T24 - Türkiye'de istihbarat deninca akla gelen birkaç isimden biri olan Mehmet Eymür, bugün tutuklanan Hanefi Avcı’yla yaşadıklarını ve son gelişmeleri değerlendirdi. Anılarını yazan, güncel konularda kalem oynatan istihbaratçılardan Mehmet Eymür, bir dönem birlikte yol adıkları daha sonra çatıştıkları ve mahkemelik oldukları Hanefi Avcı’yla ilgili açıklamalarda bulundu. Can Dündar’ın sorularını yanıtlayan Eymür, Devrimci Karargah soruşturmasının ciddi olduğunu ve Avcı’nın ‘nedenlerini’ açıklaması gerektiğini belirtti. Avcı’nın ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar’ kitabını samimi bulmadığını söyleyen Eymür'ün açıklamaları şöyle: Hanefi Avcı ile birliklte çalıştınız, sonra çatıştınız ve mahkemelik oldunuz... Pek birlikte çalıştık denemez. Herkes ayrı ayrı çalışıyordu. Çatışmanızın temel nedeni neydi? Susurluk’u ilk ortaya çıkaran benim, raporunu yazan kişiyim. Kazayı basına bildiren de benim. Kimsenin haberi yoktu. Bir gazeteci arkadaşıma söyledim: Burada bir kaza olmuş, bir bakar mısın? Şu şu varmış’ dedim. Bana haber gelmişti. Gazeteci arkadaşım bana, 'doğru mu söylüyorsun?' deyince bozulmuştum. ‘Aldığım bilgi bu teyit etmek için söylüyorum’ dedim... Hanefi Avcı niye rahatsız oldu ortaya çıkmasından? Çıktı ve devlet içinde yapılar olduğunu, polis içinde Mehmet Ağar'ın, jandarmada Veli Küçük'ün, MİT’te de benim adımı verdi. Ben oraya konmaktan çok rahatsız oldum. Hep mücadele ettiğim şey bu tip olaylardı. Sizin dinlenmeniz var bir de... Daireye ait resmi telefonlar dinlendi. MİT’in telefonlarını dinletti. O zaman İstihbarat Başkan Yardımcısı’ydı. Telefonlar izinsiz olarak dinlendi. Bu durum tuhaf değil mi? Olacağı buydu. O zamanlar harkes birbirini dinliyordu ve Türkiye onun için böyle... Avcı’nın kitabında anlatılanlar? Ben kitabın tamamını okumadım. Neden yazıldığını da tam anlayamadım. Eğer yanlış şeyler oluyorsa, kaç senenin birikimi var, neden yanlışı başından beri görmedi. Ya da görmek istemedi mi... Yoksa bir şeye bozuldu da onun için mi kitabı yazdı. Bunları teşhis edemedim. Bir istihbaratçı böyle diyorsa, mutlaka teşhisi koymuştur... Çok samimi olduğunu düşünmüyorum. Kimsenin günahını almak da istemek ama Hanefi bey kendini melek gibi anlatıyor. Ama bizim meslekte kötü şeyler de yapılıyor. İşkence de var. Pişmanlık yasasından yararlanan kişilerle ilişkisi vardı, bunlara kitabında yer vermemiş. Gözaltına alınışı?Adalete güvenmek lazım. Her şey çok mükemmel değil ama yine de güvenmemiz gereken yerlerden biri yargı. Biz mahkemelik olduk ve sonra da barıştık. Hanefi beyin yolsuzluğunu bilmem ve duymadım da. Bunun için bende artıları vardır ama eksileri de var. Her şeyi tam anlatmıyordu, kendi işine geldiği için anlatıyordu. Polis içinde cemaat yapılanması var mı? Muhakkak var. Ama sadece bu dönem için değil. Sağcılar iktidara gelinde camiye gidenlerin sayısı artar, solcular gelince azalırdı. Her devirde yaşanıldı bunlar ama bu devirde biraz abartılı gidiyor. Türkiye’de bunlar yeni şeyler değil. Ben biraz değişik düşünüyorum. Bazı şeyler simge gibi ortaya konuyor. Biz onalara hücum ediyoruz ama arkasında çok daha büyük güçler var.
Okyanus ötesi mi? O güçleri arkasından çekseniz, simge haline gelen kişiler belki o kadar etkin olmayacaklar... O güçler nasıl bertaraf edilir? Herkes kendi sorumluluğundaki işi ciddi yapacak. Yabancı merakı bırakılacak. Avcı meselesi bir yere gider mi, soruşturmadan bir şey çıkar mı? Ciddi bir konuyla ilgili içeriye alınmış. Hanefi beyin nedenlerini açıklaması lazım. Tersi bir durum rahatsız edici olur...