Almanya'nın iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından açıklanan 2014 yılı raporunda siyasi içerikli ve aşırı İslamcı suçlarda artış meydana geldiği belirtildi. Raporda mülteci yurtlarına ve camilere yönelik aşırı sağ içerikli saldırıların sayılarında bir önceki yıla oranla artış olduğu bildirilirken, IŞİD ve Selefilere katılımda da bir yoğunluk oluştuğu ifade edildi.
Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizière, bir önceki yılın aynı dönemine göre aşırı sağ içerikli suçlarda yüzde 24 oranında bir artışın söz konusu olduğunu açıkladı. Buna göre geçtiğimiz yıl toplam 990 aşırı sağ kaynaklı suç dosyası kayıtlara geçti. Yabancı düşmanlığından kaynaklanan suç olayları ise 512'ye yükselerek, rekor düzeye ulaştı. Bakan, 2014 yılında mülteci yurtlarına yönelik saldırıların bir önceki yıla göre üç misli artış göstererek 170'e çıktığını vurguladı ve bu durumu "Ürkütücülükten çok daha ötede" sözleriyle tanımladı.
Korku ortamı
Mülteci yurtlarına yönelik saldırıların gerçekleştiği bölgelerde korku ve sindirme ortamlarının yaratıldığını söyleyen İçişleri Bakanı de Maizière, mültecilere destek veren belediye başkanları ve gönüllülerin tehdit edildiğini hatırlatarak, böylesi bir duruma müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti. Hristiyan Demokrat Bakan, "Bu noktada hepimiz kesin tavrımızı ortaya koymalıyız" diye konuştu. Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans Georg Maaßen de aşırı sağcıların korkuları körükleyerek İslam karşıtı Pegida gibi oluşumların kurulmasına yol açtıklarını kaydetti.
Aşırı sağcılar mercek altında
Berlin'de raporu açıklayan İçişleri Bakanı de Maizière ile Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans Georg Maaßen bu yılın ilkbahar aylarında ortaya çıkarılan "Old School Society" adlı aşırı sağcı terör örgütünün erken müdahale ile faaliyete geçemeden etkisiz hale getirilmesini ise bir başarı olarak adlandırdılar. Federal Başsavcılığın izlediği yapılanmanın camiler ve mülteci yurtlarına saldırılar planladığı, ileri sürülüyor. İçişleri Bakanı, akıllı mobil telefonlardaki yazışma uygulaması "WhatsApp" aracılığıyla izine rastlanan "Old School Society" yapılanmasının "vakitlice" deşifre olmasını, "Federal hükümet ile eyaletlerin yürüttüğü çalışmalar başarısını bu noktada gösterdi" sözleriyle değerlendirdi. de Maizière, söz konusu başarının 8'i Türk 10 kişinin katili ırkçı Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) konusunda gösterilemediğini de sözlerine ekledi. Soruşturma esnasında yapılan ağır hatalar ve ihmaller neticesinde ırkçı örgüt NSU uzun bir süre deşifre edilememiş, bu nedenle çete 10 insanın yaşamına son vermiş, çok sayıda kişiyi de ağır şekilde yaralamıştı.
Sol şiddetin yeni merkezi Leipzig
Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın raporuna göre aşırı sağın yanı sıra aşırı sol örgütler de şiddetlerini arttırdılar. Thomas de Maizière sol eğilimli şiddete örnek gösterirken, Frankfurt'ta Avrupa Merkez Bankası'nın yeni binası için düzenlenen açılış töreni sırasında gerçekleştirilen eylemleri anımsattı. Bakan, aşırı sol grupların burada "Tahrip edici öfkelerini ve şiddetten aldıkları zevki" ortaya koyduklarını belirterek, "Orada gördüğüm gaddarlığın dozajı beni derinden sarstı" dedi.
Bakan aşırı sol suçların yeni merkezi olarak Leipzig kentini gösterdi. Son olarak haziranda Leipzig'de toplanan aşırı sol gruplar yüzleri maskeli olduğu halde çevreye saldırmış, yollara barikatlar kurarak, polise taş fırlatmıştı. Bakan, Connewitz semtinde 2014'te açılan polis karakolunun bugüne kadar tam 16 kez aşırı solcuların saldırısına maruz kaldığının da altını çizerek, saldırılarda çoğu zaman polislerin ve ilk yardım ekiplerinin aşırı solcuların hedefi haline geldiklerini ifade etti.
Almanya'da terör tehtidi
Almanya'da iç güvenliği tehdit eden en büyük tehlikeyi ise Suriye ve Irak'tan dönen "savaşçıların" oluşturduğu da 2014 raporunda yer verilen bilgiler arasında. Anayasayı Koruma Teşkilatı uzmanlarına göre IŞİD ve benzeri radikal örgütlere katıldıktan sonra Almanya'ya dönenlerin sayısı 700 civrında. Ayrıca Almanya'da potansiyel tehlike olarak değerlendirilen 7 bin 500 civarında Selefinin olduğu da belirtiliyor. 2011'de bu sayı 3 bin 800 kadardı. Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Maaßen'e göre Selefilerin sayılarındaki artış, radikalleşmeyi önleme programlarına gereken ilginin gösterilmemesine bağlı. Maaßen güvenlik birimlerinin aşırı hassas davranmalarına rağmen Almanya'da terör saldırılarının olabileceğini de sözlerine ekledi.
Sanal düşmanla da mücadele
Raporda radikal örgütlerin olası tehditlerinin yanınında sanal ortamda gerçekleştirilen siber saldırılara ve internet güvenliğini tehdit eden unsurlara da yer verildi. Maaßen, sanal saldırıların günlük cereyan eden olaylar haline geldiğini vurgulayarak, hükümet birimlerine ait internet ağlarına her gün çok sayıda saldırının gerçekleştirildiğini, ancak teknik koruma mekanizmalarıyla bunların önüne geçildiğini kaydetti.
Anayasayı Koruma Teşkilatı raporuna göre, siber saldırıların önemli bir kısmı başka ülkelerin istihbarat servislerince gerçekleştiriliyor. Rusya, Çin ve İran en çok adı geçen ülkeler. Ancak Almanya Amerikan İç İstihbaratı NSA ile ilgili yaşanan "Dinleme" skandalından da ders çıkararak, ülke içinde dost ülkeler de dahil olmak üzere, faaliyet gösteren tüm istihbarat örgütlerinin çalışmalarını denetleme kararı aldı. Bu bağlamda Federal Anayasayı Koruma Dairesi bünyesindeki Elektronik Saldırılar Birimi de güçlendirildi.