Avusturya ve Rusya arasında casus krizi

Avusturya ve Rusya arasında casus krizi

Avusturya silahlı kuvvetlerinde görevli emekli bir albayın muvazzaflık döneminde 1990'lı yıllardan itibaren Rusya hesabına casusluk yaptığı ve Rus istihbaratına silah sistemleri ve göçle ilgili bilgileri sızdırdığı açıklandı. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Viyana'da düzenlediği basın toplantısında, Rusya'dan konuya ilişkin şeffaf bir şekilde bilgi sağlamasını talep ederek casusluk iddiaları karşısında atılacak adımlara ilişkin Avrupalı ortakları ile istişare içerisinde olacaklarını dile getirdi.

Kurz, zanlının suçunun kanıtlanması durumunda "yabancı bir devletin istihbarat servisini desteklemek" suçundan üç yıla kadar hapis cezası alabileceğini söyledi. Başbakan Kurz bu olayın Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki ilişkilerin düzelmesine yardımcı olmayacağını belirterek "Casusluk kabul edilemez ve kınanması elzemdir" dedi.

Casusluk suçlaması ile karşı karşıya olan albayın Rus istihbarat servisleri için çalışmaya 1990'lı yıllarda başladığı ve 2018'e kadar bu görevi sürdürdüğü belirtiliyor. Kimliği açıklanmayan albayın Avusturya ordusundan beş yıl önce emekli olduğu aktarılıyor.

Rusya casusluk için 300 bin euro ödedi

Avusturya Savunma Bakanı Mario Kunasek de casusluk olayını birkaç hafta önce ortaya çıkardıklarını, Avrupalı bir istihbarat servisi tarafından sağlanan bilgi üzerine harekete geçtiklerini açıkladı.

Emekli albayın dizüstü bilgisayarı dahil olmak üzere elektronik cihazlarının Avusturyalı makamlar tarafından incelemeye alındığı belirtildi. Kunasek, casuslukla suçlanan emekli albayın ifadesine göre, Rusların Avusturya'nın silah sistemleri ve son dönemdeki göç sorunu hakkında bilgilerle ilgilendiğini belirtti. Savunma Bakanı, albayın ayrıca bazı isimlere ilişkin dosyalar hazırlayıp Ruslara ilettiğinin tespit edildiğini de kaydetti.

Avusturya basınında çıkan haberlerde albaya Rus istihbaratı tarafından 300 bin euro ödendiği ve albayın 2006 yılından bu yana casusluğa son vermek için yaptığı girişimlerin Rus aracılar tarafından engellendiği belirtiliyor. Avusturyalı albayın yakalanacağını anladıktan sonra elindeki bütün belgeleri imha etmesinin Avusturya casuslukla mücadele teşkilatı tarafından önlendiği de medyada yer alan haberler arasında.

Moskova iddialar karşısında şaşkın

Casusluk krizinin patlak vermesi ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan konuyla ilgili bir açıklama geldi. Lavrov, haber karşısında "tatsız bir sürpriz" yaşadığını söyledi.

Casusluk skandalı her iki ülkenin Dışişleri Bakanlıklarını da harekete geçirdi. Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl, Rusya'nın Viyana maslahatgüzarını bakanlığa çağırdı ve Aralık'ta Moskova'ya yapmayı planladığı ziyareti iptal ettiğini duyurdu. Rusya da benzer bir adım atarak, Viyana'nın Moskova Büyükelçisini istişareler için bakanlığa çağırdı.

NATO üyesi olmayan Avusturya, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi ve eski Rus ajanı Sergey Skripal'in Birleşik Krallık'ta zehirlenmesi sonrası Moskova ile yakın ilişkiler sürdürmeye devam eden az sayıdaki Avrupalı ülkeden biri olmuştu. Avusturya, İngiltere adına ajanlık yaptığı öne sürülen Skripal'in sokak ortasında zehirlenmesinin ardından birçok Avrupa ülkesinin aksine ülkesindeki Rus diplomatları sınırdışı etmemişti.

Avusturya'nın Rusya ile ilişkisi, aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisinin (FPÖ) koalisyona ortak olması ile bir kez daha gündeme gelmişti. Parti, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Birleşik Rusya partisiyle 2016'da işbirliği protokolü imzalamıştı.

Çok sayıda uluslararası kuruluşun ve binlerce yabancı diplomatın bulunduğu Viyana, Avrupa'nın casusluk merkezi olarak biliniyor. Soğuk Savaş döneminde Viyana, konumu nedeniyle Doğu Avrupa bloğundaki komünist ülkelere açılan kapı olarak görülüyordu.

DW,AFP,rtr/ÖA,AG,BK

© Deutsche Welle Türkçe