Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) İzleme Komitesi, Türkiye’ye ilişkin taslağını yayınladı. Raporda “Yasalara göre bu kayyumların hisseleri koruması gerekiyor, ancak onlar yayın politikalarını değiştiriyor, okuyucu kaybına neden oluyor ve şirketlerin pazar değerini tüketiyor. Bu Türkiye’de çoğulculuğa ve medya özgürlüğüne, hatta mahkeme kararından bile önce, çoktan onarılamaz bir zarar vermiş olan oldukça endişe verici bir teamül” ifadesi yer alıyor.
Yeni Hayat'ta yer alan habere göre; Avrupa Konseyi Üye Ülkelerin Taahhütlerini ve Yükümlülüklerini Değerlendirme Komitesi (İzleme Komitesi) tarafından hazırlanan taslakta son aylarda ‘paralel devlet’ yapılanması ile mücadele kapsamında medya kuruluşları da dahil Gülen Hareketi’ne destek verdiği iddia edilen kişilere ait şirketlere el konulduğu belirtiliyor. Ekim 2015’te, eleştirel yayın yapan Kanaltürk ve Bugün Tv ile Bugün ve Millet gazetelerine sahip olan Koza İpek Holding’e kayyum atandığı bilgisi veriliyor.
Yapılan kayyum atamasının yetkililer tarafından vergi soruşturmaları yüzünden olduğunun açıklandığı belirtilen raporda İpek Holding’e el koyulmasının AKPM’nin de tepkisini çektiği belirtiliyor. AKPM’nin seçimleri izlemek için kurulan geçici komitesinin İpek Holding’e el koyulmasını eleştirdiği, Basın Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nu seçim döneminde aşırı bir şekilde uygulandığını bildirdiği, bazı gazetecilere ve medya kuruluşlarına “terörü desteklediği” gerekçesiyle soruşturma açıldığı kaydediliyor.
Mart 2016’da ise Zaman gazetesinin sahibi Feza Gazetecilik şirketine el konulduğu bildiriliyor. AKPM Başkanı Pedro Agramunt’un, bağımsız görüşleriyle bilinen Zaman ve Today’s Zaman’ın yer aldığı medya grubunun kayyumlar tarafından yönetilmesine yol açan bu karardan ciddi endişe duyduğuna dair bir açıklama yaptığı hatırlatılıyor.
Raporda bu medya şirketlerine el konulmasının editoryal politikalarında ciddi değişikliklere, abone sayısında sert düşüşlere ve Koza İpek şirketinin en nihayetinde kapanmasına yol açtığı vurgulanıyor. Türk yetkililerin açıkladıkları niyetlerinin aksine, gazetelere kayyum tarafından el konulmasının şirketlerin yayıncılık da dahil olmak üzere normal çalışmasını engellediğinin tartışılmaz bir gerçek olduğunun altı çiziliyor.