Doğan Yayın İlkeleri Kurulu toplantısında konuşan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, “Terör bir insanlık suçudur. Teröre destek verenler de suçludur. Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde, bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl tutulması içindedir, vicdanları körelmiştir. Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam” dedi. "Hem iktidar yanlısı hem de tamamen iktidar karşıtı medya bizi çapraz ateş altına aldı" diyen Doğan, "37 yıllık yayıncılık hayatımda böyle bir baskı ile karşılaşmadım" ifadesini kullandı
Doğan Yayın İlkeleri Kurulu dün Bodrum’da toplandı.
Doğan Grubu yayınlarındaki gelişmelerin ele alındığı toplantıda, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan şu konuşmayı yaptı:
''Kurulumuzun değerli üyeleri, sevgili arkadaşlarım,
Hepinize hoş geldiniz diyorum.
Geçen toplantımızı 25 Mayıs'ta yapmıştık. Bu toplantıda 7 Haziran seçim sürecindeki yayınımızın, yayın ilkelerimiz ışığında nasıl olması gerektiğini etraflı bir şekilde tartışmıştık.
Aynı zamanda seçimlerde bütün siyasi partilere eşit mesafede durarak, görüşlerini ve vaatlerini topluma objektif bir şekilde yansıtmanın, sonuçta kararı seçmenin iradesine bırakmanın önemini vurgulamıştık.
Ben 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde bir araştırma yaptırttım. Seçim sürecinde hangi partiye ne kadar yer vermişiz, herhangi bir partiye ayrıcalık yapmış mıyız, bunu bilmek istedim. İlginç sonuçlar çıktı.
Bu araştırmanın sonucuna göre, liderlerin miting konuşmalarının haberleştirilmesinde grubumuzun televizyon kanallarında Sayın Ahmet Davutoğlu’na 22 saat, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na 14.5 saat, Sayın Devlet Bahçeli’ye 8.5 saat ve Sayın Selahattin Demirtaş’a 6.5 saat zaman ayrılmış.
Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı’nın mitinglerine 15.5 saat yer verilmiş, partilere büyüklüklerine göre süre ayrılmış.
Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız’ın bu süreçteki konuşmalarını, teamüle uyarak geniş şekilde vermemiz sebebiyle AK Parti'ye ilişkin haberler daha da geniş yer bulmuş, buna karşılık, televizyon kanallarımızdaki tartışma programlarında AK Parti’nin temsili zayıf kalmıştır. Bunun sebebi, AK Parti temsilcilerinin ve sözcülerinin ısrarla davet edildikleri halde kanallarımızı boykot etmiş olmalarıdır.
Buna rağmen biz, bu tartışmalarda AK Parti’nin görüşlerinin de yer alması için büyük çaba gösterdik.
Televizyonlara ek olarak gazetelerimizde de seçim döneminde siyasi partilerimizle ilgili haberlerin dengeli bir şekilde verildiğini söyleyebilirim.
Elbette hatalar, eksiklikler olabilir. Zaten biz de hatalarımızı, eksikliklerimizi hiçbir komplekse kapılmadan açık yüreklilikle kabul etmeye hazır olduğumuzu her vesileyle belirtiyoruz.
Şimdi 1 Kasım seçimlerine 7 Haziran'dan daha ağır şartlarda gidiyoruz. Geçen seçime kadar ülkede hakim olan çatışmasızlık, seçimin hemen sonrasında PKK'nın başlattığı kanlı eylemlerle bozuldu. Çok sayıda askerimiz, polisimiz PKK terör örgütünün alçakça saldırılarına hedef olarak şehit düştü. Bu noktada, tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun.
PKK'nın silahı bırakması, şiddet ve terör eylemlerine derhal son vermesi için hepimizin ciddi bir duyarlılık göstermesi gerekiyor.
Burada, terör ve şiddeti bir kez daha lanetliyor, ülkemizde barış ve huzurun bir an evvel tesisi için var gücümüzle çalışmaya hazır olduğumuzu bir defa daha ilan ediyorum.
Terör bir insanlık suçudur. Teröre destek verenler de suçludur. Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde, bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl tutulması içindedir, vicdanları körelmiştir.
Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam. Ben, bütün hayatını Türkiye sevgisine adamış bir insanım. Bana yönelik bu suçlamaları yapanların vatanseverliğinden şüphe ediyorum.
Herhalde izliyorsunuzdur, 7 Haziran sonrasında medya grubumuza yönelik yalan ve iftiralarla dolu bir kampanya hız kesmeden sürüyor. Bunların çoğunu cevap vermeye değer bulmuyoruz ancak bazen o kadar akıl ve izan dışı suçlamalar ve hakaretler yapılıyor ki susmak mümkün olmuyor.
Burada dikkat çekici olan, hem iktidar yanlısı hem de tamamen iktidar karşıtı medyanın bizi çapraz ateş altına almasıdır. Her iki kesim de bizi yanına çekmeye çalışıyor.
37 yıllık yayıncılık hayatımda böyle bir baskı ile karşılaşmadım.
Diğer taraftan, aynı zamanda paralelci olmakla da suçlanıyoruz..
Biz devlet içinde kendi amaç ve gündemine göre hareket eden, başına buyruk özerk yapıların varlığına tabii ki karşıyız. Bu tür yapılarla hukuk içinde kalınması koşuluyla her türlü mücadelenin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu mücadele hiçbir zaman basın özgürlüğü pahasına olmamalıdır.
Basın özgürlüğü, demokrasinin ve hukuk devletinin özüdür. Basındaki muhalif, eleştirel seslerin susturulması ve sindirilmesi çabalarının demokrasimize zarar vermesinden endişe ederiz. Demokratik ülkelerde iktidarları destekleyen medya organları olduğu gibi, iktidar karşıtı medya da vardır. Bir demokraside başka türlü olması zaten beklenemez.
Bizim grup olarak bir farkımız var ve bu fark çok açıktır.
Biz, ana akım medyayız ve bu konumumuzla kitle yayıncılığı yapıyoruz. Okuyucularımız ve izleyicilerimiz her kesimden insanlar. Her kesimden insana ulaşıyoruz. Her medya mecrasının olduğu gibi ana akım medyanın tehdit altına girmesi demokrasinin en temel güvencelerinden birini tahrip edecektir. Demokrasinin nefes alabilmesi için gerekli olan özgürlük alanını daraltacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
1 Kasım'da yenilenecek seçimlerde, yayın politikamız, daha önce de olduğu gibi yayın ilkelerimize bağlı bir şekilde, devam edecektir.
Bütün partilere objektif kriterlerimiz çerçevesinde eşit mesafede durmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Baskı ve tehditlerden yılmayacağız. Doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok.
Memleketimizin huzur ve güvenliği, tüm vatandaşlarımızın barış içinde bir arada yaşaması ve refahı dışında bizim bir gündemimiz yok. Milli iradeye, her zaman olduğu gibi saygılıyız.
Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde Doğan Medya Grubu olarak, evrensel ilkelere önem veren yayıncılığımızı sürdürmekte kararlıyız.''