Avrupa Parlamentosu'ndan Türkiye'ye Kıbrıs eleştirisi

Avrupa Parlamentosu'ndan Türkiye'ye Kıbrıs eleştirisi

Güven Özalp/BBCTürkçe Brüksel

 

Kıbrıs sorununa yönelik çözüm müzakerelerinin sürdüğü bir ortamda Rum tarafının “Münhasır Ekonomik Bölge”deki (MEB) araştırmalarına hız kazandırıp yeni ittifaklar içine girmesi, Türkiye'nin buna bölgede savaş gemileri eşliğinde araştırma yaparak karşılık vermesiyle ısınan Doğu Akdeniz'deki suların sıcaklığı bir süredir Avrupa platformlarında da net şekilde hissediliyor.

Rum lider Nikos Anastasiades'in hasta yatağından da olsa son AB Zirvesi'nde Türkiye'ye ciddi uyarı niteliği taşıyan bir metnin kabul edilmesini sağlaması, ardından Avrupa Parlamentosu'nun konuyu gündemine alıp ortak bir karar metni hazırlaması Ankara'yı rahatsız edici adımların dozunun ve etkisinin giderecek artacağını gösteriyor.

AP'de dün yapılan oturum, Türkiye'nin AB içinde Kıbrıs sorunu konusundaki yalnızlığının MEB'deki gelişmelerin etkisiyle daha da artığını gösterdi.

Genelde ılımlı yaklaşımlarıyla dikkat çeken parlamenterlerin önemli bölümü oturuma katılmamayı tercih ederken Ankara lehine sürekli denge arayışını gözeten bazı parlamenterlerin Türkiye'yi savunmakta zorlanması ve bu isimlerin Rumların "AB dayanışması" temeline oturtmayı başardığı tezlere belli bir aşamada destek olmak zorunda kalması dikkat çekiciydi.

Geç saatte düzenlenmesinin de etkisiyle oturuma katılım düşük olurken verilen mesajların dozu oldukça yüksekti.

 

Eleştiriler geniş bir yelpazeye yayılmış durumda

 

Kıbrıs konusunda şu ana kadar "AB içi dayanışma" vurgusunun en fazla yapıldığı toplantılardan biri olarak kayda geçen oturumda Türkiye'nin Kıbrıs açıklarındaki faaliyetlerinin uluslararası hukuk ihlali olduğu en çok işlenen başlıklar arasında yer aldı.

Eleştiriler ise oldukça geniş bir yelpazeye yayıldı. "Uluslararası hukuka ve bir AB üyesinin egemen haklarına saygı gösterilmesi" isteği eleştiri paketinin "en zararsız" unsurları arasında yer alırken "Türkiye'ye karşı ekonomik ve siyasi yaptırımların devreye sokularak üyelik müzakerelerinin askıya alınması" çağrısı diğer uçtaki örnekler arasında yer aldı.

Rum ve Yunan parlamenterlerin tam dayanışmasının ve yoğun paslaşmasının yönlendirdiği oturumda "Türkiye'nin bir AB üyesini işgal eden aday ülke" konumunda olduğu söylemi de cömertçe kullanıldı.

Parlamenterlerin eteklerindeki taşları bir kez daha dökme fırsatı bulduğu oturumda açılış ve kapanış konuşmasını yapan AB Komisyonu'nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn dengeli bir yaklaşım sergileme çabası içinde olduğunu net şekilde gösterdi.

Bir yandan Türkiye'den egemen haklara saygı duymasını, itidal göstermesini ve gerginliği daha da artıracak eylem ve açıklamalardan kaçınmasını isteyen Hahn, diğer yandan adadaki tarafların masaya dönmesinin gerekliliğini odağa oturtmaya çalıştı.

Hahn'ın Ankara'ya yönelik eleştirilerin bu kadar yoğun olduğu bir toplantıda Türkiye'yle daha derin siyasi ve ekonomik ilişkiden yana olduğu mesajını açıkça vermesi toplantının öne çıkan unsurları arasında yer aldı.

AP'deki Türkiye eleştirileri bu oturumla sınırlı kalmayacak. Parlamenterlerin tamamen Rumların tezlerine destek veren bir kararı bugün oylayarak kabul etmeleri öngörülüyor.

Karar taslağında Türkiye'nin "provokatif" olarak nitelenen eylemlerinin sürmesinin ya da tekrarlanmasının müzakere süreci de dahil olmak üzere AB-Türkiye ilişkilerinde olumsuz etki yaratabileceği belirtiliyor.

AP belgesinde, Türkiye'ye itidal ve uluslararası hukuka uygun davranma çağrısı yapılırken Ankara'nın "tehditleri ve tek taraflı eylemleri tırmandırmasının esefle karşılandığı" ifade ediliyor.

 

Ankara'nın tepki göstermesi bekleniyor

 

MEB'in meşruluğunun altının çizildiği taslakta, Rumların bu bölgede doğal kaynak arama konusunda tam ve egemen hakka sahip olduğu vurgulanıyor. Türkiye'nin bölgedeki faaliyetlerinin hem provokatif hem de yasa dışı olduğunun altını çizen AP, Türk gemilerinin derhal geri çekilmesini talep ediyor.

Son AB Zirvesi'nde, gündemde olmamasına rağmen, Türkiye'ye karşı bir metnin kabul edilmesini sağlayan ardından da AP'yi harekete geçiren Rum Kesimi'nin manevralarının sürmesi bekleniyor.

Ankara'nın MEB'deki faaliyetleri sürdükçe yeni başlık açılmasını bloke edeceğini duyuran Rumların, Türkiye konusunun geniş şekilde işleneceği aralıktaki AB Zirvesi'nde yeni adımları devreye sokması öngörülüyor.

Türkiye'nin de yaşanan gelişmeler karşısında sessiz kalması söz konusu olmayacak.

AP'de ilgili kararın onaylanmasının ardından acil ve sert bir tepki göstermesi beklenen Ankara, önümüzdeki günlerde de Rumların hamlelerini karşılıksız bırakmayacağının sinyallerini şimdiden veriyor.

İki gün boyunca Brüksel'de temaslarda bulunan ve yanlış bir algı operasyonu yürütüldüğü görüşünde olan AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ın, "Meydanı Güney Kıbrıs'a boş bırakmayacağız ve bundan sonra çok daha güçlü şekilde cevap vereceğiz" yönündeki açıklamaları önümüzdeki günlerde Doğu Akdeniz'deki suların daha da ısınacağının işareti olarak algılanıyor.

 

BBCTürkçe