İnternette sansür deyince her ülkenin hassasiyeti farklılık gösteriyor. Alman hükümeti, internetin Nazi propagandası için kullanılması konusunda taviz vermezken, ABD ve İngiltere ırkçılığın tehlikeleri konusunda daha gevşek bir tavır gösterip, cinsellikle ilgili daha katı bir tutum sergiliyor. Sansürün işleyiş şekli de ülkeden ülkeye değişiyor. Her ülkede bilişim suçlarıyla ilgili kontrol mekanizmaları var ancak yasakçı ülkeler sansürü ön plana çıkarırken, özellikle Batılı ülkeler, internet denetimi için uyarı ve kontrol mekanizmalarını devreye sokuyor. Sorunu denetim mekanizmasıyla çözmeye çalışan ülkelerden biri olan İngiltere’de internette işlenen suçlar için belirli kanunlar yok. Ancak pek çok kanunun internete uygulanması mümkün. Üzerinde en çok durulan konulardan biri çocuk pornografisi. Hem mahkemeler hem de polis, çocuk pornografisiyle, etkin mücadele ediyor. Devleti ilgilendiren gizli belgelerin yayımlanması konusundaki kanunlar, internete de uygulanabiliyor. Hakaret konusunda ise ISS’leri (internet servis sağlayıcıları) ilgilendiren bir kanun var (Defamation Act 1996). Bir kişi internette bir diğerine hakaret ettiğinde ISS’in sorumluluğu söz konusu değil. ISS, durumdan haberdar olmasına rağmen sayfayı yayından kaldırmazsa sorumlu tutuluyor. Savcılığın uyarısı ya da şahısların şikâyetinden sonra ISS’ler söz konusu sayfaları yayından kaldırıyor. Siber polisler var En önemli kanunlardan biriyse internetin dinlenmesiyle ilgili ‘Regulation of Investigatory Powers Act 2000’. ‘Telefon dinlenme’yle ilgili yasanın içeriği genişletilip, yeni teknolojiler ve internet dahil edilerek oluşturulmuş bir yasa. İngiliz hükümeti bu yasayı 2000 Temmuz’unda çıkardı. Yasaya göre İçişleri Bakanlığı’nın izniyle internet de takibe alınabiliyor. İngiltere’de ayrıca internet sitelerini takip eden siber polisler var. Siber polisler uluslararası siteleri de takip ediyor. Almanya’da yayın yapan web sitesi, yayıncılarının adres ve telefonlarını, ulaşım adreslerini bulundurmak zorunda. Böylece sorumluluk site sahibinde oluyor. Amerika’da da interneti denetleyen kurum devlet değil, sivil toplum kuruluşları Türkiye gibi sansürün devlet eliyle yapıldığı ülkelerdeki ortak hassasiyet, tarihi ve siyasi sorunlar. Türkiye’nin adı ‘sansürcü ülkeler’ kara listesinde Tunus, Kuzey Kore, Suudi Arabistan, İran, Türkmenistan, Vietnam gibi ülkelerle birlikte anılıyor. Çoğunlukla siyasi içerikli sitelere kısıtlama getiren Çin, Vietnam, İran, Küba ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, karara uymayan internet kullanıcılarına hapis cezası bile verebiliyor. Bu ülkelerde sansür devlet ve polis tarafından uygulanıyor. İçerik için uyarı İstanbul Barosu Bilişim ve Bilişim Hukuku Merkezi Başkanı, ve Kadir Has Üniversitesi Araştırma Görevlisi Mete Tevetoğlu, Batı’da internette sansür konusunda bizim gibi bir örnek olmadığını, sansürün devlet tekelinde yapılmadığını söylüyor. İngiltere’de Internet World Foundation gibi kurumların denetlediği sitelerde kullanıcıya site hakkında ön bilgi veren, sitenin içeriğini, kullanıcının yaşına uygunluğunu açıklayan bir uyarı yazısı çıkıyor. “Türkiye’de durum biraz farklı işliyor. Örneğin Türkiye’de kumar oynamak yasak ama internette kumar oynatan bir siteyi polis bir yıl boyunca delil toplamak için izliyor. Savcılık dosyalarında denetim yapan polislerin kumar oynadığı bilgisi de var. Sansür kadar önemli bir meselemiz de data transferi, sanayi casuslukları gibi her geçen gün sayısı artan suçlar” diyen Tevetoğlu, dünyada internet sansürü uygulayan en katı ülkelerden birinin Kuveyt olduğunu, Türkiye’nin de bu konuda Kuveyt’ten aşağı kalır yanı olmadığını açıklıyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Açık Net İnisiyatifi tarafından yapılan tespitlere göre, demokrasiyle yönetilen bir çok ülkede, internette sansür denilince akan sular duruyor ve hiç de demokratik olmayan yaptırımlarla sitelere erişim engellenebiliyor. Türkiye kırmızı ülkeler arasında ‘Wikipedia’da, Türkiye’de de mahkeme kararıyla bir süre engellenen ‘youtube’ sitesini yasaklayan ülkelerle ilgili bir başlık açıldı. Sitede, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu sekiz ülkenin video paylaşım sitesi ‘youtube’u yasaklama süreçlerini konu alan geniş bir metin hazırlanarak, ayrıntılı bilgi verildi. Geçen ağustos ayında azırlanan haritada da, yasakçı gösterildi. Haritada koyu yeşil ve beyaz gösterilen alanda youtube yasağı yok. Açık yeşil alandaki ülkelerde geçmişte yasaklandı ama site şu anda yayında. Pembe alandaki ülkeler youtube’u zaman zaman yasaklıyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu kırmızı alandaki ülkelerde youtube kapalı. Mor ülkelerse youtube kısıtlama uyguluyor. Brezilya birinci Wikipedia’nın kendisini yasaklayan ülkeler listesindeyse, birinci sırada Brezilya yer alıyor. Onu İran, Fas, Suudi Arabistan, Suriye, Tayland, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri takip etti. Yedinci sırada olan Türkiye’nın siteyi yasaklama süreci, diğer ülkeler gibi ayrıntılı olarak anlatılıyor. Sitede ayrıca, siteye tıklayanların karşılaştığı “Bu siteye erişim mahkemeye kararıyla engellenmiştir” yazısına da fotoğraf olarak yer verildi. Çin’in tabusu Tibet ve TiananmenÇİN HALK CUMHURİYETİ: Şimdiye kadar Tibet ve Tayvan’ın bağımsızlığı, polis şiddeti, 1989 Tiananmen Meydanı protestoları, ifade özgürlüğü, demokrasi, pornografi, BBC’nin bazı uluslararası yayınları, Falun Gong gibi dini hareketler, bloglar ve internet ansiklopedisi Wikipedia’yı sansürledi. Çin’de internet sansürünü ihlal ettiği için hapis cezasına çarptırılan 52’ye yakın kişi olduğu biliniyor. VİETNAM: İnternet ağlarından Vietnam’ı eleştiren sitelere, sürgün partilerine ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına ulaşmak yasak. İnternet kafeler gözetim altında tutularak, internette ifade özgürlüğünü savunanlar da hapis cezasına çarptırılıyor. İRAN: Sansür uygulamaları devlete yönelik eleştiriler, gay ve lezbiyen siteleri, kadın hakları siteleri ve bloglar içeren servis sağlayıcılarına yönelik. Birçok İranlı, bloglarının içerikleri yüzünden hapis cezasına çarptırıldı. İran son olarak YouTube’a girişi sınırladı. İslami hareket, bağımsız medya, sivil toplum örgütleri ve insan hakları ihlalleriyle ilgili siteler sansürleniyor. Birçok internet kafe, kapılarına kullanıcılarının siyasi eleştiri ve pornografi içeren sitelere girdiklerinin tespit edilmesi halinde para cezasına çarptırılacaklarını belirten uyarılar asıyor. TUNUS: Tunus pornografi, e-posta, arama motoru, elektronik formatlı dosyalar ve çeviri servisleri veren siteleri sansür uygulamasına tabi tutarken; kullanıcıların FTP olarak bilinen dosya transfer protokollerine sınırlama getiriyor. İçlerinde demokrasi savunucusu avukat Muhammed Abbou’nun da bulunduğu birçok internet kullanıcısı çeşitli cezalara çarptırıldı. KÜBA: Kişi başına düşen bilgisayar sayısının en düşük olduğu Latin Amerika ülkesi Küba’da, devlet internet sitelerini denetliyor. Kullanıcılar devlet tarafından kontrol edilen ‘giriş noktaları’nı kullanarak internete girebiliyor. Devlet, IP numarasına göre kullanıcıların bağlantısını engelleyebilirken, arama motorlarına girilen sözcüklerden ‘zararlı içerik’ takibi yapabiliyor. Küba yönetimi, internete girişin ABD ambargosu ve yüksek maliyetlerden ötürü düşük olduğunu söylese de, ülke otoriter bir yapıya sahip olduğu gerekçesiyle eleştiri oklarının hedefi oluyor. BREZİLYA: Yasal Danışman Lincon Antonio Andrade Moura, ünlü Brezilyalı manken Daniela Cicarelli’nin YouTube’de yayımlanan müstehcen videosu sebebiyle siteye girişi sansürleme kararı çıkarmıştı. SUUDİ ARABİSTAN: Bilim ve Teknoloji Şehri adlı bir çiftlikten ülke çapındaki bütün internet kullanımını denetleyen Suudi Arabistan, ‘ahlaksız’ olduğuna kanaat getirilen sitelerle siyasi içerikli eleştirel siteleri sansürlüyor. Kullanıcılardan elektronik bir form doldurarak porno sitelerinin rapor edilmesini isteyen Suudi Arabistan yönetimi, Open Net Initiative tarafından 2004 yılında ‘en agresif sansür uygulayan ülke’ olarak belirlenmişti. Bu ülkeler dışında Suriye, Myanmar, Maldiv Adaları ve Kuzey Kore de siyasi içerikli internet sitelerine sansür uyguluyor. (Radikal)