Kayhan Karaca / Strasbourg
Afganistan'dan kitlesel göç olasılığı Avrupa Birliği (AB) içinde panik ve bölünme yarattı. Almanya ve Fransa komşu ve transit ülkelerde çözüm üzerine çalışmaya başladı.
Taliban güçlerinin Afganistan'da kontrolü ele geçirmesi Avrupa Birliği (AB) içinde yeni bir sığınmacı krizi korkusu yarattı. AB ülkeleri Afganistan'dan olası ve kitlesel göçe karşı nasıl hareket edecekleri konusunda henüz ortak politika oluşturabilmiş değiller. Ankara ile Mart 2016'da 6 milyar euro karşılığında gerçekleştirilen mutabakatla sonlandırılan Suriyeli sığınmacı krizine benzer bir senaryoyu yeniden yaşamak istemeyen AB, Afganistan kaynaklı potansiyel bir göç krizine karşı "yerel çözüm" arayışına başladı. Almanya ve Fransa'nın önümüzdeki günlerde bu alanda ortak girişim başlatmaları bekleniyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Afganistan'daki son gelişmeler hakkında halka sesleniş konuşmasında, olası bir göç krizine karşı AB bünyesinde "düzensiz göçle mücadeleye, müşterek koruma kriterlerine ve dayanışmaya dayalı yanıt" oluşturulmasını savunduklarını söyledi. Bu konuda başta Almanya olmak üzere diğer Avrupa devletleriyle ortak girişim başlatacaklarını belirten Macron, girişim kapsamında Afgan sığınmacıların transit olarak kullandığı veya ağırlandığı Pakistan, Türkiye ve İran ile AB arasında iş birlikleri inşa edilmesi fikrini gündeme getirdi. Önerilecek iş birliğinin Afganistan'dan gelecek göçe kalkan olmaları karşılığında bu ülkelere parasal ve teknik yardım şeklinde gerçekleşeceği yorumları yapılıyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de Afganistan'dan olası kitlesel sığınmacı akınına karşı "yerel çözümler buluması gerektiğini" söyledi. 2015'te yaşanan göç krizinden ders alınması gerektiğini belirten Merkel, Afgan sığınmacılar için Afganistan'a komşu ülkelerde çözüm üretilmesini savundu. Merkel ve seçim kampanyasında olan partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) "ihtiyacı olan her Afgan göçmene Almanya'nın kucak açmaya hazır olduğu" mesajı gönderilmemesi gerektiğini savunuyor. Almanya 2015 krizinde 1 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapmıştı.
AB içinde Suriyeli sığınmacılar krizinde ön cephede yer alan Yunanistan Afgan göçüne kesinlikle sıcak bakmazken, göçmenler konusunda Avrupa'da radikal söylem ve politikalarıyla bilinen Avusturya hükümetinden şok bir öneri geldi. Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer, Afgan sığınmacı adayları ve AB'de iltica başvuruları reddedilmiş düzensiz Afgan göçmenler için AB'nin Afganistan'a komşu ülkelerde "kamplar" oluşturmasını önerdi. Ülkesinin iltica başvurusu reddedilen Afganları sınır dışı etmeye devam edeceğini belirten Nehammer, "Bir Afgan'ın bugün Avusturya'ya gelmesi için hiçbir neden yok" şeklinde konuştu.
Son yıllarda Afrika üzerinden kitlesel göçe maruz kalan İtalya'da Başbakan Mario Draghi, sadece "ülkesine hizmet etmiş Afganları almaya hazır oldukları" mesajı veriyor.
Macaristan, Polonya, Baltık devletleri, Danimarka, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerde hükümetler ve özellikle de sağ ve aşırı sağcı partiler Afganistan'dan kitlesel sığınmacı kabulüne sıcak bakmıyor.
AB içindeki genel eğilim, ilk etapta Afganistan'da değişik alanlarda AB ülkelerine çalışmış Afganlara, ardından da Afganistan'daki gelişmelere göre insan hakları aktivistleri, kadın hakları savunucuları ve aydınlara iltica hakkı tanınması yönünde.
AB kurumlarında ise Afganistan kaynaklı bir insani krizi engellemek amacıyla, "Afganistan ile Avrupa arasındaki yol üzerinde bulunan Türkiye gibi ülkelerle sıkı iş birliği yapılması" fikri ağır basıyor. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İspanyol televizyonuna yaptığı açıklamada, "Çok sayıda Afgan Avrupa'ya gelebilmek için Türkiye üzerinden geçmeyi deneyecek. Bu çerçevede Türkiye çok önemli bir rol oynayacak" ifadelerini kullandı. Borrell AB'nin Taliban'la görüşmesini de savunuyor.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı David Sassoli de AB ülkelerinin "baskı görme riski olan tüm Afganlara iltica hakkı tanımak için elinden geleni yapması gerektiğini" söyledi.
AB genelindeki sol ve çevreci partiler ise Afganistan kaynaklı bir göçe uluslararası insani hukuk açısından yaklaşılmasını savunuyor. Fransa'da sol ve çevreci partiler tarafından yönetilen birçok kentin belediye başkanı, Afgan sığınmacıları ağırlamaya hazır olduklarını bildirdi.
Sığınmacılar konusunda uzman sivil toplum kuruluşları da Taliban rejiminden kaçan Afganların İran, Pakistan ve Orta Asya'da otoriter rejimler tarafından yönetilen ülkelere gitmek istemeyeceğini söylüyor.
AB ülkelerine 2020'de 471 bin 300 iltica başvurusunda bulunulmuş, Suriyeliler yüzde 15,2 ile ilk sırada, Afganlar ise yüzde 10,6 ile ikinci sırada yer almıştı.
2014-2020 döneminde göç ve dış sınırlarının korunmasına 10 milyar euro harcayan AB, 2021-2027 dönemi bütçesinde bu alan için 22 milyar 700 milyon euro ayırdı.
© Deutsche Welle Türkçe