Ayakkabı taarruzuna 'Hasan Tahsin' benzetmesi

Ayakkabı taarruzuna 'Hasan Tahsin' benzetmesi
Iraklı gazetecinin Bush'a ayakkabı fırlatması daha uzun süre tartışılır. Yazar Melih Aşık, İzmir'de düşmana ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin'le parallellik kurdu20 Ocak’ta görevi ABD’nin ilk siyahi başkanı Barack Obama’ya bırakacak olan Bush, önceki gün Irak’a geldiğinde, bütün dünyada şok etkisi yaratan bir tepkiyle karşılandı. Ayakkabılar direnişin yeni sembolü olduIraklı gazeteci Bush'a ayakkabı fırlattı - VİDEOKameralar önünde yapılan basın toplantısı sırasında bu beklenmedik tepkiyi gösteren kişi ise bir gazeteciydi. Iraklı gazeteci Muntasar El Zeydi, ülkesinin başına gelenlerden sorumlu tuttuğu ‘topal ördek Bush’a “Al sana veda öpücüğü, köpek!” diye bağırdı ve ayağından çıkardığı ayakkabıları peşpeşe fırlattı. El Zeydi’nin 'keskin nişancılığına' rağmen, Bush’un kürsüdeki refleksleri sayesinde ABD Başkanı olaydan hasarsız kurtulmayı başardı… İsyan bayrağı yerine 'ayakkabı'‘Başkomutan Bush’a yönelik ayakkabı taarruzu ise dünya gündemine açık ara bir farkla oturdu. Başta ezilen Irak halkı olmak üzere, Bush’un dış politikalarına ve Irak işgaline öfke duyan birçok Ortadoğu ve Arap ülkesinde Muntasar El Zeydi bir anda kahraman oluverdi; hatta, ‘14 Aralık Uluslararası Ayakkabı Günü olsun’ çağrıları yükseldi ve pankart yerine isyan bayrağı olarak ‘ayakkabı’ taşıyan göstericiler Irak sokaklarına indi. Tabi ki, gerek resmi kanattan gerekse sivil kanattan El Zeydi’yi kınayanlar da oldu. Kimi gazeteci dernekleri de bu grupta yer aldı. ÇGD kınadıBunlardan biri de Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) oldu. ÇGD Başkanı Ahmet Abakay, Zeydi'nin gazetecilik yerine saldırganlık yaptığını savunup "Bugün ayakkabı fırlatan yarın da taş atar, öbür gün de kurşun atar. Gazeteci, gazetecilik yapmalı gazetecilik ölçüleri dışına çıkmamalı" dedi. Abakay, gazetecinin ayakkabı fırlatmasını doğru bulmadığını belirtip "Bu saldırıdır, gazetecilik değildir. Örneğin bir zamanlar Türkiye gazetesinin bir muhabiri Bosna Savaşı sırasında cephede gazetecilik yaparken, 'Ben cephede Sırp vurdum' dedi. Cinayet işledi, adam öldürdü, bunu da övünerek yazdı. Bugün ayakkabı fırlatan yarın da taş atar, öbür gün de kurşun atar Sırp vurdum diye övünür. Bush'a tepki vermesi doğal, ama yöntemi ayakkabı fırlatmak değildir. O gazetecinin de dışarı atılması son derece doğaldır. Sonuçta bir saldırı var" ifadelerini kullandı. Iraklı gazetecinin Bush'a ağır bir soru sorarak, gazetecilik yeteneklerini kullanarak Bush'u en ağır şekilde sözleri ve soruları ile 'vurabileceğini' söyleyen Abakay, "Ama ayakkabı ile vurmasını doğru bulmuyorum. Bu gazetecilik ölçülerine sığmıyor. Bu saldırının sonu yok. Bu biçim giderek şekil değiştirebilir, başkalarına taş, kurşun atma gibi bir hale dönüşebilir. Bu nedenle doğru bulmuyorum" dedi. 'Geri zekalının aklını başına getirecek fırsattı'Ancak Bush karşıtlığı öne çıkacak şekilde konuya en ilginç yaklaşımlardan biri de, Milliyet gazetesinin usta kalemlerinden biri olan Melih Aşık’tan geldi. Aşık, "İzmir’de düşmana ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin’in davranışı da etik değildi ama yerindeydi... Bush utanmadan Irak’a veda etmeye gelmişti... Hak ettiği gibi uğurlandı; Kovuldu...Yalnız Ortadoğu’yu değil, tüm dünyayı krize sokan bir geri zekalının aklının başına gelmesi için fırsat doğmuştu. Ayakkabı kafasını ıskalayınca o ihtimal de yok oldu...” ifadesini kullandı 15 Mayıs 1919'da Yunan ordularının İzmir'i işgali başladığı sıralarda silahını çekip ateşleyerek en öndeki Yunan bayraktarını başından vuran gazeteci Hasan Tahsin’e göndermede bulunan Melih Aşık’ın yazısı şöyle: Hak ettiği gibi uğurlandı... Kovuldu...Televizyonlarda son zamanlarda gördüğümüz en rahatlatıcı görüntü... George Bush’a bütün dünyanın gözleri önünde peşpeşe fırlatılan iki ayakkabıydı. “Bu Irak halkından bir güle güle öpücüğü, köpek” demiş ayakkabıyı fırlatırken Ey Zaidi... Kimi Iraklılar yıkılışı sırasında da Saddam heykeline ayakkabı fırlatmışlardı... Ayakkabı Arap ve İslam geleneğinde kirliliği temsil ediyor... O yüzden camiye de ayakkabı ile girilmiyor... Bizden kimi gazeteciler ve gazetecilik örgütleri, Ey Zairi’nin davranışını etik bulmadılar! Bu etiğe saygılı meslektaşlar acaba ‘ABD’nin koskoca bir ülkeyi ve ulusu yalanlarla işgal edip yıkmasını, bir milyon insan öldürmesini kaç kez eleştirdiler... İşgal altındaki ülkede hangi özgürlük kalmış ki, basın özgürlüğü ve etiği kalacak? İzmir’de düşmana ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin’in davranışı da etik değildi ama yerindeydi... Bush utanmadan Irak’a veda etmeye gelmişti... Hak ettiği gibi uğurlandı; Kovuldu... Yalnız Ortadoğu’yu değil, tüm dünyayı krize sokan bir geri zekalının aklının başına gelmesi için fırsat doğmuştu. Ayakkabı kafasını ıskalayınca o ihtimal de yok oldu...