Avrupa'yı 2018'de hangi sürprizler bekliyor?

Avrupa'yı 2018'de hangi sürprizler bekliyor?

Geçtiğimiz yıllarda Avrupa politikasından bir şey öğrendiysek o da tahmin yapmanın bahis oynamaktan daha zor olduğu.

Bir yıl önce Fransa'da cumhurbaşkanlığını ve ülkenin parlamentosunu Macron etkisinin saracağını nereden bilebilirdik?

Almanya siyasetindeki zorlukları ya da Katalan bağımsızlık patlamasını kim tahmin edebilirdi?

Ancak Brexit'in Avrupa Birliği (AB) ajandasına hüküm süreceğini biliyorduk, ki 2018'de de öyle olacak.

2017 yılında Avrupa Birliği'nin geleceği daha aydınlık gözüküyordu.

Brexit konusunda birlik olmuş, önceleri ağız dalaşı yapan birlik ülkeleri başmüzakerecileri Michel Barnier çizgisinde buluşmuşlardı.

Euro bölgesi yükseliyordu, yasadışı göç oranları aşağı iniyordu. Aşırı sağcı, popülist, merkez karşıtı, Avrupa Birliği'ne şüpheyle yaklaşan siyasetçiler, Hollanda, Fransa, Avusturya ve Almanya'daki seçimlerin ardından merkezi bir konuma ulaşmayı başaramadılar.

Ancak Avrupa Birliği elması 2017'de tüm yıl boyunca parlak olmadı.

Tamamen başarılı olamadılarsa AB karşıtları Avrupa çapında seçimlerde çok iyi bir performans sergiledi, en son olarak Çek Cumhuriyeti'nde Aralık ayında Avrupa'nın aşırı sağcı partileri bir toplantı düzenledi.

Popülist söylem ise geleneksel partiler kamuoyu yoklamalarında liderleriği edinemediği sürece ana akım siyasetin içine girdi.

Bunu anlamak için sadece Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin söylediklerini dinlesiniz ya da Avusturya'da kurulan yeni hükümete baksanız yeter.

Göç karşıtlığı, AB karşıtlığı ve İslam'a zıt mesajlar artık Avrupa'da kaşların kalkmasına neden olmuyor. Aslında bakacak olursanız 2018 baharında seçimlere gitmeye hazırlanan İtalya'da bu konular oy kazanacak gibi duruyor.

Bu yüzden Emmanuel Macron Fransa'da Nisan ayında cumhurbaşkanı oluktan sonra Brüksel Fransız-Alman motorunu çalıştırırak AB ile ilgili çatışmaları çözmek istedi.

Bu 2018'de yakında takip edeceğim bir şey.

M&M, yani Merkel ve Macron, kesinlikle beraber çalışmak istiyor.

Macron, Merkel'de euro bölgesi reformlarının geçmesi için ihtiyaç duyuyor.

Merkel de Macron'a sönükleşen imajının tekrar enerji kazanması için Macron'a ihtiyaç duyuyor.

Çoğu Alman Fransa'yı ABD yerine daha yakın bir müttefiki olarak tanımlıyor.

2018'de kimileri tarafından imparator olarak tanımlanan Macron'un yurt içi ve dışında bu enerjiyi ayakta tutup tutamayacağına bakacağım.

Yoksa bu da Barack Obama'nın hiçbir şeyi yapamadan Nobel Barış Ödülü kazanması gibi çok mu erken hız kazanıyor?

Avrupa'nın kraliçesi olarak bilinen Merkel ise yılın ilk aylarını Almanya'da hükümet kurmaya çalışarak geçirecek.

Bloğun en büyük, en zengin ülkesinin lideri olarak Almanya Başbakanı Merkel, AB'yi Rusya'ya karşı ihtiyatlı yaklaşma, Donald Trump ve İran konusunda ise sağduyulu davranma konusunda yönlendirdi.

AB'nin bütünlüğünün Almanya'nın çıkarına olduğuna güçlü bir şekilde inanan Merkel, büyük resmi gözden kaçırmamak ve parmağını AB'nin kontrol düğmesinin üzerinde tutmaya devam etmek istiyor.

Merkel'in azalan etkisi ve İngiltere'nin AB'den çıkışının yaratacağı boşlukları doldurmak için diğer AB üyeleri şimdiden birbirleriyle yarışıyor.

2018'de bu ülkelerin boğa güreşini izleyeceğiz.

Bir yanda İsveç, Danimarka ve Hollanda, yanına aldıkları Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle birlikte korumacı ve federalist olarak gördükleri Fransa'nın AB içindeki etkisinin artmasının önüne geçmek istiyor.

Bu ülkeler Brüksel'in hayatlarındaki etkisini azaltmak istiyor ve Almanya'nın güç kaybetmesinden mutsuz değiller.

2017'de Brexit Brüksel'de en çok konuşulan konulardan biriydi. Fakat o zamanlar AB ülkelerinin tek bir odak noktası vardı: İngiltere'nin AB'ye yönelik finansal yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak, bir diğer deyişle İngiltere'den olabildiğinde para almak.

2018'de ise Brexit müzakerelerinin ikinci kısmına geçilecek: Gelecekte nasıl bir ilişki kurulacağına karar verilecek.

27 ülkenin İngiltere'ye yönelik düşünceleri de farklılık gösteriyor. Bazıları İngiltere için kuralların esnetilmesi gerektiğini düşünürken bazıları da buna karşı çıkıyor.

Ve size birkaç Brexit tüyosu…

Eğer İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasındaki sınıra dair Noel tatili öncesinde bir uzlaşmaya varıldığını düşünüyorsanız…

Eğer bazı İngiliz bakanların söz verdiği fakat AB yasalarına göre imkansız olan 2018 sonbaharında AB-İngiltere serbest ticaret anlaşmasının imzalanacağına inanıyorsanız…

2018'de sizi sürprizler bekliyor.