DHKP-C üyeliğinden 1996 yılında ceza alan ve tutuklanan Mehmet İnan Işık, gittiği askerlik şubesinde kendi fotoğrafının altında “Canlı bomba, görüldüğü yerde vurun” yazılı afişini görmesi üzerine savcılık dahil her yere başvurdu, sadece o afişi asan er sorgulandı. Ancak afiş tüm karakollarda hala asılı duruyor.
DHKP-C üyeliğinden 1996 yılında ceza alan ve tutuklanan Mehmet İnan Işık, 3 Haziran 2005’te tahliye edildi. Mehmet İnan Işık’ın hayatını karartan gelişme ise askerlik işleri için Çorlu Askerlik Şubesi’nde yaşandı.
Kıvanç El'in Vatan gazetesindeki haberine göre; Aydın’ın Söke ilçesinde yaşayan Işık, 2007 yılında askerlik işlemleri için Çorlu’ya gitti. Buradaki askeriyenin giriş nizamiyesinde kendi fotoğrafı ve kimlik bilgilerini gören Işık şok yaşadı. “Aranan ve Eylem/Saldırı Yapabilecek Terör Örgütü Mensupları” başlığı altında kendi fotoğrafı ve kimlik bilgileri bulunuyordu. Adının yanında ise “DHKP-C üyesi, intihar saldırısı yapabilir” uyarısı da yer alıyordu.
Hemen askerlik şubesindeki yetkililerle görüşen Işık, “Bu kişi benim” dedi. Komutanlar, daksil ile Işık’ın adını sildirdi. Ancak aynı afişi daha sonra Söke Cezaevi’nde de gören Işık, bu duyurunun başka yerlerde de olabileceğini düşündü. Başka illerde yaptığı araştırmada, bu düşüncesinde haklı çıktığını gördü. Zira kimi karakol ve askerlik şubelerinde fotoğraflı, kimilerinde fotoğrafsız şekilde adının yazdığını ve eylem yapabilecek statüsünde olduğunu gösteren duyurular yer alıyordu. 2005 yılı haziran ayında tahliye edilen Işık hakkındaki afişlerde yayınlanma tarihinin, “23 Eylül 2005” yazması, tahliye olduktan sonra ilanın yayıldığını ortaya koydu.
Mehmet İnan Işık, bir askerlik şubesinde söz konusu afişi cep telefonu ile fotoğrafladı. Komutanlarla yaptığı görüşmeleri de kayda çekti.
Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT’e başvuru yapan Işık, afişlerin kaldırılmasını istedi.
Söke Cumhuriyet Başsavcılığı’na da giden Işık durumu anlattı ve “Eğer ben canlı bombaysam, beni tutuklayın” dedi. Olayı duyunca oldukça şaşıran savcılar soruşturma başlattı. Ancak soruşturma sonucunda T.I. isimli bir askere “görevi kötüye kullanma” davası açıldı. Komutanları Söke’deki askerlik şubesine yazıyı asan T.I’nın “dosyada gizli bulunması gereken evrakı duvara astığını” belirttiler.
Ancak bu savunma Işık’ı tatmin etmedi. Işık afişlerin kaldırılması için tüm kurumlara tekrar başvuru yaptı. Ancak hala kendisine bilgi verilmedi. Işık yaptığı araştırmalarda yazının ilk çıktığı yerin Aydın’da bulunan 11. Piyade Tugay Komutanlığı olduğunu da tespit etti. Ancak bu bilgi doğrulanamadı.
Bu süreçte Jandarma Komutanlığı, savcılık tarafından hakkında dava açılan asker T.I. ile ilgili soruşturma açtı. Jandarma Binbaşı Burhan Aydın imzalı “Gizli” ibareli raporda, afişlerle ilgili değil, afişlerin Işık tarafından nasıl fotoğrafının çekildiği soruşturuldu. Mahkemeye de gönderilen raporda, Mehmet İnan Işık ile ilgili afişin MİT, Jandarma ve Emniyet gibi istihbarat kaynaklarından geldiği belirtildi. Jandarma’nın raporunda Işık’ın cep telefonu ile çektiği fotoğrafın ve yetkililerle olan ses kaydı görüşmelerinin “hukuka uygun olarak elde edilmediği için kabul edilemeyeceği” ifade edildi. Mahkemede bu bilgilerin delil olarak kullanılmaması istendi. Bu süreçte mahkeme Işık’ın telefonuna, fotoğraflara ve görüntülere de el koydu. Jandarma raporunda, “Afiş herkes tarafından görülmemektedir, duvarın içindedir” denilmesi de dikkat çekti.
Işık yaşadığı travmayı şöyle anlattı: “Evlendim, çocuklarım var. Kendi yaşamımı kurdum. 10 yıl hapis yattım, cezamı çektim. Her an vurulma korkusuyla yaşıyorum. Her yere başvurdum, resimlerimi kaldırmadılar. O resimleri bir türlü indirtemedim. Söke dışında bir ilde vurulacağım diye endişedeyim. Hala kendi resimlerim aranan ve ‘eylem saldırısı yapabilecek terör örgütü mensupları’ başlığı altında tüm Türkiye’de asılı duruyor. Gittiğim savcılar inanmak istemiyor ama olayı öğrenince şaşırıyorlar. En son TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na da başvurdum. Gidip savcıya ‘canlı bombayım’ diyorum şaka sanıyorlar. Sonra durumu öğrenince bir şey diyemiyorlar. Tek soruşturma, emir üzerine o afişi Söke’de asan çavuşa açıldı. Ama onun bir suçu yok, gelen evrakı asmış. Bu evrak nereden çıktı bunun bulunmasını istiyorum. Ben 2005 yılı haziran ayında tahliye oldum, eylülde afişler dağıtılmış.”
Yetkililer Işık’a “Görüldüğün yerde vurulabilirsin, canlı bomba olarak görülüyorsun” dedi. Tüm girişimlere rağmen afişlerin hala cezaevleri, emniyet birimleri ve askerlik şubelerinde durduğunu söyleyen Mehmet Işık şimdi ilgili kurumlara manevi tazminat davası açmaya hazırlanıyor.