Gonca Vuslateri: Aile içi şiddete maruz kaldım

Gonca Vuslateri: Aile içi şiddete maruz kaldım

Oyuncu Gonca Vuslateri, çocukluğunun büyük bir maddi sıkıntı içerisinde geçtiğini belirtirken “ Aile içi şiddete maruz kaldığım oldu. Modern ama hayatın tokadını yemiş bir aileydik. İş hayatında yaşadığım aksilikler oldu. Oyuncu olmak isteyenler böyle şeylerden korkmasın” dedi.

Daha önce “Asla bir Türk’le evlenmem” diyen  Vuslateri, Burak Erdoğan ile evlenmesi üzerine yapılan eleştirilere  “İster tükürürüm, ister yalarım! Burası benim ülkem. Yargılarım da severim de... Talihsiz bir açıklama oldu, kabul ediyorum. Ama ne yapabilirim?” diye konuştu.

Hürriyet’ten Hakan Gence’ye konuşan Vuslateri’nin açıklamalarının bir kısmı kısmı şöyle:

“Türk erkeğiyle evlenmem”, “Çocuk yapmam” gibi açıklamalarınız vardı. Ne oldu, tükürdüğünüzü mü yaladınız?

Uzun yıllardır Amerika’ya gidip geliyorum. Buraya döndüğümde bir dergiye röportaj verdim. O dönemde Türkiye’de, kadına şiddet haberleri çok yoğundu. Tecavüz eden adamların kısa süreli cezalarla kurtulmasının bende yarattığı korkuyla söyledim onu. Tek söylediğim de bu değildi. Neşeli bir hayat yaşadığımdan, ilişkilerimden bahsettim. Onun üstüne muhabir “Amerikalı bir sevgiliniz var” dediğinde “Herhalde bir Türk erkeğiyle evlenmek nasip olamayacak bu kadar kırgınlıkla” gibi bir şey söyledim gülerek. Oraya parantez içinde ‘kahkahalar’ yazarsan her şey değişecek, nokta koyup bırakınca insanlara sert gelebiliyor. Ayrıca, ister tükürürüm, ister yalarım! Burası benim ülkem. Yargılarım da severim de... Talihsiz bir açıklama oldu, kabul ediyorum. Ama ne yapabilirim?

 

Eşinizle nasıl tanıştınız?

Çok yeni. Gani Müjde vesile oldu. Burak, post-prodüksiyon ve ses teknisyeni. ‘Bizans Oyunları’nda birlikte çalıştık. Stüdyoya ilk gittiğimizde onu gördüm ve abandone oldum.

 

İlk görüşte aşk mıydı?

Evet. Müthiş sakin biri. Herhalde zıtlıklar birbirini çekiyor. İlk görüşten sonra benimle sevgili olsun diye yapmadığım şaklabanlık kalmadı.

 

“Alyans klostrofobiyi tetikliyor” demiştiniz bir de... Ne değişti de bu kez nikâh masasına koştunuz?

İkimiz de evliliğin klostrofobik olduğunu düşünüyorduk. Ama birlikte yaşamaya karar verdik. Bunun getirdiği toplumsal ve bireysel zorlukların üstesinden gelebileceğimiz en makul sistem evlilikti. Bir de o 40’ına geldi, ben 30’uma... Aramızdaki şey o kadar güzeldi ki birbirimize bir hediye vermek istedik. Bu ilişki böyle bir sürprizi ve hiç yaşanmamış bir güzelliği çok hak ediyordu. Ailelerimiz de bu hızlı aşka karşı çok anlayışlı davrandı. Burak bir gün “Biz evlenelim” dedi. Ömrümüzün sonuna kadar birlikte oluruz inşallah.

 

Kısa süre oldu ama bu süre içinde evlilik sizde neleri değiştirdi?

Evliliğin bir takım işi olduğunu anladım. Geçen gün Murat Dalkılıç, “Birine yanındaki kişiyi ‘Bu benim eşim’ diye tanıştırmak ne kadar güzel değil mi” dedi. Gerçekten de öyle, birine “Eşim” demek çok güven veren bir şeymiş.

 

"Aile içi şiddete maruz kaldığım oldu"

 

Okuldan da deli diye atıldığınız doğru mu?

İlkokulda disiplin cezasına en çok giden kız bendim. Ama bu arada atlettim, voleybolcuydum, tiyatro kolundaydım. Kültürel tarafı tuttuğum için ortaokul ve lisede müdür ceza veremezdi. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde okurken ilk sene zor zamanlar geçirdim.

 

Anne ve babanızın ayrılması mıydı bunun sebebi?

Ben ortaokuldayken ayrıldılar. Annemle kaldım. Ama babacıyımdır. “Aa bu boşanmış ailenin çocuğu” denmesi ağır bir şeydi. Bunlar büyüdükçe ortaya çıkıyor.

 

Sizinle ilgili bilinen en büyük yanlış nedir?

‘Farklı olmaya çabalayan ve bu uğurda bazen şuursuz davranma cesareti gösteren kadın’ kalıbı çok yanlış. Ama vardır bir bildikleri...

 

Nedir bu ermişliğin sırrı?

Artık hiçbir şeyi yargılamamak gerektiğini öğrendim. Çok öfkeli bir kız olduğum gerçeğini anlıyorum ama ben de ne diyebilirim ki... Zor geçti. Sorsalar anlatırdım.

 

Soruyorum o zaman; anlatsanıza...

Bunlar oyuncu olmak isteyen birilerine örnek olacaksa diye söylüyorum: Korkunç bir maddi sıkıntının içinden geliyorum. Babam memur. Annem ev kadını. Ailem dağıldı. Sonrası zor geçti. ‘Aliye’de oynarken salı ve perşembeleri palyaçoluk yapıyordum. Aile içi şiddete maruz kaldığım oldu. Modern ama hayatın tokadını yemiş bir aileydik. İş hayatında yaşadığım aksilikler oldu. Oyuncu olmak isteyenler böyle şeylerden korkmasın.

Yazının tamamını okumak için tıklayın