Çiğdem Akbayrak
Türkiye'nin önde gelen hukukçularından, eski İstanbul Barosu Başkanı ve Kazan Hukuk Bürosu'nun kurucusu avukat Turgut Kazan, Yargıtay'ın 28 Şubat davasında 14 sanığa verilen hapis cezalarını onama kararının 'hukuksal' olmadığını ifade ederek, "Yargıtay da aynen yargı gibi tek adam rejimine teslim olmuştur. O rejimin siyasal arayışlarına uygun bir karardır." açıklamasını yaptı.
Yargıtay, 28 Şubat davasında aralarında Çevik Bir ile Çetin Doğan'ın da bulunduğu 14 sanığa verilen hapis cezalarını onadı.
Söz konusu süreçte yaşananların anlatıldığı kararda, suçun icra hareketleri üzerinde müşterek hakimiyet kurdukları tespit edildiği belirtilen sanıklar Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker, olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti icra heyeti vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek" suçu bakımından "müşterek fail" olarak sorumlu tutuldu.
Avukat Turgut Kazan, söz konusu kararla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Onamayla birlikte infaz başlar. Dolayısıyla bu olay öyle bir olay ki infaz dediğimiz, müebbet hapis... Dahası, beraat eden insanlar var; zaman aşımı kararı nedeniyle haklarında düşme kararı verilen insanlar var. Onlar için de karar bozuluyor. Onların da bir çeşit müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılması öngörülüyor. Gerçi onlar için yargısal bir süreç başlayacak. Ama onananlar için yargısal süreç tamamlanmış oluyor."
103 emekli amiralin bildirisini hatırlatan Kazan, Yargıtay'ın da tek adam rejimine teslim olduğunu ifade etti. Kazan, sözlerine şöyle devam etti:
"Yargıtay, 103 emekli amiralin ifade özgürlüğü kapsamında kalan ve onların ilgi alanlarında kendi duyarlılıklarının bir gereği olarak Montrö Sözleşmesi'nin delinmesine, tartışılmaya açılmasına karşı gösterdikleri bir duyarlılık nedeniyle, topluca ifade özgürlüğünü kullandırtmadılar. Bu Yargıtay, garip bir şekilde Danıştay'la birlikte bildiğini yayınlamış bir yargıdır. Yani dünya üzerinde ve Türkiye'de bugüne kadar yaşanmamış bir şey. 'Darbe' türküleri çok söyleniyor. O türkülerin bir parçası olarak tek kişi rejimi olan ucube sistem, 'cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' denilen sistemde, demokratik bir içeriği olan hiçbir ülkede örneği olmayan bir biçimde; Yargıtay da aynen yargı gibi tek adam rejimine teslim olmuştur. O rejimin siyasal arayışlarına uygun bir karardır."
"Bu karar, koşulların daha da ağırlaşacağına ilişkin kaygı yaratacak bir karardır. Hukuksal bir karar olduğu kanısında değilim. Kararın kısa özeti adeta Milli Güvenlik Kurulu'nun yasal yaklaşımını da bir şekilde darbe girişimi olarak tanımlayan bir anlayışın, ifade özgürlüğü, siyaset özgürlüğü konularında koşulların daha da ağırlaşacağı bir sürecin de başlangıcı olacaktır diye düşünüyorum."