Ünlü şarkıcı Atilla Taş, son dönemde ortaya çıkan ses kayıtları ile medya üzerindeki iktidar baskısının gün yüzüne çıkması sonrası gazeteciler ve medya patromlarını eleştirerek, "Bır kısım basın ele geçmiş vaziyette, sadece hükümet bülteni gibi yayın yapıyorlar. Baksana çevrene Allah aşkına, koca koca gazetecilere, gazete patronlarına. Atilla Taş’a bıraktılar muhalefeti" dedi.
Atilla Taş'ın Birgün gazetesinden Ömür Şahin Keyif'e verdiği röportaj şöyle:
‘Hayırlı olsun, tape tape kullanın’ dediğiniz Türkiye’yi nasıl tanımlıyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak konuşuyorum, duygularımı söylüyorum. Her şey o kadar ayyuka çıkmış durumda ki... Tapeler, davranışlar, iktidar tarafından yapılan konuşmalar... Demokrasi yerlerde, basın özgürlüğü diye bir şey kalmamış, insanlar sadece sosyal medyada, internette duygularını rahatça söyleyebiliyor, o da arada gümbürtüye gider de bize bir şey olmaz diye... İktidar düşmanı değilim ama yapılanlar o kadar kanımıza dokunuyor ki... Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olduğunu düşünmek bile başlı başına sorun. Yargı bağımsızlığına kimse inanmıyor artık. Bir kısım halis Müslümanların bile bazı şeylere alet olması, dinleri ve imanları açısından sömürülmesi çok ağırıma gidiyor. Toplum ikiye de değil üçe dörde ayrıldı. Başımızdaki insanlar yapıyor bunu.
Bölünmeye taraf olmak konusunda bir kaygı yaşıyor musunuz?
Söylediklerimin doğru olduğuna inanıyorsam, insanları aydınlatmaya çalışıyorsak, insanlar bir gün bu gerçeği görecek. Gerçekler ne kadar bastırılabilir ki? 28 Şubat’ı o zaman konuşamayan, ağzını bile açamayan basının ve halkın şimdi söylediği şeylere bakıyorum, ileride belki de bu baskılar bittiğinde, insanlar bugünle ilgili rahat rahat konuşabilecekler. Bu olanlara tepkisiz kalmak mümkün olabilir mi?
Kendinizi politik olarak nasıl tanımlıyorsunuz?
Ne sağcı ne solcuyum. Adalete, doğruluğa, demokrasiye inanıyorum. Hiçbir partiyle en ufak bir bağım yok. Sadece demokrasinin böyle olmaması gerektiğini söylüyorum. Bir şeyler yanlış gidiyor! O kadar açık ki! Savcı olsam korkarım bu konular üzerine gitmeye. On binlerce insanın görev yeri değiştirilmiş... Eleştirirken korkuyor musunuz peki?
1980 Darbesi’nde çocuktum. Adana Ceyhan’da yaşıyordum. Kapımızı açardık, kan... Adam vurulmuş, babam taşımış... O zamanlar bile insanların üzerinden böyle korku yoktu. Korkuyoruz ya! Bir tweet atarken çok mu ağır oldu diye 50 kere düşünüyorum, yalan değil. 40 yıllık gazeteciler bile suspus, biz konuşuyoruz. Doğruları söylüyorum. Şimdi dik durmazsak ne zaman duracağız? Çocuklarıma torunlarıma, iktidarı mı yaladım diyeceğim? İnsana duruş, onur, gurur lazım, her şey de para değil.