Avrupa Euro'yu kurtarma telaşında!
T24 - Almanya, Fransa ve İtalya Euro'yu kurtarmak için Avrupa Birliği antlaşmalarında değişiklik yapılması konusunda anlaşmaya vardı. Strasbourg - Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İtalya Başbakanı Mario Monti arasında bugün Strasbourg'da gerçekleşen Euro krizi zirvesinden AB antlaşmasında değişiklik kararı çıktı. 
Nicolas Sarkozy, zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında, Euro krizinin aşılması ve Euro'nun istikrarı için Fransa ile Almanya'nın AB antlaşmalarının değiştirilmesi üzerinde çalıştıklarını ve bu amaçla 9 Aralık'ta düzenlenecek AB liderleri zirvesi öncesinde bir dizi öneride bulunacaklarını duyurdu. Söz konusu önerilerin Euro bölgesi ülkelerinin bütçe ve vergi politikalarında uyum, Euro bölgesi istikrar paktına uymayan ülkelerin cezalandırılması ve AB içinde karar mekanizmasını kapsayacağı belirtiliyor. Merkel: Euro'yu sonuna kadar savunacağız Basın toplantısında söz alan Almanya Başbakanı Merkel, Euro'yu var güçleriyle savunacaklarını ve Avrupa'da güveni yeniden tesis edeceklerini söyledi. AB antlaşmalarının değiştirilmesi için Fransa ile ortaklaşa çalıştıklarını doğrulayan Merkel, buna rağmen, Avrupa Merkez Bankası'nın statüsüne dokunulmayacağını bildirdi. Avrupa Merkez Bankası'nın statüsüne dokunulmayacak olması Fransa'nın Almanya'ya karşı bu konuda geri adım attığı anlamına geliyor. 'Vergi birliği oluşturulsun' Basın toplantısında Sarkozy ve Merkel'e oranla daha geri planda kalan İtalya Başbakanı Monti ise hükümetinin 2013 yılında bütçe dengesini yakalamayı hedeflediğini aktardı. Ülkesinin Almanya ve Fransa ile birçok konuda görüş birliği içinde olduğunu da sözlerine ekleyen Monti, öncelikli hedefin Euro bölgesinin sağlığı olduğunu söyledi ve bu amaçla "vergi birliği oluşturulması gerektiğini" savundu. Euro bölgesinin troykası Merkel-Sarkozy-Monti üçlüsü yakın bir süre içinde Roma'da yeniden bir araya geleceklerini de duyurdular. Almanya-Fransa-İtalya üçlüsü 17 üyeli Euro bölgesinin en önemli 3 ekonomisini oluşturuyor. Söz konusu 3 ülke Euro bölgesinin toplam milli gelirinin yüzde 70'ine sahip. Almanya-Fransa-İtalya üçlüsünün mali krizi konusunda dizginleri ele alması, iki vitesli AB'nin resmen doğuşunun ilk adımı olarak yorumlanıyor.
Nicolas Sarkozy, zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında, Euro krizinin aşılması ve Euro'nun istikrarı için Fransa ile Almanya'nın AB antlaşmalarının değiştirilmesi üzerinde çalıştıklarını ve bu amaçla 9 Aralık'ta düzenlenecek AB liderleri zirvesi öncesinde bir dizi öneride bulunacaklarını duyurdu. Söz konusu önerilerin Euro bölgesi ülkelerinin bütçe ve vergi politikalarında uyum, Euro bölgesi istikrar paktına uymayan ülkelerin cezalandırılması ve AB içinde karar mekanizmasını kapsayacağı belirtiliyor. Merkel: Euro'yu sonuna kadar savunacağız Basın toplantısında söz alan Almanya Başbakanı Merkel, Euro'yu var güçleriyle savunacaklarını ve Avrupa'da güveni yeniden tesis edeceklerini söyledi. AB antlaşmalarının değiştirilmesi için Fransa ile ortaklaşa çalıştıklarını doğrulayan Merkel, buna rağmen, Avrupa Merkez Bankası'nın statüsüne dokunulmayacağını bildirdi. Avrupa Merkez Bankası'nın statüsüne dokunulmayacak olması Fransa'nın Almanya'ya karşı bu konuda geri adım attığı anlamına geliyor. 'Vergi birliği oluşturulsun' Basın toplantısında Sarkozy ve Merkel'e oranla daha geri planda kalan İtalya Başbakanı Monti ise hükümetinin 2013 yılında bütçe dengesini yakalamayı hedeflediğini aktardı. Ülkesinin Almanya ve Fransa ile birçok konuda görüş birliği içinde olduğunu da sözlerine ekleyen Monti, öncelikli hedefin Euro bölgesinin sağlığı olduğunu söyledi ve bu amaçla "vergi birliği oluşturulması gerektiğini" savundu. Euro bölgesinin troykası Merkel-Sarkozy-Monti üçlüsü yakın bir süre içinde Roma'da yeniden bir araya geleceklerini de duyurdular. Almanya-Fransa-İtalya üçlüsü 17 üyeli Euro bölgesinin en önemli 3 ekonomisini oluşturuyor. Söz konusu 3 ülke Euro bölgesinin toplam milli gelirinin yüzde 70'ine sahip. Almanya-Fransa-İtalya üçlüsünün mali krizi konusunda dizginleri ele alması, iki vitesli AB'nin resmen doğuşunun ilk adımı olarak yorumlanıyor.