Bugünkü Brüksel zirvesinin bir numaralı gündem maddesi, ‘AB Başkanı’nın belirlenmesi. Yakında oluşturulacak prestijli makam için, iki isim öne çıkıyor. İngiltere eski başbakanı Tony Blair ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker.Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları bugün Brüksel’de bir araya geliyor. Zirvede, yürürlüğe girmek için Çek Cumhuriyeti’nin onayını bekleyen Lizbon Antlaşması’nda öngörülen “AB Konseyi Başkanlığı” koltuğuna kimin oturacağı tartışılacak.Bugün kesin bir karar verilmeyecek olsa da, liderlerden alacakları desteğe göre yol haritalarını belirleyecek başkan adayları açısından zirve büyük önem taşıyor. Brüksel’de umduğunu bulamayan siyasetçinin adaylığını çekmesi bekleniyor. Birkaç hafta öncesine kadar favori gösterilen İngiltere eski başbakanı Tony Blair ve adaylığını yeni açıklamasına karşın daha şanslı gösterilen Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker başkanlık yarışında öne çıkıyor.Sürpriz isim Balkenende27 AB ülkesinin liderleri ikiye bölünmüş durumda. Avrupa’nın uluslararası podyumda beş yıl boyunca “karizmatik bir yüzle” temsil edilmesini isteyenler Blair’i destekliyor. Daha düşük profilli, “işadamı tipi” bir lider arayanların adayı ise Juncker. Liderler iki isimden biri üstünde uzlaşamazsa, “ortak payda” olarak Hollanda Başbakanı Jan-Peter Balkenende’de de karar kılınabilir. Kesin karar 11-12 Kasım’da yapılacak olağanüstü zirvede alınacak.
İkisi de iyi hatip
İyi birer “hatip” olarak nitelenen iki adayın öne çıkan özellikleri şöyle:Tony Blair (Merkez sol): SAVAŞ LEKESİ: İngiliz İşçi Partisi’ni yeniden yaratan Blair, başbakanlığı döneminde Irak savaşına destek vererek birçok Avrupalı’yı kızdırmış, Fransa ve Almanya ile ters düşmüştü. BERLUSCONI ARKASINDA: Adaylığını henüz resmen açıklamayıp nabız tutmayı sürdürse de, İngiliz hükümeti onun için kulis yapıyor. En büyük destekçisi İtalya. Fransa desteğini çekti. 7 küçük AB ülkesi ve Polonya ise kesinlikle karşı. Jean-Claude Juncker (Merkez sağ): ÖLÜMDEN DÖNDÜ: Hıristiyan Demokrat lider, 1989 seçimlerinden hemen sonra trafik kazası geçirip iki hafta komada kaldıktan sonra siyasete dönmüştü. 1995’ten beri başbakanlık koltuğunda. Bu açıdan AB rekortmeni. EURO’NUN BAŞINDA: Avrupa Konseyi’ne ve Eurogroup’a başkanlık yapmış olması en büyük avantajı. Destekçileri, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg.