Assange'ı suçlayan kadınlar şikâyetçi olmayacak

Assange'ı suçlayan kadınlar şikâyetçi olmayacak
T24 - Amerikan gizli diplomatik belgelerini yayımlayan Wikileaks'in patronu Julian Assange'ı cinsel taciz ve tecavüzle suçlayan İsveçli kadınların, ilk başta Assange'dan şikayetçi olmayı düşünmedikleri bildirildi. İsveç'teki olayın meydana geldiği sırada Assange'ın yanında bulunanlarla temas halinde olan kişilere göre, iki İsveçli kadının ilk baştaki amacının, Assange'ı bularak, cinsel yolla bulaşan hastalığı olup olmadığına yönelik test yaptırmaya ikna etmek olduğunu belirtti. Aynı kaynaklar, kadınların Assange'ı bulmakta zorluk çektiklerini, çünkü Assange'ın, düşmanlarının kendisini izleyebileceği endişesiyle cep telefonunu kapattığını anlattı. Ağustos ayında İsveç'te birlikte oldukları Assange'ı doktora gitmesini sağlayamayan kadınların, birlikte polise giderek şikayetçi oldukları kaydedildi. Kadınların şikayetinin ardından, ağustos ayının ortalarında Assange hakkında tecavüz ve taciz ithamlarıyla tutuklama emri çıkarılmasından bir gün sonra, bir İsveçli savcının tecavüz suçlamasını düşürdüğü belirtildi. Bunun ardından kadınların bir avukat tuttuğu, avukatın tecavüz suçlamasının yeniden geçerli olması için çaba gösterdiği aktarıldı. Daha sonra davayı üstlenen İsveçli savcı Marianne Ny'in Assange'ın tecavüz ve cinsel tacizden resmi sorgulamaya tabi tutulması talimatını verdiği belirtildi. Assange'ın ülkeden ayrılmasından sonra ise İsveçli yetkililerin, Assange hakkında, gözaltına alınması ve İsveç'e iadesi için tüm Avrupa genelinde yakalanma emri çıkardı. İsveç savcılığı sözcüsü, Assange'ın şu anda İsveç'te resmen herhangi bir suçla itham edilmediğini, yakalama emrinin sadece resmi sorgulama için çıkarıldığını söyledi. Assange, tecavüzden suçlu bulunması halinde İsveç yasalarına göre en fazla 4 yıl, en az 2 yıla mahkum olacak. Libya İngiltere'yi tehdit etti iddiasıWikileaks'in yayımladığı son ABD belgelerinde, Lockerbie saldırısından sorumlu tutulan Abdülbasit El Megrahi'nin serbest kalmasını sağlamak için Libya'nın İngiltere'yi tehdit ettiği belirtildi. İngiliz Guardian gazetesinin yer verdiği ve Wikileaks'in sızdırdığı belgeye göre, Libya lideri Muammer Kaddafi, El Megrahi'nin hapiste ölmesi halinde İngiltere ile tüm ticari anlaşmaları durduracağı tehdidinde bulundu.  Guardian gazetesi, Libya'nın bir taraftan da müebbet hapse mahkum olan El Megrahi'yi serbest bırakması için İskoçya'ya cömert tekliflerde bulunduğunun ortaya çıktığını yazdı. Bu tekliflerin reddedildiği söylenen belgelerde şöyle denildi: "Libyalılar, Trablus'taki İngiliz elçiliği personelini, El Megrahi'nin hapiste ölmesinin çok ağır sonuçlar doğuracağına inandırmışlardı. Libyalıların tehditleri arasında İngilizlerin ülkedeki ticari faaliyetlerine derhal son verilmesi, diplomatik ilişkilerin kesilmesi ya da asgari düzeye indirilmesi ve İngiltere aleyhinde protesto gösterileri düzenlenmesi de vardı. Libya açıkça söylemese de İngiliz diplomatları ve vatandaşlarının da risk altına gireceği imasında da bulundu. İngiliz elçisi, El Megrahi serbest bırakılınca çok rahatladı. Zira elçiye göre, aksi halde Libya'daki İngiliz çıkarları büyük zarar görecekti." Eski Libya ajanı Abdülbasit el Megrahi, 1988'de bir ABD uçağına bomba yerleştirmek suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Uçağın İskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerinde düşmesi sonucu 270 kişi hayatını kaybetmişti. Kanser hastası olan Megrahi, Amerikan yönetiminin engelleme çabalarına karşın, Ağustos 2009'da İskoçya tarafından üç ay ömrü kaldığı gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Suudi Arabistan Hizbullah'ı yoketmek için ABD ve NATO'dan destek istemiş Suudi Arabistan'ın Hizbullah'ı yok etmek amacıyla Lübnan'a müdahale etmek için, ABD ve NATO hava ve deniz güçlerinin destekleyeceği bir "Arap Gücü" kurmayı önerdiği bildirildi. Wikileaks'in sızdırdığı Amerikan gizli diplomatik belgelerinde, öneriyi, Suudi Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal'ın ABD'nin özel Irak danışmanı David Satterfield'a iki yıl önce ilettiği, ABD'nin öneriye karşılık, planın askeri uygulanabilirliğiyle ilgili şüphelerini dile getirdiği belirtildi. İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesinde çıkan habere göre, Suudi Arabistan'ın planı hiçbir zaman hayata geçirilmedi, ancak belgedeki iddialar Suudi Arabistan ve aynı zamanda ABD'nin, İran'ın Lübnan ve Orta Doğu'nun diğer kesimlerinde artan nüfuzundan duyduğu endişeyi yansıtıyor.