Atilla Peker'in savcılığa verdiği dilekçedeki iddialar üzerine Odatv'den Can Özçelik'e konuşan Mendi, “1996 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığına tayinim çıktı. Tayinimden hemen önce gazeteci Kutlu Adalı öldürüldü. Kıbrıs’taki bir grup Sivil Savunma Daire Başkanlığı’nı Türk Mukavemet Teşkilatı’nın devamı gibi görüyordu. Olaydan sonra da sanki bununla bağlantılı gibi gösterilmeye çalışıldı. Bu olayın bizimle uzaktan yakından bir ilgisi yok” diye konuştu.
Korkut Eken ve Atilla Peker'in kendisiyle görüştüğünü söyleyen Galip Mendi, “Korkut Eken, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görev yapmış bir büyüğümüz. Saygı duyduğum bir kişi. Kahraman bir subay. Beni de ziyaret etti. Yanında da Atilla Peker isimli kişi vardı. Ama o gün adını bilmiyordum. Onun Sedat Peker’in kardeşi olduğunu sonradan öğrendim. Korkut Eken’in yanında bond çanta vardı. Ama içinde ne vardı onu bilemiyorum” dedi.
Eken'in dönemin Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutan Hasan Kundakçı'yla da görüştüğünü aktaran Galip Mendi, “Korkut Eken bana Kutlu Adalı ile ilgili bir şey söylemedi. PKK ile ilgili istihbarat çalışması yapılacağını söyledi. Biz de kendisine beyaz Renault marka Toros aracı tahsis ettik” şeklinde konuştu.
“Sivil Savunma Daire Başkanlığı’nın silahlı bir gücü yoktu” diyen Mendi, “Barış Kuvvetleri Komutanlığı bir ihbar alıyor ve PKK’nın o çevreye silah gömdüğü bilgisine ulaşıyor. Orada arama yapılıyor. O aramada kullanılan Beyaz Renault marka Toros araç Sivil Savunma Daire Başkanlığı tarafından tahsis edilmişti. O aramada bu aracın gözükmesinden dolayı da Kutlu Adalı, Aziz Barnabas Manastırı baskınında kullanılan aracın aynı araç olduğunu yazdı. AİHM tarafından ifadem alınmadığı iddia ediliyor. Bu doğru değil. 17 AİHM yargıcının karşısında tanık olarak dinlendim” ifadelerini kullandı.