Bugün Alman basınında Obama'nın seçim yarışındaki şansı, Yunanistan'daki borç krizi ve Alman hükümetinin Suriyeli mültecilerle ilgili açıklamaları öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.
Berlin'de yayımlanan Die Welt gazetesi ABD Başkanı Barack Obama'nın eşi, Michelle Obama'nın Demokratik Parti'nin Ulusal Kurultayı'nda yaptığı konuşmayı yorum sütunlarına taşıyor:
"Elbette bu üzerine iyi çalışılmış bir performanstı. Bayan Obama Stevie Wonders'ın 'Signed, Sealed, Delivered, I'm Yours' adlı şarkısıyla kürsüye çıktı. İmzalandı, karar verildi, teslim edildi... Milyonlarca Amerikalıya sorduğunuzda onlar Obama'nın başkanlık dönemini çok daha farklı hatırlıyor. Obama verdiği sözlerin yarısını bile yerine getiremedi. Her ne kadar Nobel Barış ödülü Oval Ofis'i süslese de dünya barışının da esamesi okunmuyor."
Lüneburg’da yayımlanan Landeszeitung ise ABD'nin hâlihazırdaki durumu ve Amerikan Başkanlık seçimlerinde Obama'nın ne kadar şansı olduğu konularına yer veriyor.
"Borç saatinin merhametsiz tik tak sesleri Başkan Barack Obama'nın da sonunu getirebilir. Gerçi Michelle Obama'nın Demokratik Parti'nin Ulusal Kurultayı'ndaki olağanüstü konuşması, hâyâl kırıklığına uğramış taraftarları eşinin saflarına geri kazandırmaya uygundu. Ancak Kongre'deki tüm sistemin topallamasına neden olan siyasi bölünmeyi yani şimdiye kadar seçmenlerin sevincini kursağında bırakan başkanlık sürecinin temel problemini çözmesi mümkün değil. Bu bölünme krizle güçlü bir şekilde mücadele edilmesine engel oluyor. Bu dünyanın yeniliğe en açık ekonomisinin rekabet gücünden kayıp vermesinin birinci nedeni… Diğer nedense Fırat Nehri'nin kıyısında ve Hindukuş'ta gücünün sınırlarını fazlasıyla zorladığı için bir imparatorluğun alt yapısında yaşanan çöküş."
Süddeutsche Zeitung Yunanistan'ın krizden çıkarılması için atılan adımların şimdiye dek belirgin bir değişim yaratmamış olmasını eleştiriyor:
"Yunanistan'ın daha fazla reform baskısına ihtiyaç duyduğu şüphesiz… Ülkenin daha fazla tasarruf etmesi gerektiği de açık. Devlet kurumlarını kapatmak, insanlara maaş ödemek yerine emekliye ayırmak… Bunlar da hem daha iyi, hem de daha hesaplı yöntemler. Devleti küçültüp ekonomiyi güçlendirmek… Bu da yeni bir reçete değil, sadece şimdiye kadar yapılmadı. Tüm darboğaza rağmen bir şekilde suyun üzerinde kalmayı başarmış firmaların yeniden nefes almaya ihtiyacı var. Avrupa Merkez Bankası'nın kendine, Yunan Bankaları'na da dağıttığı düşük faizle sağlanan paranın neden şimdiye kadar reel ekonomiye ulaşmadığını sorması lazım. Zira hasta öldükten sonra, tedavi planına uymuşsun ne gam!
Stuttgarter Zeitung Alman hükümetinin, önceliğin Suriyeli mültecilere bulundukları ülkelerde yardım sağlamak olduğuna yönelik açıklamalarını taşıyor yorum sütunlarına:
"Çığ gibi büyüyen felaket göz önünde bulundurulduğunda Alman hükümetinin kriz bölgesindeki insanların Almanya'ya kabul edilmesi konusunda bu kadar geç ve tartışmalı bir adım atması utanç verici. Hükümet gerçi şimdiye kadar Suriye'nin komşu ülkelerine mülteciler için 22 milyon euro katkı sağladı. Ancak bu durumdan bu kadar ucuz kurtulamayız. Asıl konu zor durumdaki insanlardan makul sayıdaki bir bölümüne ülkelerindeki durum normale dönene kadar kalacak bir yer sağlanması." (Deutsche Welle Türkçe)
Guardian, Libya'da öldürülen eski lider Kaddafi'nin istihbarat beyni olarak bilinen Abdullah El-Sennusi ile ilgili son gelişmeyi, İskoçya üzerinde düşürülen uçakla bağlantılı olarak görüyor.
Pan Am 103 sefer sayılı uçağın 1988 yılında Lockerbie üzerinde düşmesi sonucu 270 kişi ölmüştü.
Sennusi dün Libya'da iade edildi.
Guardian Senussi'nin uçağın bombalanarak düşürülmesi ile ilgili bütün sırları bildiğini iddia ediyor.
Bilim dünyasından bir haberi de öne çıkarıyor Guardian.
Genome denilen ve 3 milyar çift genin oluşturduğu insan gen haritasının bütünüyle analiz edildiğini haber veriyor.
FinancialTimes gazetesi Euro borç krizi ile bağlantılı bir haberi manşet yapıyor bu sabah.
Başlık şöyle: Avrupa Merkez Bankası tahvil getirilerine tavan belirlenmesi için yapılan baskılara direniyor.
Yeni bir telefonun tanıtımı gazetenin öne çıkardığı başka bir konu.
Financial Times gazetesi gerillaların Türkiye'de iki gün süren bir toplantı yaptığını bildiriyor.
Gerillaların bugüne kadar Özgür Suriye Ordusu adı altında savaştığını belirten Financial Times Türkiye'deki toplantıda gruplaşmanın adının değiştirilmesi konusunda ön anlaşmaya varıldığını belirtiyor.
Gazetenin haberine göre, anlaşma sağlanırsa gerillalar Suriye'de Suriye Ulusal Ordusu olarak savaşacak; başında da General Muhammed el-Hac Ali olacak.
Financial Times, Ali'nin Ürdün'de sürgünde yaşadığını belirtiyor.
Türkiye'nin adının geçtiği bir haber de DailyTelegraph'da. Gazete, Müslüman Kardeşler İslami hareketinin adayı olarak Mısır'da devlet başkanı seçilen Muhammed Mursi'nin dün yaptığı bir açıklamayı dünya haberleri sayfasında öne çıkarıyor.
Gazetenin haberine göre, Mısır Devlet Başkanı dün Kahire'deki Arap Birliği toplantısından sonra "Mısır, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın İran ile biraraya gelmeyi umduğunu ve bu dört ülkenin Suriye'deki savaşı durdurmak umuduyla arabulucu girişimlerde bulunmayı planladığını" açıkladı.
Daily Telegraph iki açıdan görüyor haberi; birincisi İran'ın dörtlüye dahil edilmek istenmesi, diğeri de batının dışlanması. Haber "Suriye savaşı görüşmelerinde 'dışlanan' Batı oldu" başlığını taşıyor.
Gazete İran'ı Suriye dörtlüsüne dahil etme fikrinin, bu ülkeyi dışlamaya çalışan Batı'nın politikalarıyla taban tabana zıt olduğunu ve Batı'nın bu şekilde "terslendiğini" yazıyor.
Suriye ile ilgili Independent'daki görüş yazılarından biri Tel Aviv'deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Başkanı Amos Yadlin'in imzasını taşıyor.
Yadlin'in yazısının başlığı şöyle: "Katliamı hemen durdurmanın tek bir yolu var, o da Esad'ın güçlerini bombalamak" Yadlin, işgal anlamında "Suriye'nin yeni bir Irak olmasına gerek olmadığını, Suriye'daki ordu direncinin rahatlıkla kırılabileceğini" söylüyor.
Independent gazetesi Başbakan Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmada sarf ettiği bir cümleyi haberleştiriyor.
Haber, "Türkiye, terör devletine vurdu" başlığını taşıyor.
Gazete'deki haberde, Erdoğan'ın Suriye'deki Beşar Esad yönetiminin "Terör devleti" olduğu yolundaki sözleri aktarılıyor.
Lumia, Nokia ve Microsoft'un ortak ürünü.
Financial Times Nokia'nın cep telefonları savaşında bu telefon sayesinde bir cepheyi almayı umduğunu söylüyor.
DNA haritasının analizi de gazetenin ilk sayfada verdiği bir diğer haber.
Daily Mail gazetesi Fransız Alpleri'ndeki bir toplu cinayeti manşet yapıyor: "İngiliz Aile Alpleri'nde Kurşunlandı"
Dört kişinin öldürüldüğü olayda yaralanan sekiz yaşındaki bir kızın hastane odasında polis koruması altında yattığı da verilen ayrıntılar arasında.
İngiltere'nin en büyük, dünyanın sayılı havalimanına üçüncü bir pist yapılacak mı?
İngiltere'de yıllardır tartışılan bu konu, dün yaşanan bir gelişmeyle yeni bir dönemece girdi.
İngiltere Başbakanı David Cameron dün kabineye yeni isimler atadı.
Bu atama sonrasında ortaya çıkan yeni durum, Guardian'ın ortada iki sayfaya yaydığı haberde duyuruluyor.
Guardian şimdiki koalisyon hükümetinin üçüncü pist konusunda u-dönüşü yaptığını bildiriyor.
Buna göre, hükümet üçüncü pisti yapmaya koyulacak ama bu parti içinde büyük sıkıntı yaratacak.
Guardian, haberinde Maliye Bakanı George Osborne'un üçüncü pisti desteklediğini ama Muhafazakar Partili diğer önemli bir ismin karşı çıktığını belirtiyor.
Hükümet "yapılsın" derken, Guardian haberine göre "yapılmasın" diyen isim Londra'nın Büyükşehir Belediye Başkanı'ndan başkası değil.
Maliye Bakanı Osborne'un adının geçtiği bir haber de Daily Mail'de...
Haftasonunda Maliye Bakanı Londra Olimpiyat Stadı'ndaki Paralimpik madalya töreni sırasında binlerce kişi tarafından yuhalandı.
Daily Mail gazetesi, muhalefet lideri Ed Milliband'ın bu yuhalama ile ilgili sözlerini öne çıkarıyor.
Haberde, Miliband'in yuhalayanların "İngiltere'nin hissiyatını yansıttığını" söylüyor. (BBC Türkçe)