Avrupa Birliği ülkelerinde 23-26 Mayıs arasında gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimleri, yarın İngiltere ve Hollanda'da vatandaşların sandık başına gitmesiyle başlayacak.
Perşembe günü İngiltere ve Hollanda'nın ardından, Çekler ve İrlandalılar cuma, Slovaklar, Maltalılar ve Letonyalılar ise cumartesi günü sandık başına gidecek. Geri kalan 21 AB üyesinde seçimler pazar günü gerçekleşecek.
Yaklaşık 400 milyon kişinin oy kullanma hakkına sahip olduğu ve Hindistan'dan sonra en büyük demokratik seçimler olarak tanımlanan AP seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarının pazar akşamı yerel saatle 22.00'dan sonra açıklanmaya başlaması bekleniyor. Yeni parlamento üyelerinin ise göreve 2 Temmuz'da başlaması gerekiyor.
Avusturya ve Malta'da 16 yaşını dolduran vatandaşlar seçime katılabilirken, diğer üye ülkelerde katılım yaşı 18 olarak belirlenmiş durumda.
Her 5 yılda bir gerçekleşen AP seçimlerine geleneksel olarak düşük katılım damga vursa da (2014'te katılım yüzde 42,6'da kalmıştı), bu yıl aşırı sağın yükselişiyle seçimlerin "AB projesinin" bir referandumu havasına bürünmesi sonucu daha yüksek katılım olacağı tahmin ediliyor.
AP, birliğin yasama organı olarak AB Konseyi ile birlikte yasalar kabul ediyor ve birliğin bütçesini onaylıyor.
İlk kez 1979'da düzenlenen AP seçimleriyle, AB ülkelerinin vatandaşları parlamentodaki milletvekillerini belirliyor. Milletvekilleri ya tek başına ya da siyasi partiyle bağlantılı olarak seçimlere katılabiliyor.
Milletvekilleri, AB'nin üyeleri seçilerek belirlenen tek kurumu olan AP'de oylarını aldıkları vatandaşları karar alma mekanizmalarında temsil ediyor, ulusal çıkarları gözetiyor.
Seçimlerde milletvekilleri AP'deki 751 sandalye için yarışıyor. Parlamentodaki sandalye dağılımı üye ülkenin nüfusuna göre belirleniyor. Böylelikle, AB'nin en yüksek nüfuslu ülkesi Almanya'ya 96 sandalye verilirken, Malta gibi düşük nüfuslu ülkelere 6 sandalye veriliyor.
İngiltere'nin birlikten ayrılması durumunda sandalye sayısının 705'e düşmesi, İngiltere'ye ait olan 73 sandalyenin de 14 üye ülke arasında dağıtılması öngörülüyor.
AP seçimleri aynı zamanda AB Komisyonu Başkanının kararlaştırılması açısından da önem taşıyor. Yeni bir AB Komisyonu Başkanı atanırken, siyasi grupların AP seçimlerinde elde ettikleri başarının göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Diğer yandan ilk olarak 2014'te "Spitzenkandidat" süreciyle parlamentoda en çok oyu alan siyasi grubun gösterdiği aday AB Komisyonu Başkanlığına seçildi. Bu sistemin ise bu yıl uygulanıp uygulanmayacağı henüz bilinmiyor.
AP seçimlerine bu yıl 8 siyasi grup katılıyor. Bazı siyasi gruplar ise liste başı adaylarıyla AB Komisyonu Başkanlığı için yoğun bir kampanya yürütüyor.
Bu çerçevede Sosyal Demokratların (S&D) liste başı adayı Frans Timmermans, Avrupa Halk Partisinin (EPP) liste başı adayı Manfred Weber, Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) grubunun liste başı adayı Jan Zahradil, Avrupa İçin Liberal ve Demokrat İttifakının (ALDE) 7 adayından 2'si Guy Verhofstadt ve Margrethe Vestager dikkati çeken isimler arasında yer alıyor.
Avrupa'da ulusal düzeyde güç kazanan aşırı sağcı partilerin AP seçimlerinde de oy oranlarını artırma ihtimali bulunuyor. Anketler aşırı sağcı partilerin sandalyelerin en az üçte birini alabileceklerine işaret ediyor.
Halihazırda aşırı sağcı partiler İtalya, Polonya, Macaristan ve Avusturya'da iktidarda bulunurken, Fransa, Almanya, Hollanda, İspanya, Norveç, Finlandiya, Estonya, Danimarka, Çekya ve Slovenya gibi birçok AB ülkesinde güç kazanmış durumda.
Aşırı sağcı partiler AP'deki 3 siyasi grup olan Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR), Uluslar ve Özgürlükler Avrupası (ENF) ve Özgürlükler Avrupası ve Doğrudan Demokraside (EFDD) temsil ediliyor.
Söz konusu partilerin, AP seçimlerinden sonra tek bir çatı altında toplanarak birlikte hareket etmeye yönelik ittifak arayışı ve girişimleri de bulunuyor.
Geleneksel olarak merkez sol ve merkez sağ siyasi gruplar tarafından yönetilen AP'de aşırı sağcı partilerin sandalye sayısını artırarak parlamentoyu bölmesi ve karar alma süreçlerini zorlaştırması bekleniyor.