Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nde yapılan bir araştırmada ebeveynlerin, çocuklarının ateşlerinin yükselmesi halinde havale geçireceği, beyninin hasar göreceği korkusu yaşadığı ortaya çıktı. Prof. Dr. Zafer Kurugöl, anne babaların gereksiz yere panik yaşadığını belirterek, ``Ateş vücudun doğal savunma mekanizmasıdır. Bir kez ateşe bağlı havale geçirme bir çocukta ne beyinde bir zarara ne zekâ geriliğine ne başka hastalığa neden olur. Herkesin bir kez ateşe bağlı havale geçirme hakkı vardır'' dedi. Doç. Dr. Güldane Koturoğlu da ateşin bağışıklık sisteminin iyi çalıştığının göstergesi olduğunu, ateşin hastalığın çabuk iyileşmesini sağladığını söyledi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nın 50'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle Swissotel Grand Efes'te `Ege Üniveristesi 50'inci Yıl Pediatri Günleri' düzenlendi. Pediatrinin tüm bilim dallarında güncel yaklaşımları ve gelişmeleri kapsayan kongrede ilginç araştırmalara da yer verildi. EÜ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Zafer Kurugöl, Doç. Dr. Güldane Koturoğlu ile Uzm. Dr. Eylem Ulaş Saz ve Asistan Dr. Muhterem Duyu, ebeveynlerin acil servislere en sık başvuru nedenlerinden biri olan ateş yüksekliğiyle ilgili bir çalışma yaptı. Kongrede poster sunumu olarak sunulan araştırmanın 200 ebeveynle yapıldığı, yarısının lise ve üniversite mezunu olduğu kaydedildi. Ailelerin çoğunun ateşi bir belirtiden çok hastalığın kendisi gibi algıladıklarından ateş ve onun potansiyel tehlikeleri ile ilgili yanlış bilgilere sahip olduklarını ortaya çıkaran araştırmada şu sonuçlar alındı: `40 ebeveyn ateş demek için vücut ısısının 30-37 derece olması gerektiğini, bunlarının yarısı da bu değerler için ateş düşürücü kullandıklarını bildirdi. Ateşin düşürülmemesi halinde ebeveynlerin yüzde 73'ü çocuğunun havale geçireceğine, yüzde 18'i beyin hasarı olacağına, yüzde 5'i ağır hastalık geçireceğine inanıyor. Ebeveynlerin yüzde 3'ü ateşini düşüremediği takdirde çocuğunun komaya gireceğini, yüzde biri ise ölebileceğini düşünüyor.' Araştırmada ebeveynlerin yüksek ateşi düşürmek de şu yöntemlere başvurdukları ortaya çıktı: Yüzde 38'i sadece ılık duş yaptırıyor. Yüzde 36'sı ılık duş ve ateş düşürücü kullanıyor. Araştırma, ebeveynlerin yüzde 57'sinin ateş düşmesinin havale geçirmeyi, yüzde 18'inin rahatlatmayı, geri kalanların ise tedavi etmeyi ve organ hasarını korumayı önleyeceğine inandıklarını ortaya koydu. Ailelerin yüzde 60'ı, ateşli çocuğuna doktor önerisine göre antibiyotik verdiğini söyledi.' Çalışmaya katılan ebeveynlerin eğitim düzeyi kısmen iyi olmasına karşın ateşle ilgili bilgi düzeyinin yetersiz, yönetiminin ise eksik olduğunun ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Kurugöl, yüksek ateşin korkulacak bir şey olmadığını söyledi. Kurugöl şunları dile getirdi: ``Ateşten bütün aileler çok korkuyor. Eğitim düzeyi yüksek olsa bile çocuğu ateşlendiğinde panikliyor. Şunu çok iyi bilmek gerekir ki ateş vücudun doğal savunma mekanizmasıdır. Organizmanın lehine olan durum, belirli düzeylere çıktığı zaman zararlı hale gelebilir mi, gelebilir. Burada en çok korkulan şey çocuğun ateşe bağlı havale geçirmesi. Oysa şu çok nettir; bir kez ateşe bağlı havale geçirme bir çocukta ne beyinde bir zararlanmaya ne zeka geriliğine ne başka hastalığa neden olur. Herkesin bir kez ateşe bağlı havale geçirme hakkı vardır. Bu kesinlikle böyle. Ancak ateş belirli durumlarda tekrarlayan, uzayan cinste olursa o zaman zararlanma olur. Ateş hastalık değildir, bir hastalığın belirtisidir. Önemli olan ateşi düşürmek değil, ateşe neden olan hastalığı saptamak onu tedavi etmektir. Dünya Sağlık Örgütü, `koltuk altında ölçülen ateş 39 derecenin üzerine çıktığı zaman zararlı olmaya başlar' diyor. 39 dereceden önce önce paniklenmeye, korkmaya gerek yok. Korkulduğu gibi yanlış uygulamalar da yapılıyor; sirke sürmek, buzlu suyla yıkamak, alkolle yıkamak, bir sürü ateş düşürücü ilacı karışmış şekilde kullanmak, üst üste vermek gibi. Yapılacak şey paniklemeden, korkmadan ateş 38-39 derecelere çıktığında çocuğa ılık duş aldırıp, ateş düşürücü vermektir. En büyük hata ateş başladığında antibiyotiğe başlanıyor, antibiyotik ateş düşürücü değildir. Ateş 39 derecenin üzerine çıkarsa yine ılık banyo, ateş düşürücü uygulanır ama doktora başvurmak gerekir. Bu hastalığın teşhis edilip tedavisinin başlanması içindir. Yüksek ateşte en çok korktuğumuz şey havale. Havale ateş çıkarken olur. Yani ateş çok yükseldiği zaman değil. Çocukta eğilim varsa ateş çıkarken havale geçirir. Bunu bilmek gerekir. Yüksek ateş korkulacak bir şey değil. Bağışıklık sistemi gelişmemiş kişilerde, kanserli hastalarda, ağır hastalarda, yeni doğan bebeklerde ağır hastalık olur ateş reaksiyonu olmaz. Ateş olması organizma çalışıyor, cevap veriyor demektir, vücudun koruyucu sistemleri ateşe başlamış demektir.'' Öte yandan Doç. Dr. Güldane Koturoğlu da ateş yükselmesinin bağışıklık sisteminin iyi çalıştığının göstergesi olduğunu söyledi. Koturoğlu, “Biz zaten ateşin yükselmesini istiyoruz, çocuk o mikroorganizmayla başa çıkabilsin diye. Ateş, hastalığın daha çabuk iyileşmesini sağlıyor'' dedi. (DHA)