Guardian gazetesi hükümetin bugün kabine revizyonunun ayrıntılarını açıklayacağını haber verirken, yapılacak değişikliklerin başbakan için büyük bir güç kaynağı ama aynı zamanda tehlike yarattığı görüşüne yer veriyor.
Başbakan Cameron, Guardian'a göre kabine değişikliği ile parlamentodaki muhafazakar sıralarda 2015 seçimi için en iyi isimlerin kimler olacağına inandığını gösterecek.
Financial Times gazetesi de manşet olarak "Başbakan kabine revizyonuyla yeni kuşak muhafazakarlara destek verecek" diyor.
Gazete ayrıca, Başbakan Cameron'un parlamento üyeliğini 50 sandalye azaltmakla ilgili planlarına koalisyon ortağından tepki geldiğini aktarıyor. Liberal Demokratlar'ın lideri Nick Clegg, Cameron'dan bu planı rafa kaldırmasını istiyor.
Londra'daki Metropolitan Üniversitesi'nin Avrupa Birliği dışından öğrenci kabul yetkisinin iplatiyle ilgili tartışmalar sürerken Financial Times gazetesi bugün bu konuda bir parlamento raporu yayınlanacağını haber veriyor.
Parlamento komitesinin başkanı "Metropolitan Üniversitesi'nin kabul yetkisinin iptalini beraberinde getiren Sınır Denetleme Ajansı'nın 2009 tarihli tüzük değişikliğini eleştiriyor.
Komite Başkanı Margaret Hodge "Sınır Ajansı'nın eski kabul sisteminin yerini alan puan sistemini, gerekli denetleme mekanizmalarını kurmadan devreye soktuğunu" söylüyor.
Metropolitan Üniversitesi'nin AB dışından öğrenci kabul yetkisinin iptal edilmesi Türk öğrencileri de etkilemişti, öğrenciler şimdi sınır-dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Daily Mail gazetesine yazı gönderen sınır muhafaza emekli polis memuru Chris Hobbs Metropolitan Üniversitesi'nde sorun olduğunun yıllardır bilindiğini, iptal karanının yerinde olduğunu söylüyor.
Hobbs, öte yandan, İngiltere Üniversiteleri'nde "okumaya hakkıyla başlayacak olanlar" ile buraya gelmek için öğrenim kurumlarını araç olarak kullananlara farklı muamele edildiğini; gerçekten okumak için gelenlerin yetkililerin husumete varan tavırlarıyla karşılaştığını anlatıyor.
Guardian gazetesine mektup gönderen bir okur da, idarenin, Metropolitan Üniversitesi olayını istenmeyen göçle mücadele ettiği izlenimi vermek için kullandığı görüşünü dile getiriyor.
Financial Times'daki haberde, okulun, Sınır Denetim Ajansı'nın kararına itiraz etmeye hazırlandığını da haber veriyor.
Guardian'ın Ortadoğu editörü Ian Black Lahdar Brahimi'nin Suriye özel temsilciliğini üstlenmesini değerlendiriyor.
Black, Kofi Annan'ın aksine Brahimi'nin Beşar Esad'ın gitmesi gerektiğini açıkça söylemediğini hatırlatıyor.
Brahimi'nin diplomasi geçmişini özetleyen Black, Brahimi'nin ABD'nin Irak'ta sivil nüfus alanı Felluce'ye yönelik saldırısına karşı çıkışını hatırlıyor.
Brahimi'yi tanıyan Mısırlı bir gazetecinin izlenimleri Black'in yazısında yer alıyor.
Mısırlı gazeteci Ayman El-Amir, Brahimi için "mayalanma ihtimali olan bir şans gördüğü için bu görevi kabul etmiştir" diyor.
İngiltere'nin Libya eski büyükelçilerinden Oliver Miles da, Guardian için kaleme aldığı makalesinde Brahimi'nin Lübnan iç savaşının sona ermesine yardımcı olduğunu ve bu açıdan Suriye için en iyi isim olabileceğini ifade ediyor.
Financial Times gazetesi ise dünya haberleri sayfasında Suriye'de savaş uçaklarının kullanıldığı saldırıların arttığını bildirdiği haberine "Hava saldırıları terörize olmuş siviller arasındaki ölümleri arttırdı" başlığını kullanıyor.
Milano'da dün cenaze töreni düzenlenen bir kardinalin ardından yazan Guardian "Liberal dava, Kardinal Martini'yi özleyecek" diyor.
Guardian Vatikan'da şu anda hüküm süren kesimin muhafazakarlar olduğunun altını çizdikten sonra Milano'daki katolik kilisesinin tepesindeyken ölen Kardinal Martini'nin, pek çok açıdan bu grupla ters düştüğünü, kürtaj, boşanma ve kadınların kilise üst temsilciliği ile ilgili açık görüşlere sahip olduğunu yazıyor.
Guardian, Vatikan'ın önceliklerinin kendi ifadesiyle "muhafazakar ve tozlu" olduğunu anlatmak için, katolik dünyasının merkezinin bir akademi açarak Latince öğretmeye karar verişini örnek veriyor.
Fenerbahçe'nin Chelsea'den transfer ettiği Portekizli orta saha oyuncusu için 8 milyon sterlinlik bir transfer paketi sunduğunu haber veriyor Daily Mail.
Daily Mail, Raul Meireles'den sonra Fenerbahçe'nin Everton'ın savunma oyuncusu John Heltinga ile ilgilendiğini haber veriyor.
Independent gazetesi de Manchester City'nin savunma oyuncularından Kolo Toure ile Galatasaray'ın dün gece görüştüğünü bildiriyor. (BBC Türkçe)
Bugün Alman basınında Suriye'de tırmanan şiddetin terör örgütü PKK mensuplarınca nasıl değerlendirildiği ve Almanya'nın Mısır'a iki Alman denizaltısı sattığı yönünde çıkan iddialara yer veriliyor.
Bonn'da yayımlanan General Anzeiger gazetesi, Türkiye'nin Suriye'de üslenen terör örgütü unsurlarına olası bir askerî müdahalesinin Ortadoğu’da bir yangına neden olabileceği uyarısını yapıyor:
"Bu sayede her iki taraf da bir şiddet sarmalına dolanmış durumda. Sarmal giderek daha büyük bir ivme kazanıyor. Bunun nedenlerinden biri de PKK'nın iç savaşın yarattığı kaos ortamından çıkar sağlayıp, Suriye'deki çatışmaları yeni yapılanmalar oluşturmak için kullanması. Türkiye'nin Suriye topraklarındaki PKK yapılanmalarına askeri müdahalede bulunması ihtimali bu noktada olayların daha da tırmanması tehdidini beraberinde getiriyor. Bu, Ortadoğu’yu kasıp kavuracak bir orman yangınını başlatacak kıvılcım olabilir."
Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung ise terör örgütünün gücünü devam ettirmesinden Ankara'nın uyguladığı yanlış siyasetin sorumlu olduğu görüşüne yer veriyor:
"Adam kaçırma olayları, bombalı ve silahlı saldırılar... Türkiye şu anda Arap Dünyası'ndaki devrime ve sürekli sınırların daha da ötesine taşan Suriye iç savaşına adeta kanlı bir sınır kapısı oluşturuyor. PKK, terör eylemleriyle yüz yüze olduğu gözden düşme tehlikesini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Ankara'nın Kürt azınlıkla ilgili politikada sergilediği ihmalkârlık, teröristlerin ekmeğine adeta yağ sürüyor. Eğer Erdoğan hükümeti seçimlerde bir Kürt kotası uygulasa ve onlara kapsamlı bir özerk yönetim hakkı tanısaydı, PKK da çoktan Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF), İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) ve Kızıl Tugaylar gibi unutulmuş terör organizasyonları yığınında yerini alırdı."
Saarbrücker Zeitung ABD'deki başkanlık yarışını taşıyor yorum sütunlarına. Gazeteye göre Charlotte kentindeki Demokrat Parti Kongresi, hakkındaki olumsuz görüşleri değiştirmek adına Obama için önemli bir fırsat olabilir:
"Gerek kendi vatandaşlarını, gerekse tüm dünyayı geçtiğimiz seçimlerde kelimeleriyle adeta sarhoş eden büyük konuşmacı Obama, şaşırtıcı bir biçimde iş kendi makamında iletişim konusuna geldiğinde hiç de başarılı değil. Reformlarını açıklamak yerine çoğu zaman arkasına yaslanıp sessiz kalmayı tercih ediyor. Bu şekilde Cumhuriyetçilere kendi siyasetini yorumlama imkânı yaratıyor. Ortaya çıkansa performansı ele alındığında ona karşı hiç de adil olmayan Obama'nın adeta bir karikatürü... Başkanın Charlotte'de bu algıyı değiştirmek ve seçmenlere açık bir alternatif sunmak için bir şansı var. Cumhuriyetçilerin tutucu parti programı ve Romney'nin 1950'li yılların siyasetinden kalma nostaljik ve yüce vaatleri aslında Beyaz Saray için dün ile gelecek arasındaki bitiş çizgisini biçimlendirmek için Obama'nın işini kolaylaştırıyor."
Frankfurter Rundschau gazetesi ise yorum sütunlarına Alman hükümetinin savunma sanayiiyle ilgili konuların gizlilik esasını öne sürerek yanıtlamaktan kaçındığı, “Almanya'nın Mısır'a iki denizaltı sattığı” iddialarına yer veriyor:
"Angela Merkel gizlilik ilkesini dış politikayla ilgili hassas bir sorunun yanıtını geçiştirmek için kullanıyor. Peki, Merkel hükümeti, Almanya’nın savaş bölgelerine savunma ihracatı yapmama prensibine bağlılık gösteriyor mu? Durum hiç de öyle gözükmüyor. Merkel önce Suudi Arabistan’a, ardından da Endonezya ve Katar'a Leopard-2 tipi Alman tankı göndermeye kalktı, şimdi de iddialara göre sırada iki deniz altıyla Mısır var." (Deutsche Welle Türkçe)