Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında Ayasofya protokolü imzalandı

Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında Ayasofya protokolü imzalandı

Danıştay 10. Dairesi'nin camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesiyle yeniden cami olarak açılacak Ayasofya protokol imzalandı.

“Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nde Yürütülecek Koruma, Geliştirme, Tanıtım ve Yönetim Faaliyetlerine İlişkin İşbirliği Protokolü” için Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nda bir araya geldi. 

Törende konuşan Bakan Esoy, "Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Ayasofya Camii itinayla korunacaktır. Nasıl ki bugüne kadar Ayasofya'nın somut ve somut olmayan niteliklerini kapsayan evrensel değerine, özgünlüğüne sahip çıktıysak, bundan sonra da aynı özeni hep beraber göstereceğiz" dedi. Ersoy, sözlerinin devamında da aldıkları üç kararı şöyle duyurdu:

"Birincisi Ayasofya Camii eskiden olduğu gibi turistlere açık olacak ve ücretsiz olacak. İkinci olarak; Ayasofya için ayrılan restorasyon bütçeleri birkaç katına çıkarıldı. Üçüncü olarak; Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Sultan Ahmet Meydanı'nda bulunan tapu binası Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis edildi. Bakanlığımız envanterinde bulunan Orada hem ikona ve kilise eşyaları koleksiyonları, İslami dönem koleksiyonları, türbe eşyaları koleksiyonları, taş eserler koleksiyonları ve sikke koleksiyonu gibi pek çok Hazine değerimizi orada sergilemeye başlayacağız."

Kültür Bakanı Ersoy sözlerine, "İnanıyorum ki Ayasofya'nın ziyaretçileri daha da artacak. Sadece ülkemizden değil yutdışından da Ayasofya'yı götürmek için milyonlarca insan gelecek. Allah yapacağımız faaliyetlerde yardımcımız olsun. Yapacağımız protokolün hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum" diye devam etti.

Bakan Ersoy'un açıklaması

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy'un açıklaması şöyle:

Danıştay 10. Dairesi'nin aldığı karar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın imzası ile yayınlanan ilgili kararname neticesinde Ayasofya Kebir Camii Şerifi yeniden ibadete açılmış bulunmaktadır. Bu süreçte herkesin fikrini belirtmesi elbette normaldir ve saygıyla hepsine kulak verdik, veriyoruz. Ancak hiç kimse bağımsız yargının aldığı ve milletimiz tarafından da memnuniyetle karşılanan bu kararın sütünde değildir. Bugün Ayasofya sapasağlam işlevsel bir halde ayakta duruyorsa bütün kültür, inanç ve tarih zenginliğiyle dünya bunun 567 yıldır Ayasofya Camii'ni değerli bir emanet olarak sahiplenen, yeri geldiğinde canını siper ederek koruyan Türk milletine borçludur. Haçlı Ordusu'ndan tutun da 20. YY'da İstanbul'u işgal eden itilaf devletlerin orduları tarafından bu muazzam mabede yaptıkları saygısızlık, verdikleri hasar derin bir utanç vesi olarak da tarihe not düşmüştür.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Ayasofya Camii itinayla korunacaktır. Nasıl ki bugüne kadar Ayasofya'nın somut ve somut olmayan niteliklerini kapsayan evrensel değerine, özgünlüğüne sahip çıktıysak, bundan sonra da aynı özeni hep beraber göstereceğiz. Her şeyden önce milli ve manevi değerlerimizin bir gereği, geçişimize olan da bir vefa borcumuzdur. 

Elbette ki Ayasofya Camii'ndeki din işleri Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülecektir. Restorasyon gibi faaliyetleri biz yerine getireceğiz. Bu konuda değişen hiçbir şey yok. Burada üç konuya değinmek istiyorum. Birincisi Ayasofya Camii eskiden olduğu gibi turistlere açık olacak ve ücretsiz olacak. İkinci olarak; Ayasofya için ayrılan restorasyon bütçeleri birkaç katına çıkarıldı. Üçüncü olarak; Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Sultan Ahmet Meydanı'nda bulunan tapu binası Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis edildi. Bakanlığımız envanterinde bulunan Orada hem ikona ve kilise eşyaları koleksiyonları, İslami dönem koleksiyonları, türbe eşyaları koleksiyonları, taş eserler koleksiyonları ve sikke koleksiyonu gibi pek çok Hazine değerimizi orada sergilemeye başlayacağız."