Aşırı sağcı saldırılar iki kat arttı

Aşırı sağcı saldırılar iki kat arttı

Kundaklama eylemleri, cam çerçeve kırmalar, ırkçı parolalar… Almanya’da aşırı sağcıların mülteci yurtlarına düzenledikleri saldırılar artış gösteriyor.

Federal Emniyet Dairesi’nin (BKA) verilerine göre sadece geçen yıl, aşırı sağcıların adının karıştığı 58 eylem saptanmış. Bu rakam, 2012 yılından beri neredeyse iki kat artış göstermiş. Kayıtlara girmemiş olan rakamlar da cabası…

Pro Asyl adlı mülteci örgütü yönetim kurulundan Günter Burkhardt, DW’ye yaptığı açıklamada, bu gelişmenin 1990’lı yıllarda aşırı sağcıların Hoyerswerda, Mölln ve Solingen’de sığınmacı ve göçmenlere karşı başlattıkları ve kısmen ölümle sonuçlanan olayları anımsattığını vurguluyor. Burkhardt, “Ancak neyse ki sığınmacılara karşı 1990’lı yıllarda olduğu gibi aşırı sağcıların düzenlediği geniş bir kampanyadan söz edilemez” diye konuşuyor. Pro Asyl örgütünden Burkhardt, şimdilerde özellikle aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin (NPD), ayrıca Pro Deutschland adlı girişimin ve Almanya İçin Alternatif (AfD) adlı partinin mültecilere karşı bir atmosfer yaratmaya çalıştıklarını vurguluyor.

Burkhardt, Almanya’da mültecilere ilişkin kimi politik söylemleri “Somut olarak mültecilerin Almanya'ya kabul edilmesi söz konusu olduğunda politikacıların eveleyip gevelemesinin bir son bulması lâzım. ‘Biz maalesef mülteci kabul etmek durumundayız’ gibi açıklamalar yapıldığında, bu, sağ popülist çevrelerin ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir” sözleriyle eleştiriyor.

127 bin yeni sığınmacı

Geçen yıl itibarı ile Suriye, Afganistan ve dünyanın diğer kriz bölgelerinden toplam 127 bin kişi daha Almanya’ya sığındı. Bu artış nedeniyle kentlerde ve küçük yerleşim birimlerinde mülteciler kısa vadeli olarak boş duran okul ve kışla gibi binalara yerleştirildi. İşte bu yörelerde yaşayan yerli halk, kararların kendilerine danışılmadan alındığını, çekinceleri olduğunu söylüyor ve yalnız bırakıldıklarından şikâyet ediyor.

Pro Asyl adlı insan hakları örgütünün yönetim kurulundan Günter Burkhardt bu sorunun çözümüne ilişkin olarak “Sığınmacıların topluma entegre edilmesi, aşırı sağcıların saldırılarına açıkça hedef olacak toplu yaşanan yurtlara değil, normal konutlara yerleştirilmeleri doğru olur. Ayrıca sığınmacılar için bir entegrasyon konsepti geliştirmek gerekir, yani onların iş piyasasına dâhil edilmeleri, hareket özgürlüklerinin olması gerekir ki, çevrelerindeki halk tarafından da kendi geçimlerini sağlayan, normal insanlar olarak algılanabilsinler” diyor.

‘Yabancılardan korku duyuluyor’

Alman İçişleri Bakanlığı sözcülerinden Pamela Müler-Niese, Berlin’e bağlı Hellersdorf’taki sığınmacı adaylarına karşı artan protesto gösterilerinin aşırı sağcı suçların artışı ile aynı döneme denk gelmesinin bu ikisi arasında bir bağlantı olduğunu düşündürdüğünü söylüyor. Müller-Niese, aşırı sağcı hareketlerin toplumun orta kesimini de etkisi altına almaya çalıştığını belirterek, bunların sığınmacılar konusunu istismar ettiğini, bu kesimlere ulaşmaya çalıştıklarını vurguluyor.

Berlin Hür Üniversitesi’nden aşırı sağcılık konusunu araştıran Hajo Funke ise “Toplumumuzun neredeyse yarıya yakını ülkede fazla yabancı olduğunu söylüyor. Bu söylem, yabancılardan duyulan korkunun yaygın olduğunu ortaya koyuyor” açıklamasını yapıyor.