Avrupa, Ankara'dan somut reform bekliyor

Avrupa, Ankara'dan somut reform bekliyor

Kayhan Karaca

Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri düzeltme adına reform süreciyle ilgili Ankara’dan verilen mesajlar Brüksel'den çok Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nde geniş yankı buldu. Avrupa Konseyi organları konu hakkında henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği, Türkiye hükümetinden gelen mesajların genel olarak olumlu karşılandığı görüşünde. İsminin verilmesini istemeyen bir Avrupa Konseyi yetkilisi, “Son iki yılda yaşananlara rağmen Türkiye-Avrupa Konseyi diyaloğu kopmadı, Türkiye’nin yaşadığı zorlukları görmezden gelmedik. Şimdi önümüzde açılan yeni dönemden istifade edelim” dedi.

Avrupa Konseyi, OHAL uygulamasına son verilmesinin “olumlu bir gelişme” olduğunu belirtmekle birlikte terörle mücadele kanununda yapılan son değişlikliğin soru işaretleri oluşturduğunu ve uygulamaya bakılması gerektiğini belirtiyor. Avrupa Konseyi’nin Türkiye ile diyalogda öncelik verdiği konuların başında ifade ve medya özgürlüğü ile terörle mücadele konuları geliyor. Bu alanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ışığında reform bekleniyor.

Avrupa Konseyi, reform sürecine katkıda bulunmak amacıyla, AB ve Türk hükümetinin destek ve işbirliğiyle insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanlarında Türkiye’de projeler yürütüyor. Avrupa Konseyi ile Türkiye arasında 2015’te oluşturulan Çalışma Grubu ise faaliyetlerine devam ediyor. Grubun teknokratlar düzeyindeki bir sonraki toplantısının Ekim ayı içinde yapılması planlanıyor.

AKPM ile diyalog

Türkiye’nin Avrupa Konseyi ile ilişkilerindeki en zor diyalog Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) platformunda yaşanıyor. AKPM, “insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarındaki gerilemeyi” gerekçe göstererek Nisan 2017’de aldığı bir kararla Türkiye’yi 2004 öncesinde olduğu gibi yeniden “denetim sürecine” dahil etti. Türkiye bu kararla, Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna’nın yer aldığı “en sorunlu Avrupa demokrasileri” arasına kaydırılmış oldu.

AKPM denetim kararı alırken Ankara’ya bir dizi “ev ödevi” de verdi. Bunlardan bazıları OHAL’in kaldırılması, parlamenter süreci devre dışı bırakan kanun hükmünde kararnamelere (KHK) son verilmesi, bu tür KHK’larla kamu çalışanlarının işine son verilmemesi, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılıp tutuksuz yargılanması ve anayasa değişikliği konusunda Venedik Komisyonu’nun tavsiyelerinin hayata geçirilmesiydi. AKPM yetkilileri bu alanlarda adım atılmadıkça denetim sürecinden çıkmanın zor olduğu mesajını veriyor. AKPM, ayrıca Türkiye’nin yeni seçim yasası hakkında Venedik Komisyonu’ndan bir görüş talep etti. Bu görüş raporunun yıl sonuna kadar hazırlanması öngörülüyor.

Türkiye AKPM'de 18 parlamenterle temsil ediliyor. 9 AKP, 4 CHP, 2 HDP, 2 MHP ve 1 de İYİ Partili vekilden oluşan Türk heyetinin Ekim ayından itibaren AKPM’de vereceği mesajlar ve AKPM ile yürüteceği diyalog Türkiye’nin denetim sürecinden çıkması perspektifinde büyük önem taşıyor.

AİHM "Anayasa Mahkemesi" diyor

Avrupa Konseyi, bu süreçte AİHM ile diyaloğun da kritik role sahip olduğuna işaret ediyor. AİHM kaynakları Türkiye açısından özellikle Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bireysel başvurular konusunda etkili çalışmasına vurguda bulunuyor. Bu mekanizmanın etkili çalışmaması halinde Türkiye’ye karşı AİHM’de binlerce dava açılma riski doğabileceği söyleniyor. OHAL Komisyonu, AİHM tarafından iç hukuk yolu olarak kabul edilmişti. Ancak komisyonun aldığı kararların çoğunun olumsuz olması AİHM'de kaygıyla takip edilmekte.

Terörle mücadelede gözaltı süreleri, ifade ve medya özgürlüğü önündeki engeller, cumhurbaşkanına hakaretle ilgili dava dosyaları Türkiye’den gelen şikayetlerde öne çıkan belli başlı sorunlar. AİHM kaynakları özellikle hakaret davalarında mahkemelerin aşırı tazminata hükmettiğine dikkat çekiyor.

AİHM buna karşılık Ankara’nın son zamanlarda sistematik olarak başvurduğu dostane çözümlerde durumun iyiye gittiğini söylüyor. Kendisiyle dostane çözüme gidilen davacıya yeniden yargı yolu açılması konusundaki son yasal değişikliği de “olumlu bir gelişme” olarak değerlendiriyor. Bu durumun AİHM’in bundan böyle tek taraflı deklarasyonları daha fazla kabul etmesinin önünü açabileceğini belirtiyor.

GRECO tavsiyeleri

Avrupa Konseyi'nin yolsuzlukla mücadele birimi GRECO tarafından hazırlanan Türkiye raporlarındaki tavsiyelerin nasıl uygulanacağı da Avrupa kulislerindeki bir diğer merak konusu. GRECO, parlamenterler, yargıçlar ve savcılar bünyesinde yolsuzluğun önlenmesi amacıyla Ankara’ya sunduğu 22 tavsiyeden 20’sinin nasıl uygulandığı veya uygulanacağı konusunda kendisine bilgi verilmesi için 31 Ekim 2018 tarihine kadar Türk hükümetine süre vermişti. GRECO siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanı konusunda da Ankara'ya bir dizi tavsiyede bulundu.

AB cephesi

Avrupa Konseyi organlarının yukarıdaki beklenti ve talepleri AB organları için de geçerli. Avrupa Parlamentosu (AP) yeni Türkiye raporunu önümüzdeki aylarda oylayacak. AP son Türkiye kararında 2017’deki anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi halinde Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinin durdurulmasını isteyeceğini belirtmişti. Ankara’nın iki taraf arasındaki ilişkilerin kopmasına neden olabilecek bu hamleyi engellemek için çok az zamanı var. Mayıs 2019’da AP seçimleri yapılacak ve Ocak 2019'dan itibaren seçim havasına girecek AP’de Türkiye lehine rüzgar estiğini söylemek oldukça zor. AB içinde yükselişte olan popülizm, AB karşıtlığı ve aşırı sağcı hareketler de AP içinde ilke olarak Türkiye’nin üyelik sürecine sıcak bakan azınlığa pek manevra alanı bırakmıyor.

AB'nin en önemli iki ülkesi Almanya ve Fransa'da, Türkiye’nin AB sürecini hızlandırma konusunda şu an için siyasi irade yok. Bu iki ülke de topu şimdilik Avrupa Konseyi cephesine atmış durumdalar.