Cizre'deki sokağa çıkma yasaklarına ve sivil ölümlere dikkat çekmek amacıyla İstanbul'da eylem yapan 18 avukata soruşturma başlattı. Hakkında soruşturma açılan avukatlardan Ercan Kanar, Gökmen Yeşil ve Sinan Zincir, ''Avukatlar susturulmak isteniyor, ama avukatlar susmamalı'' dedi.
Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Şırnak’ın Cizre ilçesinde geçen yıl ilan edilen 78 günlük sokağa çıkma yasağına ve sivil ölümlerine dikkat çekmek için Beyoğlu Tünel’de eylem oturma eylemi ve basın açıklaması yapan 18 avukat hakkında soruşturma başlattı. Savcılık avukatlara ”örgüt propagandası yapmak, ve 2911 sayılı Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçlaması yöneltti.
Hakkında soruşturma açılanlar arasında Özgürlükçü Hukukçular Platformu Eşsözcüsü Banu Güveren, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, KHK ile kapatılan Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) İstanbul Şube Eşbaşkanı Sinan Zincir ve Avukat Ercan Kanar da bulunuyor. Avukatların cuma günü savcılığa ifade vermesi bekleniyor. Avukat Ercan Kanar, Sinan Zincir ve Gökmen Yeşil, savcılığın girişimine ”Soruşturmalarla avukatlar susturulmak isteniyor” diyerek tepki gösterdi.
Avukatların görevi sadece duruşmalara girip çıkmak değildir diyen Ercan Kanar, şunları söyledi:
“Bu soruşturma tamamen şu döneme hakim olan baskıcı otoriter, plebisiter diktatörlüğün uygulamalarına denk düşen bir soruşturmadır. Cizre’deki sivillere yönelik devlet güçlerinin hak ihlallerine ilişkin yaptığımız oturma etkinliği en meşru, en haklı ve en demokratik bir tepkidir. Özgürlükçü ve demokrat hukukçular dünyanın neresinde olursa olsun ve kimden gelirse gelsin her türlü hak ihlallerine ve haksızlıklara karşı seslerini çıkarırlar. Seslerini çıkarmaları gerekir yoksa insanlığın hali kötü olur. Hukukçular, haksızlıklar karşısında asla susmamalıdır. Biz de Cizre’deki hak ihlallerine ilişkin tepkimizi demokratik tepkimizi ve protestomuzu göstermek için oturma eylemi yaptık.”
Avukatlar hakkında açılan soruşturmanın uluslararası hukuka da aykırı olduğuna dikkat çeken Kanar, şöyle devam etti:
”Bu soruşturma tamamen hukuka aykırı. Avukatlarla ilgili uluslararası hukuk belgelerindeki temel ilkelere de aykırı bir soruşturma. Havana Kuralları dahil avukatlara ilişkin hukuk belgelerinde şunlar vurgulanmıştır: Avukatların görevi sadece duruşmalara, cezaevlerine gidip gelmek demektir. Avukatlar aynı zamanda bulundukları toplumların demokratikleşmesi için o toplumlardaki insan haklarının gelişmesi, mücadele etmesi ve görüşlerini söylemesi gerekir. Ayrıca avukatlar her türlü kanun tasarılarına karşı görüşlerini de belirtmeleri gerekir. En önemlisi de hukuk dışı ve insanlık dışı uygulamalara karşı seslerini çıkartmaları ve toplumu uyarmaları gerekir.”
Hakkında soruşturma açılan, avukat Gökmen Yeşil, insan hakları mücadelesinde bir yerde durmaya çalışan, Türkiye’de bir şeye itiraz eden her avukatın soruşturma ve davalarla susturulmak istendiğini söyledi. Yeşil şöyle konuştu:
“Bizim hakkımızda yani bir avukat kitlesi hakkında artık çetelesini tutamadığımız kadar soruşturma ve dava açılıyor. Örneğin, Berkin Elvan’ın hayatını kaybettiği gün İstanbul Avcılar’da bir takım eylemler olmuştu. Bununla ilgili de vatandaşlarla birlikte aralarında benim de bulunduğum 3 avukata dava açılmıştı. Yani şöyle bir şey yapıyorlar: Türkiye’de bir şeylere itiraz eden, insan hakları mücadelesinde bir yerde durmaya çalışan bu anlamda devletin vatandaşlara karşı işlediği suçları teşhir eden ve buna itiraz eden her avukatı soruşturmalar ve davalarla susturmaya çalışıyorlar. Cizre ile ilgili hakkımızda açılan soruşturma bunlardan sadece biri. Biliyoruz ki Cizre’de büyük bir insanlık suçu işlendi biz de bununla ilgili bir basın açıklaması yapmak istedik. Eylemimiz engellenmiş ve yürümemize izin verilmemişti. Devlet işlediği suçlara karşı itiraz edenleri de bu şekilde baskı altına alarak örtmeye çalışıyor.”
Kapatılan Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şube Eşbaşkanı avukat Sinan Zincir’de bu soruşturmayı kabul edilebilecek bir durum olmadığını söylüyor. Zincir, savcılıkta verecekleri ifadelerinde de aynı şeyleri söyleyeceklerini belirtti:
“O dönem Cizre abluka altındaydı. Sivil insanlar bodrumlarda katlediliyordu. Biz de hukuk örgütleri olarak bu duruma tepki göstermek amacıyla Taksim Tünel’de toplanarak Taksim Meydanı’na yürümek istedik. Fakat bizi engellediler biz de bir oturma eylemi gerçekleştirdik. Buradaki amacımız oradaki insanların ölmesini, vahşet bodrumlarında insan ölümlerini ve Cizre’deki halka dönük ablukanın kaldırılmasını, hukukçular ve insan hakları aktivistleri olarak demokratik tepkilerimizi ifade ettik. Hükümeti, siyasi iktidarı cumhurbaşkanını bu savaş oyunundan vazgeçirtmeye davet ederken bu durum bizim önümüze soruşturma olarak geldi. Savcılıktaki ifademizde de Cizre’de yapılan zulmü ve katliamı dile getireceğiz. Orada insanlar katledildi. Bu insanlar bizim müvekillerimizdi. Onlar için Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne tedbir talepli başvurular yaptık. Bu başvurulardan kaynaklı zaten derneğimiz kapatıldı. Şimdi de derneğimizi kapatmakla yetinmiyorlar derneğimizin üyelerine, dostlarımıza ve bizim basın açıklaması çağrımıza uyan dostlarımıza soruşturma başlattılar. Bu bir sindirme politikası bunu kabul etmeyeceğiz. Yaşam hakkının kutsallığı için hukuki, demokratik meşru mücadelemize devam edeceğiz.”