Doğan Yayın İlkeleri Kurulu Toplantısı'nda konuşan, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Avrupa'nın Türkiyeli bakanlara karşı tutumlarına tepki gösterdi. Toplantı gündeminde referandum da vardı, Aydın Doğan "Çıkacak sonuca şimdiden saygılı olacağız" dedi.
Doğan Yayın İlkeleri Kurulu Toplantısı, İstanbul Hilton Oteli'nde gerçekleşti.
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan başkanlığındaki toplantıya, kurul üyelerinin yanı sıra, medya grubu yönetici ve temsilcileri de katıldı.
Aydın Doğan, toplantıda yaptığı konuşmada Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye karşı tutumunu eleştirdi.
Konuşmasında 16 Nisan referandumuna da değinen Aydın Doğan, "Çıkacak sonuca şimdiden saygılı olacağız" dedi.
Toplantının ardından konuşan Avrupa Birliği Eski Genel Sekreteri, Emekli Büyükelçi Doğan Holding Başkan Danışmanı Volkan Vural da, toplantıyı iki bölüm halinde gerçekleştirdiklerini belirtti.
Aydın Doğan'ın açıklamaları şöyle:
"Genel Yayın Yönetmenliği görevine Fikret Bila arkadaşımız geldi. Ben hem Sedat Ergin'i hem de Fikret Bila'yı çeyrek yüzyıldır tanıyorum. İkisi de çok takdir ettiğim kendilerini mesleklerine adamış, dürüst, ilkeli gazeteci arkadaşlarımdır. Bu değişim, sadece bir bayrak değişiminden ibarettir. Hürriyet'in yayın çizgisi ile ilgili değildir. Hürriyet, ilkelerine bağlı, bağımsız objektif yayıncılığı sürdürecektedir. Sedat Ergin arkadaşımız sevdiği işe köşe yazarlığına yeniden başladı. Fikret Bila'yı de yeni görevinden dolayı kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum.
"Bu bayrak değişiminin, editöryal bir yanlışlığın hemen arkasından gelmesi arzu etmediğimiz bir talihsizlik oldu. Özellikle sosyal medyadaki spekülasyonu önlemek adına bu açıklamayı daha fazla geciktirmeden yapmak istedik. Şunu anlatmak istiyorum. Fikret Bila'nın Genel Yayın Yönetmenliği'ne gelmesi çok daha önceden planlanmıştı ama bazı seyahatler dolayısıyla bir türlü uygulanamadı. Fakat hemen bu talihsiz olayın peşine Fikret'i atamamız sanki bu olayın devamıymış gibi algılandı. Böyle bir şey yoktur. Sosyal medya böyle algıladı. Biz de fazla geciktirmeden açıkladık. Mutlaka tanıyorsunuz ama bugün sizlere Fikret Bila'yı tanıştırmaktan memnuniyet duyuyorum. Zannediyorum ki hemen hemen herkes de Fikret'i tanıyor. O da meslekte bayağı eskidir. Ankara Temsilciliği ve Genel Yayın Yönetmenliği tecrübelerinden sonra şimdi Hürriyet'in başında önemli işlere imza atacağına inanıyorum.
"Kanal D'de sabah haberlerini sunan bir arkadaş çok seri, çok keskin, sert tweet'ler atarak referandum için ‘hayır' kampanyası yaptı. Yazar ve yorumcularımızın görüşleri eğer hakaret ve aşağılama gibi unsurları taşımıyorsa bizi ilgilendirmez. Neticede kendi kişisel görüşleridir ve kurumu bağlamaz. Ancak haber sunanların konumu biraz farklıdır. Onlar haberin tarafsızlığını korumak mecburiyetindedir. Aksi halde kurumun tarafsızlığını ve objektif haber verme ilkelerine gölge düşürürler. Bu nedenle bu arkadaş ile yollarımızı ayırmak mecburiyetinde kaldık. Sosyal medya elbette faydalıdır. Biz de yayıncı olarak sosyal medyadan istifade ediyoruz. Ancak bunun sorumlulukla kullanılması gerek. Nitekim bu konuyu koruyan yayın ilkelerimizde yer vermiştir. Yetmedi grubumuz gazetecilerine zaman zaman genelgeler yayınlayarak sosyal medya kullanımlarına dikkat etmeleri hususunda yazılı ve sözlü uyarılar yaptık. Yaptırımlar uyguladık."
"25 Şubat'ta Ankara Temsilcimiz Hande Fırat bir habere imza attı. Bu haber, Genelkurmay Başkanlığı'nın verdiği kurumsal bilgi notuna dayanıyordu. Genelkurmay, Hulusi Akar Paşa şahsında orduya yönelik suçlama ve itiraflara cevap verme gereği duymuş ve bunları bir not halinde bunları Fırat'a iletmişti. Nitekim Genelkurmay Başkanlığı bu haberin içeriğinin sorumluluğunu resmi sitesinde üstlendi. Bu noktada benim de çok üzüldüğüm editöryal bir hata yapıldı. Haberin iç sayfadaki devamında başlık olarak ‘Karargah Rahatsız' denmesi istismara müsait bir çağrışım olarak algılandı. Oysa haberi okuyanlar iyi niyetli olarak baktıklarında Genelkurmay'ın tepkisinin sadece kendilerini suçlayanlara cevap teşkil ettiğini görmüşlerdir. Bu art niyetle yazılmış değildir ama editoryal bir hatadır."
"Avrupa ülkelerinde hükümet üyelerimizin konuşmalarına izin verilmemesi ve bunun için haksız engeller çıkarılması hepimizin tepkisini çekmiştir. Özellikle Hollanda'da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül hanımefendiye reva görülen muamele asla kabul edilemez. Hollanda makamlarını bu tutumları dolayısıyla kınıyorum. Bu davranışın diplomasının yerleşik kural ve teamülleri ile demokratik hak ve özgürlüklerle bağdaştırmak mümkün değildir. Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığı ve İslam korkusu ırkçılıkla birleşerek ortak değerlerimizi tehdit eden çok rahatsız edici atmosfer yaratmaktadır. Bu tehlikeye karşı demokrasi ve insan haklarıyla herkesi ortak çalışmaya davet ediyorum."