Avusturya’da yayımlanan Kurier gazetesinde çıkan bir makalede, “Tampon bölge oluşturmak bahanesiyle Kürtleri bastırmak için Suriye’ye müdahalede bulunmak zarar verici bir girişim olur. İstenilen hedefe ulaşmak iki şekilde mümkün: Ankara’nın daha önce Kuzey Irak Kürtleriyle yaptığı gibi bölgedeki ekonomik patlamadan Türk işadamlarının faydalanmasını sağlaması ve ülkesindeki gecikmiş Kürt sorununu çözmesi” denildi.
Avusturya gazetesi Kurier, İspanya'nın El Pais ve İngiliz Times’ta yer alan görüşler şöyle:
Avusturya gazetesi Kurier Suriye'deki krize Türkiye açısından bakıyor ve Suriye'nin geleceğinin Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğine dikkat çekiyor. Yorum şöyle:
“Hiç kimse Esed’in devrilmesinin ardından neler olacağını bilmiyor. Ülkenin bölünmesi seçeneklerden biri, gevşek merkezi bir sistemle bağımsız bölgelerin oluşturulması da diğer bir seçenek. Öyle ya da böyle Türkiye’nin kapısının önünde Irak Kürdistanı’nın ardından fiilen bir başka bağımsız Kürt devletinin kurulması ve bu halk gruplarının büyük çözüm rüyasının yeniden canlanması olasılık dahilinde. Yani, İran ve Türkiye’dekilerle birlikte bütün Kürtlerin katılımıyla bir birlik kurulması rüyası. Bu şimdiye kadar gerçekleşmedi, ancak Kürtler yarının kokusunu alıyor. Bu noktada da şimdi Türkiye'nin becerisine ihtiyaç var. Tampon bölge oluşturmak bahanesiyle Kürtleri bastırmak için Suriye’ye müdahalede bulunmak zarar verici bir girişim olur. İstenilen hedefe ulaşmak iki şekilde mümkün: Ankara’nın daha önce Kuzey Irak Kürtleriyle yaptığı gibi bölgedeki ekonomik patlamadan Türk işadamlarının faydalanmasını sağlaması ve ülkesindeki gecikmiş Kürt sorununu çözmesi.“
İspanya'nın sol liberal eğilimli gazetesi El Pais de Suriye krizinde uzun vadeli bir çözüme ihtiyaç duyduğunu belirtiyor:
“Ücra bölgelerde Beşşar Esed’in despotluğuna karşı başlayan halk direnişi kısa süre içinde boyutları giderek büyüyen bir iç savaşa dönüştü. Demokratik güçler ve ABD sadece kana susamış bu despotun düşüşünü hızlandırmakla yükümlü değil, aynı zamanda yeni Suriye bölgede saatli bir bombaya dönüşmeden ivedilikle bir siyasi senaryo oluşturulmasını da garanti etmeliler.“
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Olimpiyat Oyunları'nın açılışına katılmak ve bir dizi temasta bulunmak üzere Londra'yı ziyaret etmesi, Times gazetesinde geniş yer buluyor. Alexandra Frean imzalı haberde "Türkiye'nin Amerika Birleşik Devletleri ile özel ilişkisine" değinildi.
"Erdoğan, Amerikan Başkanı Obama'nın en yakın olduğu beş ülke liderinden biri" diyen yazar, yine de Türkiye'nin, Müslüman dünyası üzerindeki nüfuzunun boyutu konusunda şüphelerin tamamen aşılmadığını ve ikili ilişkilerin devamlı sınandığını belirtiyor. Özellikle Amerika'nın Suriye'de aktif olmak konusundaki isteksizliğine dikkat çeken yazar, Strateji ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin başkan yardımcısı Bülent Alirıza'nın sözlerine yer vererek "Ankara'nın Washington'un, daha net biçimde angaje olmasını beklediğini, ama Libya'da olduğu türden açık bir Amerikan müdahalesinin görülmeyeceğini" yazdı.
Yazara göre iki ülke arasındaki diğer bir gerginlik noktası da Türkiye'nin Amerika'dan insansız uçak ve F35 savaş uçağı alma arzusu. Yazar, Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi uzmanlarından Steven Cook'un görüşlerine yer verirken ", İsrail'le zayıf ilişkisi; ayrıca gazeteci, yargıç ve siyasi muhaliflere yönelik insan hakları sicilinin zayıf olması yolundaki kaygılar nedeniyle Amerikan Kongresi'nin Türkiye'nin bu arzusunu onaylamasının olası görünmediğini" yazıyor. Ancak yazar bunun iki ülke ilişkilerine zarar vermediğinin altını çiziyor. Haber, "Orta Doğu sınırlarında güvenlik tehdidi ve artan istikrarsızlığın Türkiye’yi, geleneksel, Batı çizgisindeki ittifaklarına ittiği" yolunda, AKP'nin eski Dış İlişkiler Koordinatör başkan yardımcısı Suat Kınıklıoğlu'nun sözleriyle tamamlanıyor.
Gazete "Türkiye'nin Sırası" başlıklı başyazısında da Ankara'nın Suriye'de Esed'in baskısına karşı sertleşen muhalefetinin hayati önem taşıdığı yorumunu yapıyor:
Suriye'yle başetme konusunda Batı'nın önünde iyi seçenekler yok. Ama Rusya ve Çin, Esed'i sınırlamaya yönelik girişimleri engellemeye devam ederken Türkiye hem Suriye halkının korunmasına hem de sınır boyu güvenli bölgeler açılmasına yardımcı olmakta potansiyeli olan bir ortaklık sunuyor.