Avrupa Birliği'nin genişleme programında Türkiye'nin adı geçmedi

Avrupa Birliği'nin genişleme programında Türkiye'nin adı geçmedi

Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını 1 Ocak'tan itibaren üstlenecek olan Bulgaristan'ın altı aylık programında Türkiye'nin adı geçmedi. Bulgaristan'ın programında Batı Balkanlar'ın AB'nin genişlemesinin odağında yer aldı. AB ve Bulgaristan, 17 Mayıs 2018’te Batı Balkanlar için Sofya’da özel bir zirve düzenleyecek

Hürriyet'ten Güven Özalp'in haberi aynen şöyle:

Avrupa Birliği’ne üye olduğu 2007’den bu yana ilk kez dönem başkanlığı görevini üstlenecek olan Bulgaristan, altı aylık programında Türkiye’yi dışlayan bir yaklaşım benimsedi. 1 Ocak’ta dönem başkanlığını Estonya’dan devralacak olan Bulgaristan, genişleme sürecinin ana önceliklerden biri olacağının altını kalın şekilde çizdiği programında, Türkiye’nin AB sürecine ilişkin tek cümle kullanmazken Batı Balkanlar’ı odağa yerleştirdi. Genişleme sürecinde Batı Balkanlar ve Türkiye’yi birbirinden ayırma yaklaşımı son dönemde Brüksel’de de iyiden iyiye yerleşmeye başlamış durumda. 

Bulgaristan’ın altı aylık yol haritasında “Bulgaristan Dönem Başkanlığı, Türkiye ile diyalog ve işbirliğini sürdürme doğrultusunda çalışacaktır” ifadesiyle yetindi. Türkiye için bu cümlenin kullanıldığı paragrafta Batı Balkanlar için ise “Batı Balkanlar’ın geleceği Avrupa hedefinde yatmaktadır” denildi. Bulgaristan, bu ülkelerin ilerleme sağlamasına yardım etmek için yoğun şekilde çalışacağını vurguladı. 

2018'de özel zirve

Batı Balkanlar’a yönelik ilgi Bulgaristan döneminde tavan yapacak. Türkiye’nin zirve talebine bir türlü olumlu yanıt vermeyen AB liderlerinin 17 Mayıs 2018’de Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da Batı Balkanlar için özel bir zirve düzenlenmesi planlandı. AB üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı zirve gayriresmi nitelikte olacak. AB’nin Batı Balkanlar ilgisi bununla da sınırlı kalmayacak. Şubat 2018’de AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in, Sırbistan ve Karadağ’ın AB’ye katılımına yönelik bir strateji belgesi açıklaması öngörülüyor.

18 Mart mutabakatı öncelik

Genişleme konusunda Türkiye’ye mesafeli duran Bulgaristan, kendisini de doğrudan ilgilendiren, Brüksel ile Ankara arasındaki mülteci krizi odaklı 18 Mart mutabakatına büyük önem veriyor. Bu yaklaşım programa yansıtılarak, “18 Mart 2016 mutabakatının bütünüyle uygulanması desteklenecek” denildi. Bulgaristan’ın Türkiye bağlantılı olarak önem verdiği bir başka unsuru da terörle mücadele oluşturdu.

Tam üyeliğe sıcak bakmıyor

Bulgaristan, Türkiye söz konusu olduğunda fazla sorun çıkarmayan ve Ankara ile iyi ilişkilerin korunmasından yana tavır takınan AB ülkeleri arasında yer alıyor. Türkiye ile ilişkileri sadece AB boyutunda görmeyip güvenlik ve tarafları ilgilendiren diğer konuları da öne çıkaran Bulgaristan, tam üyelik konusuna ise çok sıcak bakmıyor. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, “Türkiye’nin AB’ye üye olacağı konusunda ikiyüzlülüğü bırakalım. En iyisi oturalım ve Türkiye ile AB arasında özel bir anlaşma yapalım” demişti.

Bilgi notu: AB ile müzakerelere 2014’te başlayan Sırbistan şu ana kadar 12 başlık açarken 2012’de başlayan Karadağ için bu sayı 30’a ulaştı. Türkiye ise müzakerelere başladığı 2005’ten bu yana 16 başlık açmış durumda.

Alman Dışişleri Bakanı Gabriel: Brexit Türkie için model olabilir

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye-AB ilişkilerinde alternatif yollar aranması gerektiğini belirterek, Brexit’in (İngiltere’nin AB’den ayrılması) Türkiye ve Ukrayna ile ilişkilerde yeni bir model oluşturabileceğini söyledi.

Funke medya grubuna konuşan Gabriel, Ankara ile daha sıkı yeni bir Gümrük Birliği’ne gidilebileceğine işaret ederek, “Ama Türkiye’deki durum yeniden değişmediği sürece bu söz konusu olamaz” dedi. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin de Ukrayna’nın da AB’ye üye olabileceğini düşünmediğini belirten Almanya Dışişleri Bakanı, bu nedenle “daha yakın bir işbirliği için alternatif yollar aranması gerektiğini” söyledi. Türkiye’de Avrupa ile ilişkileri iyileştirme yönünde irade bulunduğunu, bunun kendileri için de geçerli olduğunu kaydeden Alman Bakan, “Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarının son dönemdeki tahliyeleri iyi bir işaret. Ancak Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel ile ilgili büyük endişe devam ediyor. Türkler Yücel’in durumunun bizim için ne kadar önemli olduğunu biliyor” diye konuştu.