Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren rapor kabul edildi. Parlamento, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin de insan hakları ve temel haklara saygı koşuluna bağlanmasını talep etti. Raporun kabul edilmesine ilk tepki AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten geldi. “Bizim açımızdan değersiz, hükümsüz ve itibarsız bir karar. Bu itibarsız karar, AP'nin artık aşırı sağın ideolojik güdümüne girdiğinin ilan edilmesidir” ifadelerini kullanan Çelik, “Salonlarında PKK sergileri açılan AP hangi yüzle demokrasimizi mahkum etmeye kalkıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapan raporu kabul etti. Rapor 370'e karşı 109 oyla kabul edildi.
Raporu, parlamentonun Türkiye raportörü Kati Piri hazırladı. Piri, oylama sürecinden önce yaptığı basın toplantısında, Türkiye ile müzakere sürecinin tamamen durdurulmasının değil, askıya alınmasının önerildiğinin altını çizdi. Piri, Avrupalı liderlerin Gümrük Birliği, ticaret ve fonlar gibi araçları kullanarak Türkiye'ye insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesi amacıyla baskı yapma çağrısında da bulundu.
AP, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi de savunmakta. Ancak bu güncellemeyi reform sürecine ve insan hakları ve temel özgürlüklere saygı koşuluna bağlıyor. Bu koşul da ilk defa ve bu denli somut biçimde dile getiriliyor. Bu koşulun güncellenmiş gümrük birliğinin parçası olması için Avrupa Komisyonu’ndan çalışma başlatması isteniyor.
Kararda, AB ülkelerine Kıbrıs sorununun çözümünde “daha aktif rol oynamaları” çağrısında bulunuluyor. Ankara'dan ise Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (Rum Kesimi) resmen tanıması ve “doğal kaynak arama ve işletme de dahil olmak üzere egemenlik haklarına saygı duyması” isteniyor.
AP, parlamenterlik görevleri sırasında yaptıkları konuşmalar nedeniyle tutuklanan milletvekillerinin serbest bırakılmasını da istiyor. HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararına karşı Ankara’dan gelen mesajları “kınayan” AP, AB ülkelerinin bu kararın uygulanışını mercek altına almalarını istiyor. Bu arada oylama sırasında Birleşik Sol (komünist) Grup tarafından sunulan, “PKK’nın AB terör örgütleri listesinde yer alması barış süreci önünde engel” mesajı içeren önerge oy çokluğuyla reddedildi.
Kararda Türk güvenlik birimlerinin Türkiye sınırları dışında düzenlenen operasyonlarla “yasadışı” yollardan çok sayıda kişiyi yakalayıp Türkiye’ye getirmesi de eleştiriliyor. Interpol’ün kırmızı bütenlerinin “keyfi biçimde muhaliflere, insan hakları savunucularına ve gazetecilere karşı kullanılamayacağı” not ediliyor. AB ülkelerinden Türkiye’nin iade taleplerini “saydamlık ve uluslararası hukuk normları çerçevesinde incelemeleri” isteniyor.
Kararın birçok paragrafında Türkiye’ye Avrupa Konseyi, AİHM ve Venedik Komisyonu üyeleiklerinden kaynaklanan yükümlülükleri de hatırlatılmakta.
Oylama sırasında Birleşik Sol Grup tarafından verilen bir değişiklik önergesiyle, AP’nin, “tarihi ve dini yapıt” şeklinde tanımlanan Ayasofya’nın “görüntüsünün değiştirilip camiye dönüştürülmesine karşı” olduğuna dair bir cümle de eklendi.
Raporun onaylanmasıyla, Avrupa Parlamentosu ilk kez üyelik sürecindeki aday bir ülke ile müzakerelerin askıya alınması çağrısı yapmış oldu. Bununla birlikte, parlamento oylaması sembolik önem taşıyor; Avrupa Komisyonu üzerinde bağlayıcı yetkisi bulunmuyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Rapor içeriği, Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırma çabalarını baltalama teşebbüsüdür. Bu Avrupa siyasetinde yaşanan vizyon daralmasının endişe verici tezahürlerinden biri" dedi.
Dışişleri Bakanlığı, AP’nin kararı üzerine bir açıklama yaparak kabul edilen rapora tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
AP tarafından benimsenen tek taraflı ve objektiflikten uzak tutuma, tarafımızca herhangi bir değer atfedilmesi mümkün değildir.
Söz konusu tavsiye kararı bizim için hiçbir anlam ifade etmemektedir.
AP’nin Türkiye’ye ilişkin tutumu, Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri, etkileşimi ve diyaloğu geliştirmek olmalıdır.
AP'nin raporuna dair açıklama yapan AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in ifadeleri şu şekilde:
Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren Türkiye Raporu'nu kabul etmiş. Bizim açımızdan değersiz, hükümsüz ve itibarsız bir karar bu. Bu itibarsız karar, AP'nin artık aşırı sağın ideolojik güdümüne girdiğinin ilan edilmesidir.
AP demokratik gelişmeye açık ve destekleyici kararlar almaktan uzaklaştı. Aşırı sağın dar penceresinden bakıyor dünyaya.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Meclisimiz bombalandı. AP parlamentomuzla dayanışma için ziyarete bile gelmedi. AP başkanı aylar sonra geldi. Ama darbeci liderlerle çalışmakta hiçbir mahsur görmüyorlar.
AB'nin genişlemeden sorumlu komiserinin ırkçılığı, Türkiye raporunu hazırlayan şahsın demokrasiden çok terörü destekleyenlerle yakınlığı herkes tarafından bilinmektedir. Halkımız darbe girişimine karşı demokrasiyi korumak için her türlü bedeli ödedi.
Bu dünya tarihine geçecek emsalsiz bir duruştur. Bunu anlamaktan uzak AP'nin verdiği kararın zerre kadar itibarı yoktur. Biz demokrasi için bedel ödeyen bir milletiz. Demokrasimiz hak edilmiş bir demokrasidir. Bu uğurda Başbakan Menderes ve bakanlarımız şehit oldu. 15 Temmuz'daki darbe girişiminde şehitlerle ve gazilerle koruduk demokrasimizi.
Demokrasimize notu tarih vermiştir, ödenen bedeller vermiştir. Irkçılara teslim olmuş AP'nin verdiği notun hiçbir hükmü yoktur. Salonlarında PKK sergileri açılan AP hangi yüzle demokrasimizi mahkum etmeye kalkıyor.
AP'ye sesleniyoruz… Bu raporu size aynen iade ediyoruz. Kabul ettiğiniz bu raporu, ‘Avrupa Irkçılık ve İslam Düşmanlığı Müzesi' kurup, kapısına asabilirsiniz. O raporu her gördüğünüzde, Avrupa'yı ırkçılara adım adım bir kere daha nasıl teslim ettiğinizi hatırlarsınız.
Kararı yorumalayan raportör Kati Piri, Türkiye’yle katılım müzakerelerinin askıya alınmasını istediklerini belirterek, “Başkan Erdoğan’la bu üyelik müzakerelerini yürütmek bir saçmalık. Türkiye’de bariz insan hakkı ihlalleri gerçekleşiyor. Fakat buna rağmen Türkiye’nin demokratlarının yanında durmalıyız. Gelecekte yeniden demokratik bir Türkiye göreceğimizi ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
AP Hristiyan Demokrat Grup Türkiye gölge raportörü, Alman parlamenter Renate Sommer ise Türkiye’yle müzakereleri askıya alma kararının yeterli olmadığını savundu. Grup olarak “Türkiye-AB ilişkilerinin etkin bir ortaklık temelinde yeniden tanımlanmasını istediklerini” bildirdi. Gümrük Birliği’nin Türkiye için “çok önemli” olduğuna vurgu yapan Sommer, “Gümrük Birliği gelecekteki ilişkimizin temeli olabilir ve olacak, ancak bunun için de Türkiye’nin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygı duyması lazım” ifadelerini kullandı.