Independent gazetesi Başbakan David Cameron'un dün açıkladığı kabine revizyonunu baş makalesinde değerlendiriyor.
Inedependent, Guardian ile aynı görüşte: Başbakan parti yelpazesinin daha sağında olanlara göz kırpıp, onları güçlendirdi.
Independent, hükümetin Muhafazakar Parti kanadındaki değişiklikleri değerlendirirken "hükümetin neden sağa kaydığını" düşündüğünü örneklerle açıklıyor.
Buna göre, çevreci çevrelerle arası iyi olmayan bir çevre bakanının ve cezaevi ıslah sisteminin sıkı olmasını savunan bir üyenin varlığı, hükümetin sağa kaydığının işaretleri.
Gazete, Muhafazakar Parti'nin sağ kanadının şimşeklerini üzerine en çok çeken iki kabine üyesinin de bakanlıklarını kaybettiğini belirtiyor.
Gazeteler, genel hatlarıyla revizyonun sarsıcı olmadığı konusunda birleşiyor.
FinancialTimes "Çekingen bir revizyon" diyor; Independent da Maliye, Dışişleri, Eğitim, İçişleri, Savunma ve iş dünyasıyla ilişkilerden sorumlu bakanların yerlerini koruduğuna dikkat çekiyor.
Times gazetesi de "Küçük bir değişiklik" başlığını kullandığı baş makalesinde "Hükümetin, karakterini göstermesi için bir anın geldiğini; ama Başbakanın bunun yerine daha sınırlı bir hırsla hareket ettiğini" yazıyor.
Muhafazakar Partiye yakınlığı ile bilinen DailyTelegrpah da "yeni bir ekip olduğunu ama sorunların aynı kaldığını" ifade ediyor.
Gazete öte yandan kabinenin Liberal Demokrat üyelerinin oldğu gibi yerlerinde kaldığını, başbakanın zaten koalisyon ortağı üzerinde neredeyse sıfır tasarruf gücüne sahip olduğunu belirtiyor.
Gazetenin manşetinde ise, kabine revizyonu hakkında "tek politika değişikliği bu konuda olur" denilen Heathrow havalanına ek pist tartışmasının geldiği son nokta bulunuyor.
İngiltere'de iş dünyasının kimi isimleri Heatrow havalimanına üçüncü bir pist yapılmasını istiyor; aksi halde dış ticarette rekabet gücünün yok olacağını savunuyor.
Bugüne kadar konuyu sürüncemede tutan bakanın kabineden çıkarıldığını gören Londra Belediye Başkanı Boris Johnson'ın tepkisi Daily Telegraph'ın manşetinde.
Londa'ya başka bir havaalanı yapılmasını isteyen ama Heathrow'da üçüncü piste karşı çıkan ve Muhafazakar Parti'nin gelecekteki lider adayları arasında gösterilen Johnson, hükümetin üçüncü pistle ilgili duruşuna açıklık getirmesini istiyor. (BBC Türkçe)
Bugünkü Alman basınında Obama'nın seçim kampanyası, Lufthansa'nın kabin memurlarının grevi ve Münih Olimpiyatları saldırısının 40'ıncı yıldönümü öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.
Münchner Merkur gazetesi ABD Başkanı Barack Obama'nın şimdiye kadar yürüttüğü seçim kampanyasını eleştiriyor:
"Bugün 'değişim' ve 'umudun' esamesi okunmuyor. Başkan, 2012 Seçimlerine adeta visyonsuz bir şekilde gidiyor. Onun yerine tek yaptığı olumsuz reklamlarla rakibi Mitt Romney'i karalamak - ki bu şekilde kendi prensiplerini ayaklar altına alıyor-. Önümüzdeki dört yıl için ne mi planlıyor? Demokrat Parti Kongresi öncesinde Obama 'aynen devam' dışında pek bir şey söylemedi. Obama Amerikalıların çoğunun karşı çıktığı bir siyasete 'aynen devam' diyor. Charlotte'ta Obama'nın kartlarını açık oynaması gerekli."
Berlin'de yayımlanan Die Welt gazetesiyse Lufthansa'nın kabin memurlarının grevini yorum sütunlarına taşıyor "Lufthansa yönetimi beklenmedik bir şekilde maaşları arttırmak, sınırlı sözleşmeli geçici elemanların istihdamından ve işten çıkarmalardan vazgeçmek için çalışma saatlerinde ve emeklilik maaşlarında bazı ödünlerin verilmesini önerdiğinde Sendika ne yaptı? Daha fazlasını talep etti. Bu tam bir kayıtsızlık örneği. Keza zaten istediklerini yeterince almışlardı. Son yıllarda şaşılacak bir başarı kaydeden Lufthansa için bile bu duruma 'aynen devam' demek mümkün değil."
Nürnberger Nachrichten, Lufthansa kabin personelinin iş bırakma eylemlerini şu ifadelerle yorumluyor:
"Hava ulaşımında zorlu toplu sözleşme görüşmelerinde açılışı kabin görevlileri yaptı. Onları pilotlar ve diğerleri izleyecek. Bağımsız Kabin Görevlileri Sendikası'nın (UFO) talepleri ölçüsüz değil. Sendika, üç yıldır ücretleri zam görmeyen üyelerinin maaşlarına yüzde 5'lik zam talep ediyor. Bu talebi değerlendirirken doktorların yüzde 10'luk artış isteğini göz önünde bulundurun. Aslında ihtilaftan çıkar yol bulmak çok zor görünüyor. Bir taraftan Lufthansa hissedarları yüksek kârlılığın devam etmesini istiyor. Lufthansa yolcuları ise ucuz bilet derdinde. Bu iki cephe arasında deyim yerindeyse ufalanan ise personel oluyor."
Mainz'da çıkan Allgemeine Zeitung, 40'ıncı yıldönümünde Münih Olimpiyatları saldırısını değerlendiriyor:
"Federal Almanya Cumhuriyeti'nin en kara saatiydi. 1972 Olimpiyat Oyunları'nda Filistinliler İsrail'lileri katletti. Bunun adı Filistin özgürlük mücadelesi değil, açık terördü. Bu gerçeği kolektif bilincimizde canlı tutmak şarttır." (Deutsche Welle Türkçe)