Oyuncu Aydemir Akbaş, geçtiğimiz günlerde vizyona giren "Alemde 1 Gece" filmiyle ilgili olarak "Tiyatroda text, sinemada senaryo. Kimse senaryoya para vermiyor. Geçen Nurgül Yeşilçay’a iki senaryo verdim. Onun oyunculuğunu çok beğeniyorum. Sıkışıyorsan al bir romanı, senaryoya çevirir. Bu seyirci neyin çalıntı olup olmadığını biliyor" dedi. "Bir iki vukuatım olmuştur, temassız. Ben hastalıktan falan korkan bir insanım" diyen Akbaş "Porno başka bir şey, erotik başka bir şey. Pornoda afedersin başka bir şey lazım" ifadesini kullandı. Akbaş ayrıca, statta maç izlemesinin yasaklandığını söyledi.
Ömür Gedik'e konuşan Aydemir Akbaş'ın açıklamaları şöyle:
◊ İnsanları bekletmekten bu kadar imtina eden bir adam nasıl oluyor da küfür ediyor? - Küfür yakışıyor diye diye beni küfürbaz yaptılar. ◊ Kaç yaşından beri küfür ediyorsunuz? - Liseden beri. ◊ İlk küfürünüzü hatırlıyor musunuz? - Yok... Ama çocukluğumda top oynarken küfür ettiğimi hatırlıyorum. Zaten ben münakaşa edecek bir tip değilim. Çünkü karşımdakinin fikrini asla kabul etmiyorum. Sinirli konuşuyorum. Doktor “Aydemir yavaş konuş, hele telefonda hiç konuşma” diyor. ◊ Terapiste gittiniz mi ya da öfke kontrolü için bir uzmana başvurdunuz mu hiç? - Hayır. Arkadaşlarım artık bu huyumu biliyor, herkes alışık. Geçen maçta Candan Erçetin “Aydemir Abi seyretme, arkanı dön” dedi. Ben yine dayanamıyorum bağırıyorum, sesim kısılıyor. ◊ En çok kime bağırıyorsunuz? - Galatasaray’a.
STADYUMDA MAÇ İZLEMEM YASAK ◊ Küfür statlarda yasaklandı ama! - Bana da maç yasak artık. ◊ Yasağın perde arkası? - Spor yazarlığı yaptığım dönemdi... Barcelona’yla maçımız vardı Ali Sami Yen’de. Galatasaray gol yiyince İspanyol radyocu öyle bir bağırdı ki sinir oldum. İkinciyi biz atınca ben de ona dönüp bağırdım ve bir hareket yaptım. Sonra stada girmem yasaklandı. Bir milletvekiliyle de şeref tribününde kapışmışlığım var. O yüzden öyle kalabalıklara pek girmiyorum. ◊ Neden böyle sizce? - Bilmiyorum. Belki de Arnavutluk’tan. Babam Manastır’dan Arnavut, annem Laz, Sürmeneli. ◊ Kaç kardeşsiniz? - Dört. Üç erkek, bir kız. KIZ KARDEŞİM OLDUĞUNU ARKADAŞLARIMDAN SAKLADIM ◊ Kız kardeşlerinize karışıyor muydunuz küçükken? - Off hem de nasıl. Perde açtırmazdım. Bir kız kardeşim olduğunu uzun yıllar en yakınlarım bilmedi. Çünkü arkadaşlarım geldiği zaman odaya kapatırdım, çıkamazdı. ◊ Kızlara hapis hayatı demek! - Ne tuhaf değil mi? Herkes beni çok rahat zanneder. Ben şimdi üzerinde bu kıyafet varken seninle sokağa çıkmam. ◊ Nasıl yani? Ne var kıyafetimde? - Biri sana bakarsa rahatsız olurum. ◊ Allah Allah! Ben sevmem pek kıyafetime karışılmasını. Eşinizin kıyafetlerine de karışıyor muydunuz? - Bir miktar... Ama o da asi olduğu için “Medeni ol” derdi bana. Bu arada benim zaten bir prensibim vardır. İbrahim’le (Tatlıses) uygulardık bunu. Bilmediğimiz yere pek gitmez, hep arkalarda otururduk ki dikkat çekmeyelim. Gerçi eskiden etraf daha düzgündü. Biliyor musun, benim çocuğum prematüre doğdu, yaşamadı. Bu devirde çocuğum olmadığına şükrediyorum. ◊ Neden? - Biz Arnavutlar çocuklarına çok düşkünüz, çok kıskancızdır.
EŞİMLE İKİ KERE BOŞANDIK ÜÇ KERE EVLENDİK
◊ Sizin inadınız meşhur. Neden acaba? - Bana keçi sütü içirmişler. Belki inatçılık oradan geliyordur. Üç hastalık birden kapmışım doğduğumda, anneme “Uğraşma ölür” demişler. Babam da Arnavut, inatçı. Oğlu olunca bayram yapmış zaten. Kambur bir doktor vardı Akaretler’de, beni o kurtarmış. ◊ Ya sinir? O da mı çocukluktan? Hocaya cetvel atmışsınız, doğru mu? - Attım... Sinirden... Azarladı, tokat attı, ben de cetvel fırlattım. Onun için beni deli doktoruna götürdüler. ◊ Eşiniz nasıl katlanıyor size? - Biz iki kere boşandık, üç kere evlendik. Ama küçük şeylerden. Sen Beyhan’ı tanısan korkarsın. Kavga edip evden giderdim, boşanma davası açardı. Boşanma kağıdı geldiğinde biz çoktan barışmış olurduk. 54 sene oldu, dile kolay. ◊ Kıskanıyor muydu sizi? - Hiç. Mankendi benim karım. ◊ Manken de olsa kadın kıskanır. - Hayır, benim huyumu bilir o. Bir iki vukuatım olmuştur, temassız. Ben hastalıktan falan korkan bir insanım.
SEVİŞME SAHNELERİNDE SULULUK YAPAR GÜLDÜRÜRDÜM
◊ Demek hastalık korkusu zamparalık yapmanızı engelledi. Peki bu uzun don meselesi nedir? - Hayatım porno başka bir şey, erotik başka bir şey. Pornoda afedersin başka bir şey lazım. ◊ Siz ne yapıyordunuz, araya yastık mı koyuyordunuz? - O sevişme sahneleri zaten bir ıstıraptı. Sevmem öyle şeyleri. ◊ O filmler peki? - Ben güldürüyordum sevişirken. Bir gazeteci çıktı, benim röportajıma seks kralı diye bir şey yazdı ama... Anadolu tarafından yapımcılara “Aydemir’e sevişme sahnesi koymayın, çünkü sululuk yapıyor ve seyirci tahrik olmuyor” demişler. Sonra ben yanıma bir jön aldım. O sevişiyordu, ben güldürüyordum. ◊ İbrahim Tatlıses’le Kaç sene oldu arkadaşlığınız? - 30, 35 sene. ◊ Yaşınız kaç şu anda? - 1 Ocak’ta 81 olacak.
ŞAFAK SEZER İYİ OYUNCU AMA FİLM ÇEKMESİN
◊ “Alemde 1 Gece” vizyona girdi. Filmle ve Türk sineması ile ilgili birkaç cümle alayım sizden... - Eskiden Amerikan filmleri çalınırdı, şimdi Kore filmleri çalınıyor. Yeter artık. Sonra niye Türk sineması ilerlemiyor... Yazarı olmayan sinema yürümez. Tiyatroda text, sinemada senaryo. Kimse senaryoya para vermiyor. Geçen Nurgül Yeşilçay’a iki senaryo verdim. Onun oyunculuğunu çok beğeniyorum. Sıkışıyorsan al bir romanı, senaryoya çevirir. Bu seyirci neyin çalıntı olup olmadığını biliyor. ◊ Bu filmde kimler var? - Burcu Binici diye çok kabiliyetli bir kız var. ◊ “Kolpaçinolar”daki rol arkadaşınız Şafak Sezer’le ilgili ne dersiniz? - Çok iyi oyuncu ama film çekmeyecek! ◊ Erkan Petekkaya? - Erkan, “Kolpaçino”da oynamakla bence hata yaptı. Karım hamileyken beş kuruş param yoktu, seks filmleri defterini kapatmıştım. İyi para teklif ettiler “Zühtü” filminde oynar mısın diye. Adı rahatsız etti beni. 10 lira yok cebimde, ona rağmen oynamadım. ◊ Hayır demeyi bileceksin diyorsunuz yani... - Aktör seçmesini bilecek.
ARNAVUT’UN KIZINI AL, ERKEĞİNİ ALMA
◊ Siz kadına da, çocuğa da kurallar koyuyorsunuz demek ki... - “Arnavut’un kızını al erkeğini alma” demişler. Çocuğun hayatı da zehir olurdu, benim ki de. Bir kere hava karardı mı sokağa çıkamazdı, kız da olsa erkek de olsa fark etmez... ◊ Sokağa çıkarken korkuyor musunuz? - Hayır. Ölüm korkusunu hissedersen yaşayamazsın zaten. ◊ Nasıl bir çocukluğunuz vardı, yaramaz mıydınız? - Mahallenin şımarığıydım. ◊ Geçmişten en çok neleri özlüyorsunuz? - Çıplak ayakla dolaşmayı ve bekçi düdüğünü. Feriköy’de doğdum ben. Eskiden bekçi olurdu. Bizim için bir garantiydi bekçi düdüğü. O bekçiye dokunanın hayatı kararırdı. Şimdi emniyet müdürüne bile “Çekil lan” deniyor. Ben emniyet zafiyetinden şikayetçiyim. Hoşgörü diye bir şey kalmadı. Biz demokrasiyi giyemedik. O elbise bize büyük geldi. Çıkmazdayız.