Şair, yazar Dr. Ceyhun Atuf Kansu’nun doğumunun 100. yılı dolayısıyla gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında “2019 Türkiye’sinde Hekimlerin Gözünden Çocukların Durumu” tartışıldı. Türk Tabipler Birliği’nde (TTB) düzenlenen toplantıda hekimler, çocuklar için en büyük tehdidin “aşı karşıtlığı” olduğu üzerinde durdu. Türkiye'de son 7 yılda çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısının 183'ten 23 bine çıktığı belirtilen etkinlikte, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) dikkati çektiği kızamık salgını riski hatırılatıldı. DSÖ'ye göre ,2018 yılı ilk 8 ayında 510'a ulaşan kızamık vaka sayısı dikkate alındığında, aşı reddi endişe uyandırıyor.
Birgün'den Burcu Cansu'nun haberine göre, Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, DSÖ’nün 2019 yılında sağlığı tehdit eden 10 neden arasında “aşı kararsızlığını” saydığını ifade ederek, “Aşı karşıtlarının kızamık aşısı ile otizm arasındaki bir ilişkisi olduğunu öne sürmesi aşı kararsızlığına yol açıyor” dedi.
“Kızamık vakaları dünya genelinde yüzde 30’luk bir artış gösteriyor ve bu artışta aşı kararsızlığının da katkısı var” diyen Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“DSÖ verilerine göre, ülkemizde laboratuvar testleri ile kanıtlanmış kızamık hastası 2007 ve 2008 yılında 3, 2009 yılında 8, 2010 yılında 15 kişi iken, 2011 yılında 2010 yılındaki vaka sayısının 7 katına yükseldi. Vaka sayısı, 2012 yılında ise 2011 yılının yaklaşık yedi katına çıkarak, 698’e ulaştı. Recep Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı görevinden alındığı 2013 yılında, laboratuvarda doğrulanmış kızamık hasta sayısı 2012 yılına göre, yaklaşık 11 kat artarak, 7 bin 415’e yükseldi.
Salgın, takip eden yıllarda bilinen doğallığında sönümlendi. DSÖ verilerine göre, Türkiye’de laboratuvarda doğrulanmış 2014 yılında 572, 2015 yılında 342 ve 2016 yılında da 9 kızamık hastası görüldüğü bildirildi. Buna karşın, 2017’de kızamık vakalarında yeniden artış görüldü. Türkiye’de laboratuvarda doğrulanmış kızamık hasta sayısının 2017 yılında 69 ve 2018’in ilk 9 ayında da 510 olduğu yine DSÖ tarafından rapor edildi.”
Aşıyla korunulabilir hastalıklarla ilgili “Risk düşük, aşı gerekli değil, benim çocuğuma bir şey olmaz” gibi yanlış algıların hakim olduğunu bildiren Yavuz, dinsel algıların, politikacıların söylemlerinin ve kültürel algıların da aşı karşıtlığını beslediğini belirtti. Yavuz, aşıların gerekliliği ve etkinliğini sorgulayan iddialar arasında “Cıva, alüminyum, çeşitli vücut dokuları, domuz jelatini, yan etkiler ve otizm” olduğunu anımsatarak, bilimsel olarak aşıların güvenliğinin kanıtlandığının altını çizdi.
Aşı kararsızlığının, aşı yaptırmaya tereddüttün bilimsel bir dayanağı olmadığının altını çizen Yavuz, olası salgınlara karşı aileleri çocuklarına aşı yaptırmaları konusunda uyardı.