Stuart Braun
Türkiye ile Yunanistan, İtalya, Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Bulgaristan ve Kosova'da -doğal nedenlerle ya da sabotajla- başlayan orman yangınları kuraklık ve aşırı sıcaklar yüzünden şiddetini geçen yıllara oranla artırdı. Bilim insanları, yangınların şiddetlenmesinden iklim değişikliğinin sorumlu olduğundan şüphe duymuyor. Bilim, yangın riskinin bulunduğu ülkelerde iklim değişikliğine karşı alınan önlemlerin yetersiz kalacağının da farkında. Akdeniz ve Balkan ülkelerinde yangın riskinin neden kaynaklandığını ve iklim değişikliği ile orman yangınları arasındaki ilişkiyi mercek altına aldık.
Yaz aylarındaki orman yangınları, Akdeniz bölgesinin doğal bir parçası.Orman yangınlarının en yaygın olduğu beş Güney Avrupa ülkesi İspanya, Fransa, Portekiz, İtalya ve Yunanistan'da 2016'dan önceki on yıllık süreçte, yılda yaklaşık 48 bin orman yangını 457 bin hektar alanı yaktı. Bilim insanlarına göre alevler, aslında bu bölgelerde yenilenmeye ve biyoçeşitliliğe katkıda bulunabiliyor. Güney Avrupa'da sıcak ve kurak bölgelerde yaşayanlar, çoktandır orta büyüklükteki yangınlarla başa çıkmayı da öğrendi. Gelişmiş yangın önleme stratejileri uygulayarak 1980'den bu yana yangınların sayısını ve büyüklüğünü azaltmayı başardılar. Ancak son yıllarda yangınlar, normal büyüklüğünün ve şiddetinin üzerinde seyrediyor. Yıkıcı orman yangınları, 2017 ve 2018'de Türkiye'den İspanya'ya uzanan bir alanda yüzlerce cana mâl olurken Avrupa'nın merkezi ve kuzeyindeki ülkeler, İsveç de dahil olmak üzere, alevlere teslim oldu. Benzeri daha önce yaşanmamış bu yangınlar, aşırı kuraklık ve sıcak hava dalgalarıyla bağlantılı.
Temmuz ayı Avrupa'da şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ikinci ay oldu, dünya genelinde de üçüncü. Kıtanın güneyi ise aşırı sıcakların odak noktası oldu. Yunanistan'da bu hafta hava sıcaklığının 47 dereceye çıkarak zirve yapması bekleniyor. Yunanistan ve Türkiye son 30 yılın belki de en kötü sıcak hava dalgasının içinde. Bu, 1987'de sadece Yunanistan'da bin 500'den fazla kişinin canını alan yangın mevsimini anımsatıyor. Türkiye'de de son bir haftada 200'ün üzerinde orman yangını çıktı. Yangınların başlamasında şimşek gibi doğal nedenler ya da kundaklamaya eşit şekilde sorumluluk yüklenebilir, ancak yangınların etkisinin artıran ve meydana gelen yıkımın asıl suçlusu aşırı sıcaklar. Bu, 5 Ağustos itibarıyla son 12 yılın ortalamasına göre en az yüzde 55'ten fazla alanın yanma nedenini açıklıyor. Aşırı sıcaklar, artık yeni bir orman yönetimi ve yeni yangın söndürme stratejileri gerektiriyor. Bu yıl yayımlanan "Güney Avrupa Yangınlarındaki Değişiklikleri Anlamak" adlı adlı bir araştırmada da "Pek çok Akdeniz bölgesinde orman yangını yönetimi yangını durdurmaya yönelik ve devam eden küresel değişim ile uyumlu değil" tespiti yapılıyor.
Küresel ısınma, son yıllarda özellikle Avustralya ve Kaliforniya'da gözlendiği üzere yangın çıkabilecek hava koşullarına yol açıyor. İklim değişikliği, dünyanın birçok bölgesinde orman yangını riskini artırmış durumda. Yunanistan'da 2018 yılında 100'den fazla kişi "Attika yangınları" adı verilen yangınlar sonucu yaşamını yitirdi. Bu, 2009'da Avustralya'da "Kara Cumartesi" olarak adlandırılan yangınların ardından yüzyılın en ölümcül ikinci yangınıydı. Avrupa Çevre Ajansı, "Birçok Avrupa bölgesinde yangına meyilli alanların artması ve daha uzun yangın mevsimleri öngörülmektedir" diyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması'na rağmen karbon salınımı bu ısınmayı sınırlayacak derecede hızlı düşürülemiyor. Almanya'daki Helmholtz Okyanus Araştırmaları Merkezi'nde iklim bilimci olan Mojib Latif de "1990'dan bu yana küresel karbon salınımı yüzde 60 arttı" diyor ve 2020'de pandemi nedeniyle azalan salınımın 2021'de yeniden artacağını söylüyor.
İklim örgütü Carbon Brief'e göre dünyadaki orman yangınları, sera gazı salınımı ve düşük hava kalitesinden kaynaklı, 3 milyon 300 bin erken ölümün yüzde 5 ila 8'inden sorumlu. Ancak orman yangınlarının neden olduğu karbon salınımı son on yıllarda azaldı. Bunun nedeni, son yıllarda orman yangınlarının önlenmesindeki başarı. Ancak yangının şiddeti ya da yoğunluğunun artması nedeniyle risk devam ediyor. Çünkü ormanlar yeniden büyüyemeyecek kadar yandığında doğanın karbonu emme miktarı azalıyor. Ve yoğunluğu artan orman yangınları, ciddi bir orman örtüsünü yok ettiğinde ise karbonu emen canlıların kaybı iklim için daha yıkıcı olabilir.