ASELSAN ölümlerinde iki asker şüpheli

ASELSAN ölümlerinde iki asker şüpheli

T24 - ASELSAN’daki mühendis ölümleriyle ilgili soruşturmada Savcılık, bir yüzbaşı ile bir emekli astsubayı ‘şüpheli’ sıfatıyla ifade çağırdı. İki şüpheli, arabasında ölü bulunan Mühendis Hüseyin Başbilen’in kaybolan flaş diskine ilişkin sorgulanacak.

ASELSAN mühendislerinden Hüseyin Başbilen, 7 Ağustos 2006 tarihinde Ankara’daki Pursaklar-Ayrancı yolunda aracının içinde bilekleri ve boğazı kesilmiş bir halde bulundu. Olayla ilgili başlatılan ilk soruşturmada savcı, Adli Tıp Kurumu’ndan gelen, ‘ölüm olayı intihar sonucu gerçekleşmiştir’ şeklindeki rapor doğrultusunda takipsizlik kararı verdi. Hasan Mesut Benli'nin Radikal'deki haberine göre; Başbilen ailesinin itirazı sonucu soruşturma yeniden başladı.

İkinci soruşturmada görevlendirilen Savcı Veli Dalgalı, Başbilen’in cesedinin yanında bulunan intihar mektubunda, ‘Mektubun bir kopyası bilgisayarımda ve flaş diskimdedir’ notu üzerine ASELSAN’da arama yaptı. Başbilen’e ait flaş diske ulaşılamadı. Savcı Dalgalı’nın Deniz Feneri soruşturmasında görevlendirilmesinin ardından, soruşturma dosyası Savcı Murat Demir’e geçti. Soruşturmada, daha önce olay yerine giden askerlerin ‘tanık’ olarak ifadelerine başvuruldu. Başbilen’in cesedinin bulunduğu sırada görevde olan, ancak daha sonra emekli olan astsubay, tanık olarak verdiği ifadesinde, “Başbilen’in mektubunda belirttiği flaş diski biz olay yerinde bulduk. Söz konusu flaş diski komutanımız yüzbaşıya verdim” dedi. Flaş diski aldığı öne sürülen yüzbaşı ise, tanık olarak verdiği ifade de flaş diskin kendisine verilmediğini söyledi ve “Sürdürülen soruşturma sürecinde böyle bir delil olarak nitelendirilebilecek bir şey bulunduğu takdirde bana değil, görevli savcıya teslim edilir” dedi. İfadelerdeki çelişki nedeniyle soruşturmayı sürdüren Savcı Murat Demir, iki askeri şüpheli sıfatıyla önümüzdeki hafta ifadeye çağırdı.

Cinayet mi intihar mı?

Savcı Murat Demir, soruşturmada görevlendirildikten sonra Başbilen’in cesetlerine ait fotoğrafları tekrar Adli Tıp Kurumu’na göndererek, ölüm olayına ilişkin yeniden rapor hazırlanmasını istedi. Söz konusu raporun henüz savcılığa ulaşmadığı öğrenildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 2007 yılındaki raporda, yedi üye olayın intihar olduğunu belirtirken, üç üye ise intihar olamayabileceği yönünde görüş bildirmişti.