-ATALAY: 'SANDIĞA GİTMEYİN' TRAJİK BİR OLAYDIR ANKARA (A.A) - 01.09.2010 - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir siyasi partinin vatandaşlara ''sandığa gitmeyin'' demesinin, demokrasilerde trajik bir olay olduğunu belirterek, ''Bir siyasi partinin vatandaşları sandıktan soğutması bir şansızlıktır ama kendi bilecekleri iş. Ancak bunu hiç kimse baskı haline, tehdit haline getiremez, vatandaşlarımız bu konuda emin olsunlar'' dedi. Bakan Atalay, Kanal 7 Televizyonu'nda canlı yayına katılarak, gündemle ilgili soruları yanıtladı. Referandum günü için de hazırlıklarını tamamladıklarını belirten Atalay, ülkenin her köşesindeki vatandaşların huzurla, hür iradeleriyle oy kullanması amacıyla gerekli önlemleri aldıklarını ifade etti. Atalay, ''Kimse kimseye baskı yapamasın, kimse kimseyi korkutamasın, hiç kimse kimseye endişe vermesin, kimse kimseyi yönlendirmesin. Herkes meydanlarda söyleyeceğini söyler, vatandaşlar gidip hür iradesiyle sandıkta oyunu kullanır'' diye konuştu. BDP'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki boykot çağrısını da değerlendiren Atalay, ''Bir siyasi partinin 'vatandaşlara sandığa gitmeyin' demesi demokrasilerde çok trajik bir olaydır, pek görülmez. Demokrasi demek vatandaşların sandığa gitmesi demektir. Siyasi partileri var eden de millettir ve sandıktır. ikisini kaldırırsanız siyasi parti gibi bir şey olmaz. Bir siyasi partinin bu çağrıyı yapması yanlış'' görüşünü dile getirdi. ''Boykotun hukuki bir müeyyidesi olabilir mi?'' sorusu üzerine Atalay, tehdidin hukuki müeyyidesi olduğunu belirterek, ''Güvenlik birimlerimiz bütün illerdeki mekanizmalarımız o konuda çalışıyor. O konuda en küçük bir belge, delil ortaya çıkarsa onlarla ilgili müeyyide var. Bir siyasi partinin vatandaşları sandıktan soğutması bir şansızlıktır ama kendi bilecekleri iş. Ancak bunu baskı haline, tehdit haline getiremez hiç kimse vatandaşlarımız bu konuda emin olsunlar'' dedi. -''CHP, ANAYASA MAHKEMESİNİ KENDİ ARKA BAHÇESİ OLARAK GÖRÜYOR''- ''CHP, Anayasa Mahkemesi'ni kendi arka bahçesi olarak görüyor. Millet iradesi önünde Anayasa Mahkemesi bir vesayet mekanizması'' diyen Atalay, kurumsal araştırmaların vatandaşların yargıya güveninin azaldığını, yargı reformunun kaçınılmaz olduğunu söyledi. ''HSYK'ya belli görüşte kişiler gelecek'' yönündeki eleştirileri de değerlendiren Bakan Atalay, tüm 1. sınıf hakimlerin HSYK'ya aday olacağını ve tüm hakim ve savcıların seçimlerde oy kullanabileceğini vurgulayarak, ''Dolayısıyla şu görüş, bu görüş diye bir şey söz konusu olamaz'' diye konuştu. HSYK'da son zamanlarda bir takım ideolojik yaklaşımların söz konusu olduğunu ifade eden Atalay, Ergenekon ve benzer davalara bakan hakim ve savcıların yerlerinin değiştirilmek istendiğini söyledi. HSYK'nın şu anki yapısıyla ''kast sistemi'' şeklinde olduğunu belirten Atalay, anayasa değişikliğiyle HSYK'nın daha rahat, ciddi ve organize çalışacağını dile getirdi. Bakan Atalay, HSYK toplantıların da Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in tavrıyla ilgili bir soru üzerine de ''En önemli dosyalara bakan savcıların hakimlerin yerleri değiştirilmeye kalkınca O da kararnameyi geri çekti. Adalet Bakanı burada haklı, yoksa en önemli soruşturmalar, çete soruşturmaları sorunlu hale gelecekti. Adalet Bakanı orada çok ciddi bir tasarrufta bulundu'' değerlendirmesinde bulundu. Görevden aldıkları Valilerin Danıştay'a giderek görevlerine geri döndüğünü anlatan Atalay, ''Başka bir görevlerde belki bu olabilir ama vali bir ilde mülki idarenin başıdır, yargı kararıyla geri dönmüş bir valiyle çalışmanın sıkıntıları vardır, başta İçişleri Bakanlığı için'' dedi. Danıştay'ın şu anda hukukilik değil yerindelik değerlendirmesi yaptığını kaydeden Bakan Atalay, ''İstisnai bir kadro olan valinin idare ile çok bütün çalışması gerekir. Benim orada tabii ki takdirim olacaktır. Ancak Danıştay benim yerime takdir kullanırsa o yerindeliktir. Yerindelik kararları çalışmayı alt üst ediyor. Bugün bu manada Danıştay ile çok büyük sorunlarımız var. Anayasa paketindeki 'yargı yerindelik kararı veremez' hükmü vatandaşları da idareyi de büyük ölçüde rahatlatacak'' şeklinde konuştu. -POLİSLERİN ASKERLİĞİ KONUSUNDA ÇALIŞMAMIZ VAR Polislerin zorunlu askerliğine ilişkin bir soru üzerine Atalay, polislerin uzun süre askerlik yaptığını kaydetti. Bunu uygun görmediklerini belirten Atalay, konunun Genelkurmay Başkanlığı ile görüşülerek çözülmesi gerektiğini anlattı. Genelkurmay Başkanlığının, ''tek tip askerlik'' konusunda çalışma yürüttüğüne işaret eden Atalay, polislerin askerliğiyle ilgili konunun da bu çalışma içinde değerlendirilmesi ve çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Polislerin 2 ya da 4 yıllık uzun bir eğitim aldığını ve güvenlik alanında görev yaptığına dikkati çeken Atalay, ''Polislerin askerlik yapmaması ya da kısa bir askerlik yapması yönünde bir çalışmamız var'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TÜSİAD'la ilgili açıklamaları ve TÜSİAD'ın halk oylamasıyla ilgili tutumunu nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Atalay, paketi hazırlarken pek çok sivil toplum kuruluşu ile görüştüklerini, katkılarını aldıklarını anlattı. TÜSİAD'ın Avrupa Birliği konusundaki atak tavrını beğendiğini, ancak bugün TÜSİAD'ın statükoyla örtüşen ve değişimden yana olmayan, zihinleri karıştıran bir tutum sergilediğini ifade eden Atalay, ''TÜSİAD'ın bugünkü suskun tavrını hayretler içinde karşılıyorum'' dedi. Bu dönemde tavır koymayan TÜSİAD'a demokrasi açısından güvenin azalacağını vurgulayan Atalay, ''Bu dönemler sivil toplum kuruluşlarının test edildiği dönemlerdir'' diye konuştu. Yaz döneminde tayini çıkan memurların oy kullanamama sorunu ile ilgili soru üzerine Atalay, yaz aylarında yaklaşık 50 bin civarında polisin yer değiştirdiğini, asker ve diğer memurlar için de aynı sorunun geçerli olduğunu söyledi. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) bu konuyu çözmesi gerektiğini dile getiren Atalay, polislerin bulundukları yerlerde halk oylamasında görev yapacakları için eski bulundukları yerlerde oy kullanmalarının mümkün olmadığına işaret etti. Emniyet teşkilatının bu konuda YSK'ya başvurduğunu bildiren Atalay, YSK'dan bu konuda olumlu bir şey gelmediğini, kurumun olumsuz bir bakışı olduğunu kaydetti. Sivil-asker ilişkilerine yönelik bir soru üzerine Atalay, Türkiye'de sivil-asker ilişkileri konusunda normalleşme yaşandığını, her şeyin açık bir şekilde konuşulduğunu anlattı.