’de 23 yaşında MİT’e girdim. Çok zorlandım başta. Gizlilik esastır teşkilatta. Sosyal hayatta çok zorlanıyorsunuz. Arkadaşınızı ofisinize kahveye çağıramazsınız. Çok insanı gücendirmişimdir.

SA: Siz 1980 döneminde yurt dışında görevlisiniz ama MİT içinde sevilen ve güçlü birisiniz. MİT 12 Eylül’den haberdar mıydı? 12 Eylül darbesini hükümete haber verdi mi?

EG: 12 Eylül MİT için milat değildir. Ben o dönem burada yoktum. Bilmiyorum haber verip vermediğini. Ama tahminim şu: Dönemin MİT Müsteşarı Bülent Türker devrin Başbakanı Demirel’e işlerin kötüye gittiğini söylemiştir. Ama ’Geliyorlar ha’ diyemez çünkü MİT Müsteşarı da bu operasyondan gün olarak haberi olmaz. % 90 haberi olmaz. İki saat kala haberi olur. Ona da sorarlar şunların bunların adresleri var mı diye, öyle öğrenir.

SA: MİT yasalar gereği askerlerle ilgili istihbarat çalışması yapamıyor sanırım. Yapabiliyor mu? Bu yüzden mi darbe zamanları bildiği halde rapor hazırlayamıyor. Çünkü 12 Eylül’ü Hiram Abas Demirel’e söylemiş.

EG: MİT görevleri dahilinde kim çıkarsa araştırma yapar. Asker sivil ayırımı yoktur. Ancak üzerinde durulan rütbeli bir subaysa doğal olarak Genelkurmay’a bilgi verilir ve koordine edilir. Hiram Abas’ın Demirel’e söylemesi konusuysa, Demirel ne diyorsa doğrudur.

SA: MİT elemanı Bülent Ruscuklu 12 Eylül’le ilgili kitap yazdı. İçinde daha önce bilinmeyen birçok yeni bilgi vardı. Başka bir MİT mensubu Mehmet Eymür röportajlar verdi, birçok şey açıkladı.

EG: Bülent’i tanırım, kitabını ilk bana getirdi okudum, güzel yazmış. Eymür eski dostumdur şimdi adını dahi anmak istemiyorum.

SA: Eymür 1980 döneminde ASALA’ya karşı yapılan operasyonları Şenay Gürvit’in yönettiğini ve Abdullah Çatlı’nın kulanıldığını söylemişti. Siz Çatlı’yı tanır mısınız?

EG: Hiç tanımıyorum. Ayrıca bu tip olaylara ne var derim ne yok derim. Hiç konuşmam. Bunlara cevap vermem. Onlar bizim istihbarat teşkilatının gizli kalması gereken konularıdır. Mehmet Eymür istihbaratçıların yüz karasıdır bence çünkü mesleğine ihanet etmiştir. Gizlilik esastır yoksa istihbaratçı değil dedikoducu olursun. İstihbaratçı kitap yazmaz, oturup anlatmaz.

ŞG: Bunları yapan vatan hainidir.

EG: Adını dahi duymak istemiyorum Mehmet Eymür’ün. Eski dostumdur ama 1. MİT raporu zamanında ilişkimiz bitmiştir. Rezalet bir şeydi bana getirdi. Ve sonra bana iftira attı. Ben katiyen Kenan Evren’e bunu göstermedim. Bir cumhurbaşkanına gidecek rapor değildi. Ayrıca Hiram Abas’la çok iyi dostluğum vardı. Aramızı bu Mehmet Eymür bozdu o dönem. Hiram onu korudu çünkü. Dargın ayrıldık. Öldüğünde konuşmuyorduk. Ben de biraz katı davrandım açıkçası. Evren Paşa Şenay’a “Senin bu kocan çok nadan” der. Sinirliyimdir. Bildiğimi söylerim, çekinmem. Ayrıca ASALA’yı bitirdik falan lafları palavradır. Kimse bitirmemiştir. Orly Havaalanı saldırısıyla kendi kendini bitirmiştir ASALA. Ayrıca ben ASALA militanı sorgulayan tek kişiyim. Üç ay sorguladım, Esenboğa’da yakalanan Levon Ekmekçiyan’ı. Asıl militan öldü, bu ikinci sınıf olandı, yaralı ele geçti.

Öcalan’ın semtine uğrayana yazıklar olsun

SA: Abdullah Öcalan MİT tarafından kulanılıyor muydu? Bu hala cevabı tam belli olmayan bir sorudur?

EG: Buradaki tek kelimem, çok çeşitli yerlere çekilir o yüzden konuşmam bu konuda. Ama MİT ilişki kuracağı insandan savcılık kağıdı istemez. Emniyet güçlerinden ayrıldığı nokta budur. Kuşkulu bir insansınız sizi sorguya aldığımda siz zanlı değilsinizdir, kaynaksınızdır. Sorgu haber alma yöntemidir. Siz kim olursanız olun sizden haber alacağımı bilirsem sizi emniyete vermem örgütünüze geri gönderirim kullanırım.

SA: Peki, Kürt açılımında Abdullah Öcalan kullanılmalı mı? Yol haritası dikkate alınmalı mı?

EG: Silahı bitirmek çok zor. O adamlar keşke vazgeçseler ama dağdan vazgeçmezler. O adamları silahtan adındırmak çok zor çünkü arkalarında yabancı devletler var. Birinci kuşak ülkeler hem de. Öcalan’ın yakalandığında üzerinden Güney Kıbrıs pasaportu çıktı. Asla Öcalan muhatap alınmamalı. Silahlı güç üzerinde etkisi var deniyor. 1999 yılında getirilişini hatırlayın, uçakta “Memlekete hoş geldin” dediler. Şaşırdı, “Benim anam Türktür, Türk devleti için çalışmaya hazırım” falan filan dedi. Böyle lider olur mu? Duruşmalarda da öyleydi. Bu, adamın yapısı. Lider değil bu adam. Ona gerçekten inanıyorlar mı yoksa bir geçim yolu mu olmuş bilmiyorum. Öcalan’ı dikkate alan, semtine uğrayana yazıklar olsun. Bu devlet bitmiştir. Bu işler o garibanın kafasıyla olacak işler değil. Öcalan’ın diyorum.

'12 Eylül vahşice küfür edilecek bir hareket değildir'SA:Darbeciler yargılanmalı mı?

EG: Darbeciler yargılanmalı. Varsa tabii. 12 Eylülcüleri yargılamak için ne diyeceksiniz. “Niye geldin biz ne güzel yaşıyorduk, çalışıyorduk, okuyorduk” mu diyeceksin. Okul, eğitim var mıydı o dönem Allah aşkına. Ders yoktu, sürekli boykot vardı. Bunları diyebilecek birileri varsa çıksın buyursun yargılasın 12 Eylülcüleri. Vahşice küfür edilecek bir hareket değildir 12 Eylül. Yanlış tarafları vardır ama öyle şeyler söyleniyor ki ayıp yahu. Sürekli eski defterler deşilip duruluyor. Ben eski defterleri bir deşersem ortalık lağım çukurundan beter olur. Bunu da söyleyeyim.

ŞG: Birçok arkadaşım keşke CHP’ye vermeseydik oy diyorlar. Şimdi de Kenan Evren adını heryerden kaldıracaklarmış. Yazıklar olsun bunu diyenlere. Canları cehenneme.